22. ATEŞ VE BARUT

26.2K 1.1K 845
                                    

Biz geldik sizde geldiniz mi

Heyecanlı bölüm sonundan sonra sizi meraktan çatlatmadan önce koşa koşa bölümü yazıp geldim. Harika geldik, mükemmel geldik hemde. Miladımız olacak bir bölüm daha yani, o derece :)

Oy vermeyi ve okurken yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar.

edit by instagram: mirinaserdiletee

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

edit by instagram: mirinaserdiletee

Gökhan Türkmen - Seninle Ben

22. ATEŞ VE BARUT

Kaos.

Şu an etrafımda olan şey kocaman bir kaostan başka bir şey değildi. Etraf flulaşmış, insanlar Akser ve Mert'ten ibaret kalmıştı. Kalbim olacakların korkusuyla çırpınırken Akser arabadan indi, yalnızca saniyeler sonra ise tam karşımızdaydı. Öfkesi yaz gününde serin bir evden çıktığımda yüzüme vuran sıcak gibiydi. Boynu, elleri hatta alnındaki damarlar dahi öfkeyle kabarmıştı.

"Geldi kahramanın."

Mert'in susmasını diledim. Susmasını ve kan gövdeyi götürmeden buradan gitmeyi diledim ama hiçbir dileğim kabul olmadı.

"Yanlış," dedi Akser öfkeden alev alev yanan gözlerini Mert'ten çekmeden. "Senin ecelin geldi."

Korkudan çığlık bile atmama kalmadan Mert'e atılıp sert bir yumruk attı. Yumruğunu etkisiyle yere savrulan Mert kolumu tuttuğu için az daha benide çekecekken Akser bunu engelleyip beni kendine çekerek arkasına aldı. Beni kendisine göre güvenli bölgeye aldıktan sonra yeniden Mert'e atılarak ensesinden bir köpek gibi tuttu. "Ye!" diye haykırdı yerdeki toprak parçalarına doğru yüzünü ittirirken.

Mert dirensede Akser'in normal zamanda bile fazla olduğundan emin olduğum gücü deli gücü denilen gerçekle birleşip onu tamamen karşı konulamaz hale getirmişti. Yüzü asfaltın üzerindeki kırık saksı ve toprak parçaları arasına giren Mert direnmeyi dahi bırakmak üzereydi.

"Seni bir daha Didem'in sınırlarında görürsem yeminim olsun mesleğim umurumda olmaz leşini çıkartırım. Bir daha ona dokunurken sonrasında sana dokunan kara toprağın olur."

Eğildiği yerden doğrulup ellerini birbirine çarparak sirkeledi. Son bir darbe daha indirecek gibi görünse de bunu yapmadı. Arkasını dönüp büyük bir adımda karşıma geçti. Yüzümü avuçlarının arasına alırken gözlerinde kesinikle öfke yoktu. Saf bir endişe ve merhametle bana bakıyordu. Bana bakan adam buysa az önce Mert'i asfalta yapıştıran adam kimdi?

"İyi misin bebeğim? Canın yanıyor mu?"

"Onu asfalta yapıştırdın." dedim dehşet içinde.

Burnundan sert bir nefes çekti.

MERMİSİZ VURGUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin