29.Bölüm

277 15 15
                                    

Aleyna.

Gözlerimi çalan telefon sesleriyle araladığımda sırtımda inanılmaz bir ağrı hissediyordum. Koltukta uyumakta kimin fikriydi? Hiç hatırlamasam da mantıklı bir fikir olmadığının bilincindeydim. Masanın üstünde duran telefonlarımız zır zır ötüyordu. Uzanıp Ares'in de kendi telefonumu da aldım. Ares'in telefon ekranında bir erkek ismi yazıyordu. Telefonu sessize alıp yerine geri bıraktım. Hâlâ uyuyan çocuğa hayret etmemek elde değildi, ben en ufak kıpırtıda uyanırdım.

Annemin aradığını görünce sabah sabah hayırdır diye düşünmeden edemedim. Hemen açtım telefonu. "Efendim?"

O akşam yemekten sonra pek iyi ayrılmamıştık. Haklı olduğum halde beni kinci olarak suçladıkları için hiçbiriyle konuşmadan evden çıkmıştım. Şimdi aramasını ise beklemiyordum.

"Aramaz sormaz oldun bizi hayırsız."

Sıkıntıyla ofladım. "Anne sabah sabah bunu sormak için mi uyandırdın beni? Aa pardon, ben kinciyim. Sizinle konuşamam, Allah muhafıza size de kin beslerim falan..."

"Kinci değilim derken bile sana dediklerimizin kinini tutuyorsun Aleyna." diyen annemin sesi oldukça sıkıntılı geliyordu. "Akşam eve gel, yemek yiyelim."

Gözlerim yanımdaki çocuğa kaydı. Daha sevgililiğimizin ilk gününden onu annemle tanıştıramazdım.

Kaşlarım aniden çatıldı. Biz resmen sevgiliydik. Değil mi?

Yüzümde anlam veremediğim bir tebessüm, hatta bir sırıtış meydana gelirken bunu sesime yansıtmamaya çalıştım. "Arkadaşlarımla planım var, başka zaman gelirim anne. Hadi görüşürüz, uyuyacağım ben."

Annem homurdanarak telefonu yüzüme kapattığında telefonumu masaya bırakıp olduğumuz ortama baktım. Yiyecekler masanın üstünde, eşyalar her tarafa dağılmış duruyordu. Saate baktım bu sefer, on biri gösteriyordu. Oldukça iyi uyumuşuz diye düşünürken Ares'i uyandırmamaya çalışarak kollarından ayrıldım. Boynu tutulacaktı böyle uyumaya devam ederse. Başının altına yastık koyacağım an gözlerini aralayınca ve beni görünce direkt gülümsedi.

"Günaydın." dedi, artık zorlanmadan söyleyebiliyordu kelimeleri.

"Günaydın." dedim onun gibi. "Telefonun çaldı, vermemi ister misin?"

Başını olumsuz anlamda salladı ve uzandığı yerde dikleşerek oturdu. Dün gece birden dudağına yapıştığım anlar aklıma gelince utançtan kıpkırmızı oldum. Aniden ayağa kalktığımda gözleri bana döndü. "Ben bir... Yüzümü yıkayayım, dışarıda yeriz bugün. Sen hazırlan en iyisi..."

Güldü ve başını sallayarak ayağa kalktı. Ben de daha fazla konuşmamak için direkt banyoya koştum. Kapıyı kapatıp yüzüme soğuk bir su çarptığımda hâlâ gerçek gibi gelmiyordu. Yirmi yedi yıllık bir bekleyiş resmen sona ermişti ve sevgilim asla dediğim Yunan vatandaşlarından biriydi. Çok tuhaftı ama eskisi gibi rahatsızlık vermiyordu bu durum.

Dişlerimi fırçalayıp yüzümü kuruttuktan sonra odama girdim. O sıra bir kapı açılıp kapandı. Bende dolabımdan beyaz bir pantolon ve bir sweat çıkarıp giydim. Güzelce abartılı olmayan, sonbahara ve üstündekilere giden bir makyaj yaptım. Parfümümü sıkıp çantamı da alarak odamdan çıktım.

Beni şaşırtan şey ise Ares'in giydikleri olmuştu. Instagram hesabında, yani sosyal medyada arattığımızda genellikle hep gömlek pantolon veya takım giydiği fotoğraflar çıkardı. Buraya geldiğinden beri de sürekli gömlek giyerken benim sweatime benzer bir üst, bol bir pantolon giymişti. Yakışıklı yüzüne ayrı bir renk katmıştı.

Yanlış Sarışın Texting  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin