yirmi-altı

891 50 73
                                    

-

Belki de mantıklı olan yanımda değil de, anılarımda olmandı.

-

"Sorunun ne olduğunu anlat bana sevgilim.."

"Gerçekten bir şeyim yok Helena."

İksir dersinden çıkmış koridorda Draco ile konuşuyordum. Derse girmediği için bir şeylerin olduğunu düşünüp ona sormuştum fakat çok kısa cevaplar veriyordu.

Birkaç gündür olduğundan daha fazla yorgun, daha fazla agresifti. Okulda onun yüzünü göremeyecek hale gelmiştim. Sadece geceleri uyuduğumuz zaman bütün yorgunluğunu kollarımda atmak istediğini söylüyordu. Beraber uyuduğumuz bu zamanı saymazsak neredeyse onun yüzünü çok az görmeye başlamıştım.

"Neden derse gelmedin o zaman bebeğim?.."

Aklımdan geçen bütün her şeyi soruyordum.

"Sadece derse gelemeyecek kadar yorgundum, güzelim. İyiyim lütfen endişe etme benim için."

Alnımı öptüğünde beni ikna etmeye çalışıyordu, inanmamış olsam bile anlatmak istemediğini düşünüp onu daha fazla sıkmadım.

"Bana ayırabilecek zamanın var mı peki şuan?" ellerimi kravatına götürdüğümde sorduğum bu soruyu olumsuz karşılamıştı.

"Öğrenci temsilcisi toplantıları bitmek bilmiyor.."

"Seni fazla yoruyorlar Draco, hiç olmadığın kadar yorgunsun.. Bu beni endişelendiriyor.."

Beni her ne kadar neşelendirmeye çalışssa da bu olmuyordu. Onunla aynı yerdeyken onu özlemekten nefret ediyordum.

"Toplantıya gitmeden önce beni kucağında dinlendirebileceğin kadar zamana sahibim ama sevgilim."

Kıkırdadığımda benim odama çıkmıştık. Yatağımda uzanırken kafası göğüsümdeydi. Saçları ile oynuyor, öpücükler konduruyordum.

Son zamanlarda beraber zaman geçirebildiğimiz tek etkinlik buydu. Uyumak veya uzanmak. Boş vaktinde yapabileceği tek şey resmen dinlenmek oluyordu. Ekstra yorulduğu şeyler vardı, bunun her ne olduğunu bilmesem ve merak etsem bile araştırmıyordum. Gelip onun kendisinin anlatmasını istiyordum.

Aradan birkaç dakika geçtiğinde uykulu sesiyle konuştu. Öğle arasında bile sadece birkaç saat önce kalkmış olmamıza rağmen fazla uykuluydu.

"Helena ne yapsaydım benden nefret ederdin?"

"Bunu hiç düşünmedim bile. Böyle bir şey mümkün mü ki?"

Kafasını kaldırmış, üzerimde hakimiyetini koruyorken gözlerime bakıyordu.

"Mümkün değil mi yani?"

"Bilmem.."

"Neden mümkün olmasın ki? Ne yapsaydım benden sıkılırdın, hadi söyle."

Dudak kenarıma öpücükler kondurmaya başladığında sorusunun cevabını almak istiyormuşçasına beni öpücükleri ile ikna etmeye çalışıyordu. Öpücükleri her şeyden daha fazla ikna edici ve çekici olabiliyorken bu soruya cevap veremezdim, bunun ben de cevabı yoktu.

"Bunu hiç düşünmedim sevgilim, neden bunu soruyorsun ki? Senden sıkılmayı hiç ummuyorum bile."

Ellerim alnındaki saçları okşarken konuşuyordum. Bu onun uykusunu getiriyordu.

"Helena.."

Yorgun bakışlarının ardında gözlerini kapattığında kafasını boynuma gömmüş, bu sefer boynumda ki öpücüklerinin arasında konuşuyordu. Gitmeden önce beni özlememek için sürekli öpüyordu. Bu onu rahatlatıyordu, bunu çıkardığı mırıltılardan anlıyordum.

Missed Love, Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin