hosgeldiniz asklarim ❤️🩹
bolum cok uzun!!
***
Jisung iki kez aramıştı, annem ise kırk sekiz kez, fakat annem babamın geldiğine sevinmiş miydi, emin değildim. Babam yurt dışında çalışmaya başladığından beri bir yıl geçmişti, ne annem ne de babam birbirlerini aramışlardı.
İlk önce Jisung'u aradım, ne de olsa ilk annemi ararsam büyük ihtimalle babamla hâlâ konuşmamakta ısrar ettiği için bana acele ettirecekti.
Bir yandan arama yaparken aynı anda da arabayı ana yola kadar sürdükten sonra kenara çektim ve Jisung'un yanıtlamasını bekledim.
Gecikmeden yanıtladı, "Minho - Felix - havaalanından ald -"
"Sakin ol Sung, heyecanlanmadan anlat lütfen." Ee, şimdi sinyali kesilmiş kanal gibi gidip gidip tekrar gelirse anlamam yani.
"Sabah arayan Felix'ti; üniversite bahanesiyle yurt dışına gitmişti, şimdi ne olduysa dönmüş ve onu havaalanından almamı istemişti. Bir arkadaşında kalacakmış, eşyalarını yerleştirdikten sonra bana gelecekti. Yani yaklaşık bir saat sonra burada olur." konuşması bitene kadar sesindeki çocuksu heyecan asla sönmemişti.
"Sung, gelmek çok isterim ama -" mızmızlandığını duyduğumda ikna etmeye giriştim, "Çok gecikmem, merak etme sadece şu an annemin yanında olmam gerek. Anlarsın ya, evde işler karışık."
Bir süre sessiz kaldıktan ve ben bu sürede kalp-beyin savaşımı akciğerle sonlandırdıktan sonra nihayet konuştu: "Geleceksin ama, değil mi?"
Onayladım hatta söz bile verdim, sonraysa annemi aramak için aramayı kapattım.
"Evet anne, durum nedir?"
"Jeongin her neredeyse onu da al ve gel, Minho. Baban salonda ve bakışmaktan başka bir şey yapamadık."
"Anne geliyorum, ben gelene kadar sorun çıkarmayın diyeceğim ama sorun zaten sorun çıkmaması." Sonra yüzüne kapattım, ikisinin de çocukmuş gibi davranması hem kardeşimin hem de benim çok canımı sıkıyordu.
-On beş dakika sonra, yazar bakış açısı-
Minho elindeki yedek anahtarlarla annesinin evine girdi, bu ikiliyi nasıl konuşturacaktı bilmiyordu bile.
Şu an Jisung'un yanında olması gerekiyordu! Annesi ve babası çocuk değildi ki. Ama maalesef ki ikisi de sorgulanır bir yetişkinlik gösteriyordu son bir yıldır.
Jeongin de aynı ruh halindeydi, öyle ki Chan'le başlarına bela almak dururken burada olmaktan nefret ediyordu anlaşılan. Sonuç olarak ikisi de babalarını sorun çözüldükten sonra da görebilirdi.
Eve sessizlik hakimdi, anahtarın çıkardığı tok ses dışında iki kardeş birbirlerinin nefes alış-verişlerini kolayca duyabiliyorlardı.
Salona girdiler, önce Jeongin babasına sarıldı, tabii bu sırada Minho annesini rahatlatmaya çalışıyordu.
Minho da sarıldı babasına, geri çekilince Minho annesiyle, Jeongin ise babasıyla aynı koltuğa karşılıklı oturdular.
"Bakın," Minho sabırsızca konuştu, ikisini hep konuşmaya ikna etmeye çalışmıştı ve eğer şu an da olmazsa bir daha uğraşmayacaktı, "Derdiniz ne?" Yuna, anneleri ve Beomgyu, babaları, bir süre daha bakıştılar. Sanki ilk defa bakışıyormuş gibi her seferinde başa dönüyorlardı ve Minho sinirli bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
defol git - minsung
FanfictionC: "Seninle tanıştığım günün şafağında gün batımını izleseydim!" -♧ H: "Surprise, welcome to my party!" M: "Dayanabilirsen dayan Minho Cabbar..." -☆ M: Senin burada ne işin var? J: Ya içeri girmeme izin verirsin ya da bana 'defol git' diyebilirsin.