Ailenin Gizli Üyesi
Sabah olmuştu. Beste kalktı. Gözleri kalktığı gibi Oğuz'u aradı. Oğuz masum bakışlarla uyuyordu. Beste zorlanarak ayaklandı. Hemen çantayı aldı ve içini açıp kıyafetlerini aldı. Ara sokağın iyice köşesine çekilip kıyafetlerini giymeye başladı. Kıyafetlerini değiştirirken yarasını gördü. Derin bir nefes çekti ve kıyafetlerini giymeye devam etti.
Oğuz'a döndüğünde mırıldanarak kalktığını gördü. Beste'yi görünce he-men kalktı ve Beste'nin yanına gelip onu tuttu. "İyi misin Beste?"
"İyiyim merak etme."
Ardından Oğuz konuşmaya başladı. "O adam kimdi? Niye sana ateş etti?" Beste, Oğuz'a döndü ve "O Kerim'di." dedi. "Ailemin katillerinden biri olan Kerim."
Oğuz şaşkınlıkla Beste'ye bakıyordu. "Domuza benziyordu."
Ardından Beste konuşmaya devam etti. "Ve ben onların yerini buldum." Nefesini toparladı ve "Bugün gideceğim." dedi.
Oğuz hem şaşkın hem de sinirli bakışlarıyla Beste'ye bakıyordu. "Saçmalama! Daha iyileşmedin ve sen onların yanına gideceğini söylüyorsun." Beste duygusallaşmaya başlıyordu ki Oğuz, Beste'nin elini tuttu ve şöyle dedi.
"Seni kaybetmekten korkuyorum."
"Oğuz anlıyorum ama onlar benim geçmişim. Ve benim onlarla yüzleşmem lazım." Ardından Beste, Oğuz'a yaklaştı ve "Ölsem bile." dedi.
Oğuz anlamıştı. Beste vazgeçmeyecek ve gizli de olsa oraya gidecekti. "Tamam. Ama sadece sen değil. Seni bırakmayacağım. Ben de geleceğim."
"Ama ya sana bir şey olursa." dedi Beste ancak tam o sırada Oğuz yaklaştı ve "Ölsem Bile." dedi. Ardından da tebessüm etti.
***
Akşam olmuş, hava kararmaya başlamıştı. İkisi beraber ara sokaktan çıktılar ve depoya doğru yürümeye başladılar. "Nereye gidiyoruz?" diye sordu Oğuz. Beste de "Depo benzeri bir binayı sahiplenmişler." dedi ve güldü.
Neredeyse gelmişlerdi. "İşte geldik." dedi Beste. "Vay be! Senin geçmişin organ mafyalarıyla mı geçti?" Beste güldü ve "Sanırım evet." dedi. Ardından merdivenleri işaret etti ve "Oradan çatıya çıkmamız lazım." dedi. Yavaş adımlarla merdivenlere doğru ilerlemeye başladı. Oğuz da arkasından geliyordu. Beste ağrısına rağmen merdivenlerden çıktı. Oğuz da hemen arkasından çıktı ve "Peki şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu. Beste cevaplamadı ancak çatıdaki camın kenarına kadar geldi ve "İşte içerisi." dedi. İçeriye baktıklarında birkaç kişi bazı kutuları bir kamyonetin arkasına taşıyorlardı.
Tam o sırada Oğuz "Şu çocuğa bak!" dedi ve hafifçe parmağıyla işaret etti. İçeride bir çocuk vardı. Kız çocuğuydu. Altında küçük bir şort vardı. Bacakları yara içindeydi. Huzur dolu bir yüzü vardı ancak yüzünün her yerinde yaralar vardı. Bir adam çocuğa yaklaştı. Kızgın olduğu her halinden belliydi. Çocuk bir şeyler açıklamaya çalıştı ancak adam tam o sırada çocuğun suratına bir tokat yapıştırdı. Adam arkasına döndüğünde bu yüz ona tanıdık gelmişti. Çünkü bu kişi Ender'di. Ender kamyonete bindi ve birkaç adam ile depodan ayrıldı. "O çocuğu kurtarmak zorundayız Beste." Beste, Oğuz'a döndü. Evet gerçekten o doğru kişiydi. Oğuz doğru kişiydi. "Evet." diye yanıtladı Beste gözlerini Oğuz'un parlayan gözlerinden kaçırmayarak.
Çocuk ayağa kalkamıyordu çünkü ellerindeki halat bir demir parçasına bağlıydı. Oğuz ayaklandı ve dikkatle çatıyı süzdü. Ardından "Şurada içeri girebileceğimiz bir kapı var." dedi. Elinin işaret ettiği yerde gerçekten de bir kapı vardı. Acil durumlarda kullanılabilecek bir kapıya benziyordu.
