13

76 6 9
                                    

"Daha iyi misin sevgilim"

"Merak etme, şuan daha iyiyim."

"Gerçekten özür dilerim sevgilim. En başından sana inanmalıydım."

"Hatanın farkına varacağını biliyordum. Ama gerçekten bu kadar ciddiye alıcağını da düşünmemiştim doğrusu."

"Haklısın. Biraz fazla kaçırmış olabilirim. Peki beni affediyor musun?"

"Tabi ki de." (Cr şuan Felix'i öldürmemek için kendini zor tutuyor görşflffr)

"Hadi o zaman ben sana yiyecek bişeyler getireyim."

Odasından çıkıp hastanenin kafeterya bölümüne doğru yürümeye başladım. Evet Hyunjin beni affetmişti, ama içimde çözemediğim bi rahatsızlık vardı. Bunun sebebi ne olabilirdi ki? Anlam veremediğim bu hisle vücudum kasılıyor ve titriyordum. Neyse, şuan Hyunjin iyi. Bu aptal his de geçer. Kafamı kaldırdığımda çoktan kafeteryaya geldiğimi farkettim. İçeriye girip bir tepsi aldım ve ağzına kadar yemekle doldurup tekrardan Hyunjin'in odasına doğru yürüdüm. Kapıyı zorlana zorlana açıp içeriye girdim ve tepsiyi Hyunjin'in kucağına doğru çektiğim küçük masaya yerleştirdim. "Sevgilim, biraz fazla olmamış mı." Bakışlarını bana sabitledi. Bende yanına geçip yattığım koltuğu doğrulttum ve tekrar koltuk haline getirip oturdum. "Benim yüzümden günlerdir yemek yemiyorsun. Aç olman lazım. Bende doldurdum getirdim. Zaten suçluy-"

"Bence bu konuyu daha fazla konuşmayalım. Hadi sende gel yanıma, birlikte yiyelim." Bi elini yatağa iki kere hafifçe vurdu. Yüzüme bi gülümseme yerleştirdim ve yanına oturdum.

Bi süre sonra ikimiz de doymuştuk. Yataktan kalkıp tepsiyi odanın bi kenarına koyarken odaya bir doktor daldı. "Merhaba Bay Hwang. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" Bende tekrardan koltuktaki yerimi almıştım. "İyiyim teşekkürler."

"Herhangi bir şikayetiniz varmıdır?"

"Bir şikayetim yok. Gayet dinç hissediyorum."

"Eğer bir şikayetiniz yoksa sizi taburcu ediyoruz. En ufak bir rahatsızlığınızda lütfen tekrardan gelin."

"Tamamdır, teşekkürler."

Doktor odadan çıkınca Hyunjin bana bakarak gülümsedi. Tam ayaklanacaktı ki ben onu omzundan tutarak durdurdum. "Sen 10 dakika daha kal. Ben çıkış işlemlerini halledip geleyim."

"Peki sevgilim."

Hyunjin yanımda birlikte evimize doğru yürümeye başladık. O bi kolunu omzuma dolamış, bende onun öteki koluna sarılmıştım. Ona çok kötü bişey yapmama rağmen beni nasıl affetti bilmiyorum ama şuan gayet mutlu bi şekilde yürüyorduk. Aniden telefonum çaldı. "Sevgilim bi dakika duralım mı lütfen." Telefonu cebimden çıkardığımda Minho'nun aradığını gördüm. Tabi yaa. Onu odaya kitlemiştim ve hala oradaydı. Onu da hemen ordan çıkarmak zorundayım. Telefonu daha fazla bekletmeme kararı alıp açtım. "Minho Hyung. Ben gerçekten öz-"

"ÖZÜR FALAN DİLEME PÇ HERİF."

"Bak küfretmekte haklısın. Ama söz seni o odadan çıkarmaya geliyorum şi-"

"SENİN YÜZÜNDEN HEPSİ. SENİN YÜZÜNDEN, ALLAH BELANI VERSİN ORSPU. SENİN YÜZÜNDEN GİTTİ. SKTİĞİMİN YÜZÜNÜ DE GÖRMEK İSTEMİYORUM."

"Minho! Sakin ol! Ne oldu?"

"Pç herif..."

Telefonu suratıma kapattı. "Felix neler oluyor? Minho niye bağırıyordu?"

"Bilm- aha, Jeongin arıyor. Dur." Bu sefer Jeongin'in aramasını yanıtladım. "Jeongin? Neler oluyor?"

"Felix sen naptın? Sesi titriyordu. "Ya ne yapmışım, önce Minho sonra sen. Gerçekten bi fikrim yok."

"Jisung..."

"Ne olmuş Jisung'a." Jisung en son evden kaçıp gitmişti ve onu birdaha görmemiştim. Yoksa bişey mi olmuştu. Bende endişelenmeye başladım. "Neden Felix, sen sebep oldun buna."

"Neye sebep olmuşum! Lütfen artık açıklayın."

"Jisung intihar etmiş Felix. Sen sebep oldun buna. Minho herşeyi anlattı. Kaçmış o odadan. Jisung'u bulmuş ama o yine kaçmış. Sonrasında ise eski evine gitmiş ve kendini bıçaklamış. Oldu mu, yeterince açıklayıcı oldu mu."

"N-Ne?" Duyduklarımla gözlerim dolmuştu. Ben... Ben sebep olmuştum. Herşey benim suçumdu, herşey. "Lütfen sadece xxxxxxxx hastanesine gelin."
Jeongin'de telefonunu kapatmıştı. Hyunjin ise benim halimi görüp endişelenmeye başlamıştı. Gözümden akan bir yaşı durduramamıştım. Hyunjin'in gözleri büyümüştü. Ellerini omzuma yerleştirdi ve suratlarımızı yakınlaştırdı. "Hyunjin hastaneye acilen dönmemiz lazım."

"Noluyor Felix?"

"Jisung..."

"O iyi mi?"

"Değil. Kahretsin ki benim yüzümden değil." Hıçkırıklarımı tutamamıştım. Suratımı onun omzuna gömdüm ve ağlamaya başladım. O da kollarını bana sararak kendine iyice çekmişti. "Felix gerçekten anlamadım, neler oluyor. En başından anlat lütfen. Bak şurada bi bank var. Gel iki dakika oturalım, kendine gelirsin." Kollarını sırtımdan çekmişti. Bi eli kolumu tuttu ve beni banka doğru getirdi. Ben oturduğumda o da yanımda konumlanmıştı. Kafamı ellerimin arasına aldım ve saçlarımı çekiştirmeye başladım. Herşey benim suçumdu. Herşey...

...

(Evet intihar ayrıntılarını öğrenmek isteyen arkadaşları Mor His ficine davet ediyorum. Başımız sağolsun arkadaşlar.)

Anlaşılma | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin