bir

6.2K 175 214
                                    

Sepetimi koluma astıktan sonra içeriden meraklı gözlerle bana bakmakta olan anneme kapının ardından seslendim:

"Hemen dönerim anne, benim için endişelenme!"

"Ne o? yine ot toplamaya mı gidiyorsun?" dedi ukalaca.

"Bir kaç tane daha çiçek arayıp geleceğim anne, hemen dönerim söz veriyorum."

İçeriden kapıya doğru yaklaştı ve aralık olan kapının arasından bana konuştu:

"Biliyorsun Helena, daha geçen hafta gidip bulamamıştın o istediğin gülleri-"

"Biliyorum anne, biliyorum. Ağustosun sonunda çiçek bulmam çok zor." bıkkın bir şekilde yanıtladım onu, söylediği bu şey hoşuma gitmiyordu ve o bana bunu sürekli söylüyordu.

"Biliyorsan niçin hâlâ ısrarcısın bu konuda?" cevabı da hemen hazırdı.

"Sadece dolaşmış oluyorum anne, en azından sıkılmamış oluyorum, hadi görüşürüz. Hem ben inanıyorum bulabileceğime neden bulmayayım ki?"

Annem gamzelerini belli edecek bir şekilde gülümsedi. "İyi tamam, o güzel beyaz güllerden bir tane de bana getirirsin o zaman.."

Gülümsedim ve yanağından öptüm:

"Ah! Söz veriyorum anneciğim yeter ki onlardan bulabileyim."

Bunun ardından tam olarak giymediğim ayakkabımın yarısını da topuğumdan geçirdim ve koşar adımlarla evden uzaklaştım.
Bu sokakları seviyordum, yeşillikler, sarmaşıklar ve ağaçlar her zaman mutlu olmamı sağlamıştır. Beyaz bir gül arama telaşı içerisindeydim, tek isteğim vazomda bir beyaz gülün olmasıydı.
Hafif bir şarkı mırıldanarak yokuşu çıkmaya başladım.

Yokuşun aşşağısında ki mahallede evler daha da sıklaşıyordu, burayı birkaç büyücü, iksir yapımında lazım olabilecek otları bulmak amacıyla ziyaret ederdi ve sonra akşam olmadan geri dönerlerdi. Genel olarak sessiz bir sokaktı ve ben bunu seviyordum.
Yokuşu bitirdikten sonra hemen bitişiğimde ki evde yaşayan Lara'ya selam verip el salladım, beni farketmemiş olacak ki geri dönüt sağlamadı.

Yanında ondan daha uzun, daha sarışın ve oldukça açık tenli bir çocuk vardı. Teninin rengine rağmen, teniyle tamamen zıtlık oluşturacak siyah bir kazak giymişti. Lara'ya selam vermek amacıyla evine doğru yaklaştım, Lara o çocukla konuşmak için adeta yukarı bakıyordu. Beni gördüğü an gülümsedi ve konuşmaya başladı,

"Helena! Bu nasıl güzel bir sürpriz böyle.." heyecanla konuştuğu sırada elimdeki sırma sepeti yere koydum ve ona sarıldım.

"Sana el salladım ama görmedin, tekrar selam vermem gerektiğini düşünüp geri geldim." dedim ona. Yanında henüz adını öğrenemediğim çocuk gözlerini üzerimde gezdiriyordu.

"Draco ile konuşmaya dalmışım.. Kendisi kuzenim oluyor. Bak Draco,bu Helena, burada ki yalnızlığıma ortak olan arkadaşımdır kendisi.."

Az önce Lara'nın Draco diye seslendiği çocuk bana döndü, kaşlarını kaldırdı ve hiçbir şey demeden Lara'ya geri döndü ve o soğuk ama oldukça etkileyici sesiyle konuştu,

"Sanırım burada istediğimi bulamayacağım Lara, bana ceketimi getirir misin? Eve doğru yürümeye başlasam iyi olur, en azından hava kararmadan evde olurum."

"Tabii hemen bekle burada geliyorum." diye karşılık verdi ve içeriye doğru ilerledi Lara.

Altına bulaşmış olan toprağın beyaz kıyafetime bulaşmasını aldırmadan yere bırakmış olduğum sepetimi koluma aldım. Etrafta göz gezdirirken sağıma döndüğümde o çocuk işte bu sefer konuştu.

"Sizin gibi birisini daha önce gördüğümü hatırlamıyorum, Lara Hogwarts'ta okuduğunuzu söylemişti halbuki."

"Ah doğru fakat yıllar oluyor, 2.sınıfın ardından buraya taşındık ve ben ayrılmak zorunda kaldım, beni anımsayamamış olmanın sebebi ise büyük ihtimalle gerçekten beni -o iki sene içerisinde bile olsa- görmemiş olmandır."

O zamanlar sessiz bir kızdım ve yabancı gibiydim o ortama hiç alışamamıştım.

Ama çocuk bana öylece bakakaldı; sustu, izledi ve baktı.

"Özür dilerim-" gereksiz bilgiler verdiğimi farkettiğimde mahçup olmuştum. Neden tanımadığın birisiyle bu kadar ayrıntılı konuşursun ki sanki?

Yanaklarındaki çizgiler geniş gülümsemesiyle daha da belirginleştiği zaman neden güldüğüne şaşırdım ve tam soracağım zaman içeriden imdadıma Lara yetişti, elinde onun ceketi vardı.Daha yeni tanıdığım bu genç adam ceketi kibarca aldı ve kolunun üzerine nazikçe koydu. "Teşekkürler Lara" diye eklemeyi de unutmadı.

Daha sonra yavaşça bana döndü ve kibarca eğildi.

Sepeti tutmadığım elimi bir tüy kalemi tutuyormuşçasına kaldırdı ve benimle olan göz temasını kesmeden elimi kibarca öptü.

"İyi günler dilerim Bayan Helena. Umarım bir dahaki sefere daha uzun bir sohbetimiz olur.."

O yokuşu inmek üzere yola koyulduğunda onun sesi hâlâ zihnimde yankılanıyordu.

Sanki onu daha önce ki hayatımda tanıyormuşum gibiydi, hiç yabancı değilmiş gibi.



kitabın diğer bölümlerini okumadan gidişatı hakkında tahmin yürütmeyin 😭 ilk bölümler sıkıcı gelebilir

Missed Love, Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin