yirmi-dokuz

926 55 86
                                    

-

Ama görmüyor musun Helena? Artık farklı birisiyim. Sen beni değiştirmeyi başardın, ben sana değiştiğimi göstermeyi başaramadım.

-

Birkaç saatin ardından uykusundan uyanıyormuşçasına gözlerini araladığında derin mırıltılar çıkardı, yarası acıyordu. Beni karşısında görür görmez dikleşmeye çalışsa bile onu omuzlarından yatağa doğru geri ittim.

"Draco.." gözyaşlarıma engel olamıyordum, bebek gibiydi. Yaralanmış ve annesini kaybetmiş bir bebek gibi bakıyordu etrafına. Boş ve sessiz.

"İyiyim Helena.." sargılarının üzerindeki elimi görünce, onu öptü. "Şuan o kadar çok ağrımıyor bile.." gözleri kapanmaya hazırlanıyordu, uykusu vardı.

"Ama eğer ağrırsa söyle olur mu? Draco çok endişelendim.." gözyaşlarıma engel olmaya çalışarak devam ettim. "Bütün koridorları koşarken sürekli aklımın bir köşesindeydin, sabah da görememiştim seni.. Nerelerdeydin sevgilim?.." hâlâ ellerime öpücüklerini konduruyorken onların arasında konuştu.

"Öğrenci temsilcisi işleriyle ilgileniyordum, birinci sınıflar çok tecrübesizler Helena.." bunları söylerken gözlerime bakmıyordu, onları sımsıkı kapatmış hâlâ kelimelerinin arasında ellerimi öpüyordu. Bileğimdeki saate bakıp saatin kaç olduğunu öğrendikten sonra ellerimi eski konumuna -onun göğüsünün üzerine- bıraktı. "Seni bunun için cezalandırabilirim, biliyorsun öyle değil mi?" dediği zaman yasak saatinde dışarıda olmamdan söz ediyordu, gözyaşlarımı silip konuşmaya başladığımda kıkırdadım. "Bunu söylemeye ne kadar da çok alıştın böyle.." o da gülüyordu. Gülerken her ne kadar çok yaralarındaki kasılmayı hissetse bile bana o güzel dudaklarıyla gülüyordu.

Çok geçmeden bana yatağıma gitmem gerektiğini söylediğinde ayaklanmıştım. Tam vedalaştım gidiyordum ki tekrar konuştu.

"Mhm.. Bir şey unutmadın mı sence de?" yatakta huzursuzca kıpırdadığı zaman ne istediğini biliyordum. "Neyi unutmuş olabilirim, çantamı mı yoksa? Ah onu getirmedim ki zaten.." ne istediğini bilmiyormuşum gibi konuştuğumda dudaklarındaki kıvrılmayı daha net görebiliyordum. "Hadi gel buraya Helena, sevgiline iyileşme sürecini hızlandıracak bir öpücük ver, emin ol buna ihtiyacı var.." dediğinde ona doğru eğildim, önüme düşen buklelerimi geriye doğru aldı ve onu öptüm.
Dudaklarını dudaklarımda hissediyorken her şeyi unutuyordum. Malfoy bunu biliyormuşçasına daha derin öpüyordu beni. Burnundan çıkardığı, güldüğünü belli eden sesler öpücüğü daha da derinleştirirken çekilecek gibi bir hareket yaptığımda beni boynumdan kendisine daha fazla yakınlaştırıyordu. Yaralarının üzerindeki elim oralarda gezindiği zaman teni, ellerimin hareketi ile karıncalanıyordu. Dudaklarımın her bir hareketini biraz sonra ne yapacaklarını bilmek istiyormuş gibi, ezberliyordu.

Bunu zihnime kazımaya ihtiyacım vardı; daha sonra hatırlamak istersem diye, onu öpmek istersem ama öpemezsem diye.

~

"Sana bir şey söylemek istiyorum Draco.." dersliğe gitmeden önce onun odasındaydık, kravatını bağlıyorken söylediğim bu cümle ile ellerini belimde daha da sıkılaştırmıştı. "Söyle o halde meleğim.." dediği şey ile bakışlarımı ona yönelttiğimde, bana böyle seslenmesini sevmediğimi biliyordu.

"Ama güzelim başlarda sana meleğim dediğim zaman buna karışmıyordun.."

"Ama dray artık demeni istemiyorum sevgilim, demesen olmaz mı?.."

"Neden olduğunu söylersen, belki bir ihtimal." kaşlarını 'eh işte' dermişçesine oynattığında güldüm.

"Melek dediğin zaman diğer dünyaya aitmişim gibi hissediyorum, açıkçası bilmiyorum alışık olduğum his değil. Tam olarak ne hissettirdiğini anlayamıyorum.."

Missed Love, Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin