Ruh İkizleri
"Katil mi?" diye sordu Oğuz.
"Oğuz kusuruma bakma ama ben.." Beste sustu.
"Ama sen ne?"
"Ben yalan söyledim. Benim ailem öldürüldü."
Oğuz, Beste'nin gözlerine baktı.
"Neden? Neden yalan söyledin?"
"Çünkü korktum!" dedi Beste. Ardından devam etti. "Benden uzaklaşırsın diye korktum."
Bir anda sessizlik yaşandı. "Korkmana gerek yoktu." diyerek sessizliği bozdu Oğuz. Ardından devam etti. "Tamam neyse ama bana bir söz ver. Bundan sonra sır yok!"
"Söz."
Oğuz halen daha kendini toparlayamamıştı. "Katil kim?" dedi Oğuz.
Ardından devam etti. "Nasıl oldu? Nasıl öldürdü?"
Beste anlatmaya pek hevesli değildi. Ama olan olmuştu bir kere. Oğuz'a güvenmeliydi. Oğuz onun tek kurtuluş yoluydu. "Bak çok uzun hikaye."
"Anlat Beste!"0
Beste "Bak bu katil benim üvey babamdı." diyerek başladı ve uzun uzun olanları ve yaşadıklarını anlattı.
"Peki Kerim?" dedi Oğuz. "O ne alaka?" diye de ekledi.
"Bilmiyorum ama bir iş birliği yaptıklarına eminim." dedi Beste.
"Peki nerede gördün?"
Beste duraksadı. Eğer söylerse Oğuz'un direk gideceğini biliyordu. O bu işe başkalarını karıştırmak istemiyordu. "Oğuz dinle." dedi Beste. Ardından devam etti. "Bak farkındayım bunu öğrenmen pek iyi sonuçlar vermeyebilir ama bekle. Sakin ol. Eninde sonunda kendilerini ele verecekler. Sana başka bir gün gösteririm. Şu anda kafam çok karışık. Lütfen. Kapatalım şu konuyu."
"Anlamıyorum. Bu kadar tesadüf nasıl denk gelebilir?"
"Bilmiyorum. Ama umurumda da değil. Onlar bitecekler. Ama şimdi ne sen bu konuyu konuş ne de ben konuşayım."
Oğuz artık kabullenmişti. Tanışalı çok olmamasına rağmen çok şey yaşamışlardı ve yaşayacaklardı. Beste kendince "Bu doğru muydu? Bunu paylaşmam doğru muydu?" diye sorguluyordu. Ama olan olmuştu. Artık geleceğe odaklanmalıydı. Havaya baktı. Akşam olmuştu. "Ne çabuk." diye geçirdi içinden Beste. Oğuz hiç konuşmamıştı. Tekrardan içinde duyguları kasırga gibi uçuşuyordu. Beste'nin Oğuz'a yardım etmesi gerekliydi. Ona duyguları öğretmeliydi.
Bir anda Oğuz, Beste'ye seslendi. "Ben yatıyorum!"
"Tamam!" diye yanıtladı Beste de.
Kısa süre sonra Oğuz'un yanına yaklaştı. Yere yatmış ve gözlerini kapatmıştı. Beste'nin canı da pek ayakta durmak istemiyordu. Sadece yatmak ve uyumak istiyordu. O da yere yattı ve ceketini yastık olarak hazırladıktan sonra iyice uzandı. Kafası çok karışıktı. Kafasında her zamanki gibi annesi, Kerim ve Ender'in babasına yaptıkları, Ender'i görmesi ve depo vardı. Tabi daha çok şey vardı aklında ama özellikle düşündüğü ve aklında dönüp dolaşan şeyler bunlardı. Bunları düşünürken bir anda uyuya kalmıştı bile.
"Beste!" Siyah silüet oradaydı. Beste ise "Yaklaşma bana!" diyerek kendini savunmaya çalışıyor bir yandan da "Yaratık sanki beni dinleyecek de.." diye söyleniyordu. Bir anda silüet ona yaklaştı ve siyah uzun parmaklı elleriyle Beste'nin yüzünü kapattı. Silüet elini çektiğinde Beste annesinin katledilişini kuş bakışı olarak izliyordu. Ardından babasını gördü. Ender ve Kerim de oradaydı. Babasına saldırıyorlardı. En sonunda babası ateşlerle yanıp kavrulan dev bir kazan benzeri bir şeyin içine düştü. Ender de dışarı-ya sıçrayan ateşlerin içinde çığlık atıyordu. Kerim ise fırsatı bulduğu gibi kaçmıştı. Ardından bir kadın gördü. Siyah silüet onu kadına doğru yaklaştırdı. Ardından silüet "Kadının suratına bak." dedi. Beste korkuyla baktı. Ancak gördüğü şeye inanamadı. Bu kadının yüzü tıpatıp Oğuz ile aynıydı.
"Sana bir yerden tanıdık geliyor mu?" diye sordu silüet. Beste de kekeleyerek "O- Oğuz.." dedi.
"Evet öyle. Oğuz'un annesi."
Ardından silüet yardımıyla tekrardan kuş bakışı görünüme geri döndüler. Ender ve Kerim de oradaydı. Beste'nin babasının katledildiği yer ile aynı yerdi. Kadın da üzücü bir şekilde ateşin içinde yanıp kavruluyordu. Tam o sırada Beste'nin aklına Kerim'in not defteri geldi:
"Herşey bir yalandı. O kadının çığlıkları ve yalvarışları halen daha kulağımda çınlıyor..."
Ardından bütün görüntüler gitti. Artık sadece silüet ve Beste vardı. Silüet Bestenin kulağına yaklaştı ve fısıldadı. "Sıradaki sensin.."
Bir anda kalktı. Saat 7.30 civarıydı. Oğuz'a döndü. Dikkatli baktı. Oğuz orada değildi. Hemen kafasını kaldırdı. Oğuz ara sokağın başında, omzunu duvara yaslamış duruyordu. Beste de hemen kalktı ve Oğuz'un yanına gitti.
"Günaydın." dedi Oğuz.
"Sana da günaydın." diye yanıtladı Beste. Ardından bir soru sordu. "Saat kaç?"
Oğuz hemen yanıtladı. "Dokuz." dedi ve hemen devam etti. Kolundaki saate baktı. "Pardon 9.50"
"Tamam ben biraz yürüyüş yapacağım." dedi Beste.
"Yine kaybolma da." diye söylendi Oğuz.
"Merak etme!" diye seslendi ve ara sokaktan çıktı. Yürümeye başladı. Nereye yürüdüğünü bilmiyordu ama kafa dağıtması lazımdı. Gözleri ister istemez kıyafetlerine gitti. Kıyafetleri yırtılmıştı. Ellerine baktı. Yara bere içindeydi. Ancak bu şeyler Beste'nin umurunda değildi. O sadece gördüğü rüyayı, Ender'i, annesini, babasını, Oğuz'un annesini ve Kerim'i düşünüyordu. Bütün olayları mantıklı bir şekilde açıklamaya çalışıyor ancak her düşüncesinde bir yerde mantıksız bir şeyler kalıyordu. En önemlisi de Kerim ve Ender neden Oğuz'un ve Beste'nin ailesinin peşindeydiler. Ve Beste'nin peşindeyseler bu Oğuz'un da peşinde olduğu anlamına geliyordu. Dalgın dalgın yürürlerken Beste bir ses duydu. "Hey!"
Sesin geldiği yöne doğru kafasını çevirdi. Yaşlı bir adam vardı. Yaklaşık kırk beş - elli yaşlarındaydı. Adam, Beste'ye yaklaşıyordu. Beste gerilmiş-ti. Aklına televizyonda gördüğü haberler geldi. Yürürken bile korkuyorken şu anda bir adam ona yaklaşıyordu. Adam iyice yaklaştı ve "İyi misin?" dedi. Bunu derken elini Beste'nin omzuna atmaya çalışıyordu ancak Beste bir anlık refleks ile omzunu geri attı. "Korkma!" dedi adam. Ardından devam etti. "Kıyafetlerin yırtılmış."
Beste hiç cevap vermiyor sadece dinliyordu. "Evin var mı?"
Beste kekeleyerek "Yok." dedi.
"Tamam peki sokakta tek misin?"
"İki kişiyiz." Beste kendine söylediği için kızıyordu. Belki de adam kötü kalpliydi. Daha sonra adam elini cebine soktu ve para çıkarıp Beste'ye geldi. "Bana güvenmemen normal ama ben kötü biri değilim." dedi adam.
Ardından arkadaki banklardan birine oturdu. Beste koşarak Oğuz'un yanına yaklaştı. "Oğuz!" diye seslendi. Ardından devam etti. "Sokakta bir adam gördüm. Bana para verdi!" dedi ve elindeki paraları gösterdi.
"Ciddi olamazsın!" dedi Oğuz. Beste "Gel!" dedi ve hızlı adımlarla adamı gördüğü yere gitti. Oğuz çok heyecanlı gözükmüyordu. Adamın yanına geldiklerinde adam Beste'yi gördüğü gibi ayağa kalktı. Oğuz yere bakıyor ve taş tekmeliyordu. Kafasını kaldırdı ve adama baktı. Adama baktığı an Oğuz sustu ve bakakaldı. Adam da aynıydı. Bakakalmış ve susmuştu. Beste arada kalmıştı. Oğuz'un eline baktı. Titriyordu. Hem de deli gibi. Ardın-dan Oğuz'un ağzından sözcükler döküldü.
"Baba.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokağın Sesi (TAMAMLANDI)
Random♤ Sen bana ışık oldun ♤ Hayatı boyunca bir çok acı ve haksızlığa uğramış Beste, kendisine hayat arkadaşı olacağını bilmeden Oğuz adında bir genç ile tanışır ve bu acılara bir cevap vermek adına büyük bir maceraya atılırlar. Ancak İkisinin de geçmişi...