Günümüz
Suga'yla buluşmuştuk ve ben yoldaki bir mağazaya uğrayıp ona aldığım hediyeyi, kol saatini, verdikten sonra sıkı sıkı sarılmış özlem gidermiştik.
Suga bir haftadır yurt dışındaydı ve yeni dönmüştü, sevgilisi Jimin'le buluşmak için gitmişti ve aynı zamanda dil konusunda kendini geliştirdiği için orada bir iş de bulmuştu - gitmeden önce hattını sırf Hyunjin aramasın diye değiştirmişti ve bu yüzden konuşamamıştık! Numarasını almayı unuttuğumu es geçebiliriz bence.
"Saat çok güzelmiş, teşekkür ederim."
"Bu arada Jimin nerede? Yanında gelir sanmıştım."
"Ailesi izin vermedi."
Uzunca bir süre geçmişten konuştuk; anılardan, birbirimize destek oluşumuzdan, birlikte yaptıklarımızdan...
Konu geçmiş olduğunda akla kötü tanışma anımız da, üç bölüm boyunca okuduğunuz, doğal olarak gelebiliyordu.
"Aslında eğer Hyunjin'in böldüğü karşılaşmamızdan sonra bana mesaj atmasaydın bence böyle bir dostluğumuz olmazdı." diyerek söze girdim; uzun süreli bu muhabbetten sonra epey yorulmuştuk ve şimdi geldiğimiz kafenin köşe koltuklarından birinde o benim dizime uzanmıştı, ben de onun saçlarını karıştırıyordum.
"Neden ki?" dediğinde bunu ona anlatmadığımı fark ettim.
"Hyunjin seninle görüşmemi istemiyordu, senin yalancı olduğunu falan söylüyod - Bir dakika - buna cevap vermem lazım..."
Gelen bildirimle açılan telefon ekranında bildirimin Jisung'dan olduğunu görüp WhatsApp'a girdim.
hankiss:
Minho Hyung?teddyofminho:
ne //
jisung
bisi mi olduhankiss:
Şey,
Buluşma imkanımız var mı?teddyofminho:
ee aslinda
su an baska bi bulusmadayim
ama yarim saate gelebilirimyazıyor...
-
yazıyor...hankiss:
kimlw buluswtyn ki//
Tamam.
Müsait olduğunda söyleyebilir misin?
Olduğun yerden arabayla alayım.teddyofminho:
tamammhankiss:
niye 2 yqne m vae //Ne de çok dikkat ediyordu yazım kurallarına, bense direkt yazıyordum.
Dizlerimdeki bedenin kıpırdanmasıyla telefonu kapatıp ona döndüm.
"Suga benim şimdi gitmem gerek," gücenmiş bakan bir çift gözle karşılık aldığımda, "daha ne kadar buradasın, yarın bana gelebilir misin?" diyerek gönlünü almaya çalıştım.
"Hayır yarın gideceğim ama," dedi uyaran gözlerle, "beni yolcu etmek istersen diye söylüyorum," bu dediğini hızlıca onayladım, "konumu ve saatini yazarım."
Kısa bir sarılmanın ardından hesabı ödeyip kendimi güneşin batmaya yüz tuttuğu kızıllığına ve serin havaya bıraktım. Telefonumu çıkarıp %5 kalan şarjımın işime yeteceğini umarak tekrar WhatsApp'a girdim.
teddyofminho:
*konum
GörüldüYaklaşık yarım saatlik bekleyişin ardından sonunda koyu kırmızı ve dikkat çeken bir arabanın yanımda durmasıyla her ne kadar siyah cam olsa da onun bir çift kahverengi gözünü seçebildim ve yolcu koltuğuna oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
defol git - minsung
FanfictionC: "Seninle tanıştığım günün şafağında gün batımını izleseydim!" -♧ H: "Surprise, welcome to my party!" M: "Dayanabilirsen dayan Minho Cabbar..." -☆ M: Senin burada ne işin var? J: Ya içeri girmeme izin verirsin ya da bana 'defol git' diyebilirsin.