Han Jisung beni öpmüştü.
Bu cümlenin büyüsü hiç sönmeyecek bir ışıltıyla süslenmişti sanki.
Yol boyunca bunu düşünmüştüm ve şimdi utancımdan asla göz göze gelemediğim adamla olan yolculuğumuz evin önünde bitmişti.
Kucağımdaki ellerimde oyalanan bakışlarım bir anlık pencereye kaydığında çoktan gece yarısı olduğu için sokak lambası da dahil yanmayan, yarı karanlığa teslim olmuş caddeyi sadece ay ışığının aydınlattığını gördüm.
Yıldızlı göğün altında arabada çalan sözsüz ve rahatlatıcı bir melodi eşliğinde yolculuk yapmıştık. Kemerimi çözerken ellerim birbirine girmişti, cidden tam bir rezildim şu an.
Elime temasıyla irkilip gözlerine baktığımda bana bakmadan kemeri yerinden çıkardı ve üstüme doğru biraz eğilip eski yerine koydu, yerine geçti. Birkaç saniyelik bakışmanın ardından bu sefer tekrar üzerime eğildi ve ben gözlerimi kapatmış ve nefesimi tutmuş halde bekledim.
Burnuma küçük bir öpücük kondurup saçlarımı karıştırdı, bu hareketini çok seviyordum, geri çekildi.
"Görü - şürüz."
Gülerek karşılık verdi, arabadan inip yürür ama hızlı adımlarla apartmana girdim.
Kendimi yatağa bırakıp bir süre daha öpüşünü düşündüm ve uyuyakaldım.
***
170 kelime
soyle tatlis bi bolum 💕
icimizi isitir bence 💐
1000 kelime yazmaktan hisim cikti biraz 🤭
fotograflarimiz gelsin:
bu ne HANDJWODOQJUQISJ
tiss 🐍
16.08.23 <> 17.05
~~taslak
19.08.23 <> 22.35
~~yayim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
defol git - minsung
FanfictionC: "Seninle tanıştığım günün şafağında gün batımını izleseydim!" -♧ H: "Surprise, welcome to my party!" M: "Dayanabilirsen dayan Minho Cabbar..." -☆ M: Senin burada ne işin var? J: Ya içeri girmeme izin verirsin ya da bana 'defol git' diyebilirsin.