Oğuz ayaklandı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Beste de arkasından geliyordu. Oğuz kapıyı sessizce araladı ve içeriye girdi. Kapıdan sonra aşağıya inen bir merdiven vardı ancak bu merdiven en alt kata inmiyordu. Bu merdiven sadece çatı katından ikinci kata inmeye yarıyordu. Merdivenlerden yavaş adımlarla ses çıkarmadan ilerlediler. Tam ilerliyorlardı ki bir adam karşılarına çıktı. Arkası dönüktü. Sanki orada nöbet tutuyormuş gibiydi. Oğuz hemen koluna adamın boğaz kısmına geçirip sıktı. Adam kısa süre sonra bayıldı. "Ne yaptın sen?" diye fısıldadı Beste.
"Ölmedi sadece kısa süreli bir baygınlık."
İlerlemeye devam ettiler. Önlerinde hiçbir engel yoktu. Bir alt kata dağa indiler ve evet. Çocuk tam karşılarındaydı. Çocuğa yaklaşıyorlardı ki bir an-da birkaç adam ortaya çıktı. Adamlardan bir tanesi Oğuz'un boğazına ya-pıştı ancak Beste yerde bulduğu demir parçasını eline aldı ve adamın kafasına yapıştırdı. "Mükemmel!" diye bağırdı Oğuz.
Diğer adamlarla yumruklaşıyorlardı. Bir adam Beste'nin elindeki demire yapıştı ve çekmeye çalıştı. Ancak Beste buna izin vermedi ve adamın bacak arasına bir tekme attı. Adam acı içinde yere yığıldı. Oğuz düşünmeden herkesi yumrukluyordu. Adamlardan bir tanesi Beste'nin arkasından boğazına yapıştı. Ancak Beste dirseğiyle adamın karın boşluğuna vurdu. Adam karnını tutarak geriye doğru afalladı ancak bu sefer de adamı Oğuz tuttu ve adamın kafasını tutarak dizine yapıştırdı. Adamların hepsi yerdeydi. Çocuk şaşkınlıkla olanları izliyordu. Beste sakin bir ses tonuyla "Korkma." dedi. "Seni kurtaracağız."
Oğuz elini çocuğun elindeki halatları sökmek için kaldırmıştı ki çocuk bir anda korkuyla kendini korumaya çalıştı. Çok şey yaşamıştı belli ki. Bu sefer de Oğuz "Korkma." dedi. Ardından yavaşça halatlarını çıkardı.
"Adın ne bakalım senin?"
Çocuk korkarak "Güneş." dedi. Oğuz hemen lafa atladı. "Ne güzel bir ismin var öyle. Kim koymuş?"
Çocuk aynı tedirginlikle. "Annem." dedi. Beste "Peki annenin adı ne ufaklık?" diye sordu. Çocuk "Berfu." diye yanıtladı. Beste bir anda donup kaldı. Berfu onun annesinin adıydı. Beste hemen çocuğa döndü ve "Baban? Onun ismi ne?" diye sordu.
"Atlas." diye yanıtladı. Bu tesadüf olamazdı. Çünkü Beste'nin de babasının adı Atlas'tı. Bu seferde "Başka kimsen var mı?" diye sordu Oğuz. Çocuk "Yok. Aslında bir tane de ablam varmış. Ama belki de şakadır."
Beste bir anlığına geçmişe gitti. Annesinin odasında bakıp ağladığı fotoğraf. Fotoğraftaki kişiler sekiz yaşındaki Beste ve kucağındaki bebekti. Ve o bebek işte şu anda tam karşısındaydı. O bebek Güneş'ti. Beste hemen Güneş'i kucakladı "Kardeşim!" diye bağırıyordu. Güneş durdu. "Sen benim ablam mısın?"
"Evet kardeşim. Öz ve öz ablanım ben."
Güneş şaşkınlık ve mutluluk karışımı bakışlarla ablasına sıkıca sarıldı. Oğuz da onları tatlı bir tebessümle izliyordu. Bir anlığına Beste'nin bakışları Oğuz'un bakışlarıyla birleşti. Beste bu sefer gerçekten mutluydu. Çok sevdiği bir sevgilisi ve yeni görmesine rağmen canı kadar sevdiği bir kar-deşi vardı. Ve Beste kimsenin bu mutluluğu bozmasına izin vermeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokağın Sesi (TAMAMLANDI)
De Todo♤ Sen bana ışık oldun ♤ Hayatı boyunca bir çok acı ve haksızlığa uğramış Beste, kendisine hayat arkadaşı olacağını bilmeden Oğuz adında bir genç ile tanışır ve bu acılara bir cevap vermek adına büyük bir maceraya atılırlar. Ancak İkisinin de geçmişi...