yirmi

1.1K 62 63
                                    


-

Zamanımız kısıtlıysa bile seninle en başından hiç kimsenin bizi yönetmediği, özgürce ve birbirimizi sevmekten çekinmediğimiz bir dünyada yaşamayı dilerdim.

-

3 AY SONRA

Nisanın sonlarındaydık. Öğrencilerin her biri SBD'lere daha fazla çalışıyor, daha az uyuyorlardı.

Draco ile olan birlikteliğimizden hiç kimsenin haberi yoktu. Bunu gizlemeyi başarmıştık, gün içinde bazen birbirimizi göremiyor olsak bile.

Sevgilim olduğu halde onu istediğim zaman öpememek, onun sevgilim olduğunu her zaman birilerinden saklamak, zor geliyordu.

Son zamanlarda daha dalgındı, bir buçuk haftadır böyleydi ama ona sorduğumda verdiği cevapların hiçbirine inanmıyordum, inanamıyordum. Sırf benim de üzülmemem için bana anlatmıyordu, beni bu karanlık olaylardan uzak tutmaya çalışıyordu. Aynı dünyada yaşıyoruz, aynı dünyaya sahibiz, beni ne kadar uzak tutabilirdi ki sanki?

Dünya için daha kötü günlerin yaklaştığını biliyordum, şuan kafamı en çok kurcalayan şey SBD ler bile olsa; bütün bu düşünceler zihnimin bir köşesinde, düşünülmeyi bekliyorlardı.

Değişen ve kötüleşen tek şeyin Dünya olmasını istiyordum, bütün her şeye rağmen Draco ile mutlu olmak, sevgilimin gülüşünü görmek istiyordum. Bu dünya onu haketmiyordu, keşke onunla beraber hayallerimizde yaşamanın bir yolunu bulabilseydik, keşke bunun için bir iksir olsaydı.

Neredeyse bir ay sonra, onunla vedalaşacak ve belki de bu üç ayın tamamı boyunca onu göremeyecektim. Çok fazla endişem vardı, onun da vardı. Yorgunluğunu saklayamıyordu..

Kütüphaneye gidip her zaman buluştuğumuz ve yalnız kalabildiğimiz arka bir yerlere gittiğimde eli çenesinde onu uyur vaziyette bulmuştum. Yorgundu ve yorgun olmasına rağmen ders çalışmak zorundaydı, her şeye rağmen devam etmek zorundaydı.

Onu uyandırmadan, yanındaki sandalyeye koymuş olduğu ceketini, onun üzerine örttüm. Elini çenesinden çekip başını masaya koyduğum zaman şimdi karşısındaki sandalyede onu izliyordum. Aramızda bir kırgınlık vardı, dün gece tartışmıştık..

Harry'lerle daha iyi anlaşmaya başladım çünkü ben de artık hangi tarafta olmam gerektiğini zihnimde kurcalıyordum, onlara bildiğim şeyler hakkında yardımım dokunacaksa, bunu hiç esirgemiyor, onlara yardım ediyordum.

Dün gece onun odasına gittiğimde koltukta oturuyordu. Odası artık ona aitti çünkü azalan öğrenci sayısından dolayı çoğu öğrenci müstakil odalara sahip olmuştu. Stresli bir şekilde parmaklarıyla oynuyordu. Ne olduğunu sorduğum zaman bana Weasley ikizleri ile tartıştığını söyledi. Quidditch sahasında onu dövmüşlerdi..

Maçı izlemeye gidememiştim çünkü SBD'ler için çalışıyordum. Yine de Slytherin kazanmıştı. Olanları biliyordum ve tam olarak öğrendiğim an onun odasına gitmiştim, o da biliyordu bunu bildiğimi. Yüzüme bakmıyordu ama çok stresliydi; ellerini birbirine kenetlenmiş, bir bacağını sürekli sallıyordu.

"Yaralarını bana gösterir misin sevgilim.."
başını kaldırıp yüzüne bakmamı sağladığında dudağının yanındaki kanamayı gördüm.

Weasleyler de Draco da bir yerde suçluydu. Draco onların annesi ile dalga geçmişti bu yanlıştı, Weasleyler ise ona saldırmışlardı bu da yanlıştı. Bu düşüncelerimi ona belirttiğim zaman artık bana karşı da sinirliydi..

"Ne yani Helena? Onların haklı olduğunu mu düşünüyorsun?"

"Hayır sevgilim, beni yanlış anlıyorsun ama bu yaptığın doğru bir şey değil, biraz empati yap, onlar senin annene böyle bir şey demiş olsalardı sen ne yapardın?"

Missed Love, Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin