9

103 10 12
                                    

( Eveeeet fice başlamadan fikir sahibi kişinin bana fic ile attığı nazik mesajı onun izni ile birlikte size göstermek istiyorum.

Cr: FELIX DOGDUGUN GUNE SICIYIM YAPICAGIN IŞIDE KAFANIDA SKIM HANGI KAFAYLA YAPIYON BUNLARI NE YEDIRDILER SANADA BOYLE OLDUN INSALLAH CHANGBININ KASLARINDA BOGULURSUN ONLAR DIGER TARAFA GIDINCE RAHATLICAN MI NE ISTEDIN LN HIC BIR SUCU OLMAYAN MUHTESEM KUSURSUZ MUKKEMMEL ARKADASLARINDAN NE YAPTILAR LN SANA O IPLERI AL BIR YERLERINE SOK YOKSA BEN JAPON YAPISTIRICISIYLA SOKUCAM AYRICA MADEM KAFAYI SIYIRDIN BILIYOR MUSUN AKIL HASTANELERI FLN VAR SENI DIREKT ÖMÜRLUK YATIRSINLAR O AKIL BI KAC YILDA DUZELMEZ CUNKU UMARIM HAYAT BOYU YALNIZ KALIR VICDAN AZABINDAN GEBERIRSIN SIKIK KAFALI.

Evet ne kadar normal bir mesaj değil mi. Tatlı bir şekilde duygularını dökmüş mesajında. Ona sonraki bölümlerin spoilerlarını vermiştim. Şimdi dolu dolu ağlamaklı ve tatlı fikirlerini bana sunuyor. Şimdi fice geçelimm. )

Eve vardığımda Jungwon'u rahatsız etmeden anahtarla açıp girdim. "Kanka! Ben geldim. Jungwon? Öldün mü kanka." Adını seslene seslene aradığım Jungwon'u yine oturma odasında brownielerle dolu bir tabakla birlikte televizyonun karşısında uyurlarken buldum. Televizyonu kapatıp altındaki çekmeceden bir örtü alarak tabağı aldım ve üstünü örttüm. Telefonumdan saati kontrol edecekken bi anda telefonum kapanmıştı. Offff, şarjı bitmiş. Jungwon'da android kullanıyor. Bu evde hayatta benim telefonuma uygun kablo bulamazdım. Tek çare eve gitmekti. O adını bile söylemek istemediğim varlık çoktan uyumuştur düşüncesiyle tekrar evden çıktım ve diğer evin yolunu tuttum. Kapıyı anahtarla açtığım an içerden ses geldi. "Felix? Lütfen geldiğini söyle." Salon dış kapının hemen yanında olduğu için ben girer girmez o varlığın suratına bir gülümseme yerleşmişti. "Sonunda beni çözmeye geldin ha. Ellerimi hissetmiyorum artık sevgilim. Kurtar beni bu-"

"Seni çözmeyeceğim."

"Ne demek çözmeyeceğim."

"İstesem de çözemem zaten. Gebersesice."

"Güzel şaka sevgilim."

"Sadece bişey almaya geldim. Çeneni kapat, o iplere yaptığımı ağzına da yapmayım."

"Ne yaptın ki iplere?"

"Yapıştırdım. Japon yapıştırıcısıyla hemde."

"Felix sen kafayı sıyırmışsın." ( cr'nın düşüncesi buna olsa olsa " SIYIRMAMIŞ SÇMIŞ " falan olurdu. Cr:lyxiwq

lütfen bana düşünceni yaz.)

"Ben ciddi oynarım."

"Anladık ne kadar ciddi olduğunu. Ama bende dediklerimde ciddiydim. Asla seni aldatmam Felix. Bir kazaydı sadece."

"Kes! İkinizden de duydum yetti."

"Minho'ya naptın."

"Neden söyleyeyim."

"Lütfen söyle."

"Han kaçmış olabilir, Minho ise odadan kurtulabilirse onu bulur."

"FELİX YETER ARTIK! JİSUNG'UN DURUMUNU BİLİYORSUN! BU YAPTIĞIN DA FAZLA OLUYOR AMA!"

"Yeter bu kadar konuşma. İki dakikaya çıkıcam. Sus biraz."

"FELİ-"

"SUS DEDİM KIT! BENİ ZORLAMA!"

Onu parçalama düşüncesiyle içeriye hızlı adımlarla gittim. Odamdan şarj kablomu ve bir kitap alarak adımlarımı dış kapıya yönlendirdim. "Felix, yeter bu ka-" lafını bitirmesine izin vermeden kapıyı çarpıp çıktım. (Cr. Lütfen bana küfretme. Fice olay lazım.)

Minho'nun bakış açısı

Şuan Jisung dışarıda biryerdeydi ve benim gözüme uyku gelmiyor du. Felix gittiğinden beri kapıyı açmaya çalışsam da başaramamıştım. Kim bilir Jisung şuan ne yapıyordu. Kendimi bir şekilde affettirmem gerekiyor. Ne yapsam, ne yapsam, ne ya- buldum! Jisung en sevdiği rengin mor olduğunu söylemişti. Zaten saçlarımı boyatmayı düşünüyordum. Her ne kadar çok hoşuma gitmese bile onun için saçlarımı mora boyayacaktım, tabi bu odadan çıkmanın bir yolunu bulunca. Kendimi böyle affettirme düşünceleri ile doldurarak sakinleştirmeye çalışsam da boştu. Odada sadece bir tane pencere vardı. Ve o pencere ise biraz yukarıdaydı ve benim geçebilmem için epeyce küçüktü. Kafamı kapıya vererek yere çöktüm. Gözlerim kendi kendine kapanmıştı.

Jisung'un bakış açısı

Acaba şimdi kendimi bitirsem mi? Hazır o benden nefret ediyorken.

(Cr lütfen gözyaşlarını sonraki bölüm için tut.)

...

Anlaşılma | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin