26. KAFESİ YIKIK KUŞ

1.8K 173 31
                                    


Hellllooooo

Yine ve yine merhabalarrr

Epeydir beklediğiniz o bölümle sonunda gelebildim🙏🏻 Umarım severek okursunuz.

Başlamadan oy vermeyi ve okurken yorum yapmayı unutmayın

Keyifli okumalar

Mert Demir - İkimize Birden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mert Demir - İkimize Birden

26. KAFESİ YIKIK KUŞ

İnsan kalbini hep bir kafese benzetirdim. Birbirinin kalbine düşen insanlar her daim birbirlerinin etraflarında döndüklerinden sebep bana esir gibi gelirlerdi. Hayatları bir anda silinip tek bir kişiden ibaret oluverirdi. Yaptıkları, düşündükleri, neden oldukları her şey tek bir kişi içindi. Bu yüzden bana göre birisine esir olmak yerine durmadan sürekli ve sürekli olarak çalışmak, devamlı bir meşguliyet edinmek hep daha cazip olmuştu. Kendime bile vakit ayıramayacak kadar meşgul olursam hayatımı gerçekten yaşarım sanıyordum. Abim ve arkadaşlarım beni tamamlamak için hep yeterli olur da sanıyordum.

Bütün bunlar geçmiş zamanın içinde kal birkaç ekten ibaret oluvermişti bir anda. Kuş olup bir adamın kafesine kendi isteğimle girmiştim. En başta o kalbi zindanım sanmıştım ama ben bir kafeste bile değildim. Olabileceğim en özgür şehirde kendi isteğimle onun kolları arasında kalıyordum. Bu esaret değildi, bu tadabileceğim en uçsuz özgürlüktü. Hayatım ondan ibaret olmamış o hayatım olmuştu. Hali hazırda kurulu olan düzenimi almış, kendisini içine yerleştirmişti. Onunla olmak için kendimi bile aksatmama gerek kalmayacak kadar kusursuz bir şekilde hayatım olmuştu.

Ama keşke bu kadar hayatım olmasaydı.

Benim hayatım dümdüz bir yol değildi. Eski bir Bodrum sokağının arnavut kaldırımlarından daha engebeli bir yoldu. Onun o çukurlarda dengesini kaybedip düşecek olmasının ihtimali bile benim canımı sıkmaya yeterliyken şu anda o ihtimal gerçek oluyordu. Benim bile takılmaktan korktuğum o çukura o takılmıştı. Annemi görmüştü, annem onu görmüştü, geçmişi kara lekesi olan evimizde beraberlerdi.

Bulduğum an bindiğim taksinin hızı katiyen yeterli gelmiyordu. İçim öyle kabarıyordu ki şimdi inip koşsam taksiden önce eve varırmışım gibi yanılsamalarım vardı. Halbuki arabadan inip birkaç adım attığım an titreyen dizlerim yüzünden yere düşüp kalırdım.

"Abi, biraz daha hızlı gidemez misin? Acil bir durum söz konusu."

Diyemiyordum ki 'Son hız git abi, annem sevdiğim adama zarar vermiş olabilir.' Dile getirirsen gerçeğim olmasından korkuyordum. İçimden yolda geçen her saniyede aklıma gelen hiçbir ihtimalin gerçek olmaması için dualar ediyordum. Tek isteğim sadece annemin yine bir kriz geçirmesi ve bunu haber aldığında abimle Akser'in beraber olduğu için şu anda aynı evde olmalarıydı. Aksi hiçbir ihtimali kabul etmek istemiyordum. Aksi hiçbir ihtimale dayanamazdım. Senelerin affettiremediğini tek bir seferde geçmişe bakmadan yaka paça atardım.

MERMİSİZ VURGUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin