C: "Seninle tanıştığım günün şafağında gün batımını izleseydim!"
-♧
H: "Surprise, welcome to my party!"
M: "Dayanabilirsen dayan Minho Cabbar..."
-☆
M: Senin burada ne işin var?
J: Ya içeri girmeme izin verirsin ya da bana 'defol git' diyebilirsin.
Burası orta büyüklükte bir odaydı, tek kişilik bir yatağın yanında tek bir komidin ve komidinin üstünde birkaç şey vardı.
Nerede olduğumu sorgularken komidindeki telefonumu fark ettim. Neyse ki acele edersem işe geç kalmayacaktım.
Dünden kalan anılar zihnime tamamıyla dolduğunda telefonumun arkasına yapıştırılmış bir kağıt gördüm.
Hızlıca kağıdı açtığımda bir not olduğunu fark ettim.
"Ben dün partide sana yardımcı olan çocuk. Arabada uyuyakaldığın için seni en yakındaki bir otele bırakmaya karar verdim. İstediğin zaman çıkış yapabilirsin. Taksiyle gideceğini tahmin ettiğim için bir miktar para bıraktım."
O olmasaydı cidden daha da perişan bir hâlde olurdum, buna da emindim.
Telefonumu aldım ve deri ceketimi de üstüme geçirdiğimde ilk önce lavaboda elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Sonra hızlı adımlarla lobiye inip çıkışımı yaptım.
Birkaç dakika sonra temiz havayı içime çekerken denk gelen bir taksiye binip dünkü mekânın adresini verdim. Aracım hâlâ oradaydı ve onu alıp direkt işe geçecektim.
Hiç havamda değilken bile işe yetişmek beni daha da berbat yapıyordu. Sadece oturup saatlerce ağlamak istiyordum.
Sonunda mekâna ulaştığımızda ücreti verip indim. Aracıma doğru yönelirken Hyunjin kolunda bir kızla evden ayrılıyordu.
Bir müddet uzaktan izlediğimde yine gözlerim dolmuştu.
Gerçekten fazla duygusaldım ve beni üzmesine izin vermiştim.
***
Lanet olası asansör bozulmuştu ve şimdi birkaç merdiveni çıkmak bile fena hâlde zor geliyordu. Tırabzana tutunarak ilerlerken kendimi "az kaldı" diye avutuyordum.
Anahtarı resmen kıracak gibi çevirdiğimde kapıyı kapatıp kendimi koridor zeminine bıraktım. Kalkacak kadar güç bulduğumda yatak odasına ilerleyip uyumaya karar verdim.
Yorgunluğumdan ağlayacak gücüm bile kalmamıştı. Böyle giderse bütün hayat düzenim mahvolacaktı.
Birkaç saat sonra uyandığımda şaşırmadım, etraf yine fena hâlde karanlıktı.
Mutfağa gidip birkaç atıştırmalığı elime tutuşturduktan sonra salona girdim.
Artık uyuyamayacağıma göre dileyebildiğim kadar ağlayabilirdim.
Gelen bildirimle telefon ekranı açıldığında kilit ekran fotoğrafını hâlâ değiştirmediğimi fark ettim. Her baktığımda aklıma gelecekti ama şimdilik değiştirmeyi erteleyip bildirime baktım.
chan: minho neredesin duydun mu haberlere cikmissin
minho: ne neden?
chan: *link
Gelen linke tıklayıp haberi açtığımda dünle alakalı olduğunu gördüm. Gergince gereksiz yazıları geçip asıl habere gelmeye çalışırken ellerim titriyordu.
"Han Jisung sekreteri Hwang Hyunjin'in düzenlediği partide avukat Lee Minho ile görüntülendi! Aralarında kavga da yaşayan üçlü, oldukça gergin görünüyorlardı. Bayılan Lee'yi kucağında taşıyan Han, bu görüntülerle viral oldu. Fakat kimse hâlâ bir açıklama yapmadı."
yorumlar:
m: cok romantik degil mi?
i: neden kavga ettiler?
n: duydugumagoreminhoagliyomus.
s: hyunjincokyakisikli degil mi ya?
u: han partiye niye katilmis ki? 2 yanıt: n: sana ne aq katilabilir g: hyunjin davet etmistir ne bilelim biz
***
420 kelimeeww🔠🆒️📶
haber yazma yetenegim beni benden aldistudyoyagoturdu resmen 😑
