hosgeldiniz asklarim
not: bolum uzun
***
Ne tepki vereceğimi bilmiyordum, benim için çok ani olmuştu. Ondan kesinlikle etkileniyordum, beni kendine çekiyordu, onunla konuşmayı da seviyordum; ama yine de biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Şu an, bilirsiniz ya, aynadaki yansımamı görmeye ve tanımaya ihtiyacım vardı.
Hâlâ kucağında oturduğum oğlan gözlerimi delip geçercesine bakıyordu şimdi. Onun gibi anlayışlı ve harika bir insanı üzmek kesinlikle beni mahvederdi. Zaten hayatı yeterince berbat değilmiş gibi.
Göz göze kalmakta zorlanıyordum; gözlerim, gözlerinden omuzlarına, belki bazen de dışarı kaydı.
Boynundaki ellerim gevşemişti, farkında olduğumu sanmıyordum.
Sanki dediği şeyi yeni idrak etmiş gibi ağzımdan "Hii," tarzı bir mırıltı çıktı ve başımı boynuna gömdüm.
Kokusu güzelmiş bu arada.
"Minho -" saçlarımı belli belirsiz okşadı, "bir de bana küçüğüm diyorsun."
Havalandığımı hissettiğimde birkaç kapı sesi duydum, şimdi gözlerim usulca kapanıyordu.
En son hissettiğim kadarıyla yumuşak bir zemine bırakılmıştım.
***
Bu sefer gözlerime vuran bir ışık yoktu, kalın ve koyu perdeler sonuna kadar kapalıydı.
Bir dakika.
Kalın ve koyu perdeler mi?
Ben o kadar zengin değilim!?
Sarhoş olmadığım için dünden kalan anılar zihnime çabucak dolunca ani yüklemeyle birlikte kendimi tekrar yatağa bıraktım.
Yatak başlığına çarpınca kafam bir güzel yerine gelmişti zaten.
En azından etrafını tanı, taktiğimle betimleyecek bir şeyler bulmaya çalıştım; neden iki kişilik olduğunu anlamadığım yatak oldukça yumuşaktı, her iki yanda beyaz komodinler, tam karşıda büyük-ahşap bir gardırop, yerde yumuşak-küçük bir halı vardı.
Başımı ovalayarak yavaşça kalktım, ayrıca şimdi gördüğüm kadarıyla yatağın üstünde birkaç parça kıyafet de vardı.
Gardıropun yanındaki ikinci bir kapıya adımladım, banyo olmalıydı.
Üstümü değiştirip beyaz ve pürüzsüz kapıyı açarak odadan çıktım, orta büyüklükte bir koridordaydım ve tam karşıda terasa çıkarken kullandığımız merdivenler vardı. Aşağıdan birtakım sesler geliyordu.
Ahşap merdivenlerden yavaş yavaş indim, sesler hemen yanımdan, yani mutfaktan geliyordu.
"Günaydın." Jisung'a selam vererek ve çekinerek yanına yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
defol git - minsung
FanficC: "Seninle tanıştığım günün şafağında gün batımını izleseydim!" -♧ H: "Surprise, welcome to my party!" M: "Dayanabilirsen dayan Minho Cabbar..." -☆ M: Senin burada ne işin var? J: Ya içeri girmeme izin verirsin ya da bana 'defol git' diyebilirsin.