30.Bölüm

210 15 0
                                    

Islak saçlarını havluyla kuruturken şampuan kaçtığı belli olan kıpkırmızı gözleriyle yanıma gelip oturdu. Telefonuna uzanacaktı ki başımı göğsüne yaslayıp yanaştım. En azından bu gece abisinin attığı o acımasız mesajları görmese de olurdu. Üç gün sonra gittiğinde zaten canlı olarak yüzleşecek olsa bile şimdilik huzurlu olması gerektiğini düşünüyorum.

Bu hareketime şaşırsa da kolunu aramızdan çekip sırtıma attı. "Bir şey mi oldu?" diye sordu.

Alt tarafı abini öldürmek istiyorum, hiiç. Hiçbir şey olmadı.

"Sarılmak istedim sadece." diye mırıldandım.

Çenesini başımın üzerine sabitlediğinde ademelması dikkatimi çekti. Hep yapmak istediğimi yaparak elimi boğazına götürüp oraya bastırdım. "Acıyor mu böyle yapınca?"

"Hayır, hatta gıdıklanıyorum."

Rahatsız olmaması için elimi çekip omzuna koydum. Sırtımdaki eli saçlarımda gezinirken "Ailenle mi bir şey oldu? Buraya ilk geldiğimde de böyle yüzün düşüktü." Bir anda saçlarımdaki eli durdu. "Sen o gün bana ne olduğunu anlatmamıştın, anlatsana şimdi."

Onun ailesinin yanında benim karşılaştığım ufak bir sıkıntıyı anlatmak çok bencilce geliyordu.

"Boş ver, geçti gitti." dedim kestirip atarak.

"Derdini söylemeyen derman bulamaz, der annem." Çenemi kaldırıp göz teması kurdu. "Üstelemek istemiyorum ama anlatırsan yardım etmeye çalışırım."

O günkü yediğim azar öyle içime dokunmuştu ki aniden gözlerimin dolmasını ne o ne ben beklemiyordum. "Ya şey, ben küçükken bizim durumumuz biraz kötüydü." diye çekinerek anlatmaya başladım. "Lisenin sonlarına kadar telefonum bile yoktu hatta. Küçüklüğümde o bize gelen kişilerin evine misafirliğe gitmiştik. Bilgisayarla oynamak istediğimde ağır hakaretler içeren sözcükler kullanmışlardı. Çocuk olduğum halde. O gün bana o sözleri söyleyenlerin çocukları da gelmişti, bilgisayarımdan oyun açmamı istediklerinde bende onlara aynı şekilde davrandım. Neymiş yılların nefretini içimde tuttuğum için çok kötü bir insanmışım." İstemsizce dudaklarım büzüldü. "Ben kötü biri miyim?"

Gözlerindeki duygu neydi? Acıma, üzüntü, ya da herhangi bir şey? Hiçbiri değildi. Gözleri küçük bir çocuğa bakar gibi bakıyordu. Sevgi ve şefkatle. Boşta olan elini yanağıma yaslayınca istemsiz bir şekilde gözlerim kapandı. Yanağımı saçlarım gibi okşamaya başladığında "Sen kendi dünyamda gördüğüm en günahsız varlıksın Aleyna." dedi. "Senden önce insanların hep kötü olduğunu düşünüyorken, iyiliği bunca yıllık hayatımda ilk kez karşılıksız görmüşken sakın böyle düşünme."

"Ama..."

"Aması yok, kendin de söyledin. Çocuksun, o zaman içinde bir şeyler birikmiş ki böyle davranmışsın. Bunu yapmanı söyleyen sen değil, çocukluğundu. Küçücük bir çocuğu bunla suçlayamayız, değil mi?"

"Psikolog gibi konuşuyorsun."

Gülümsedi. "Çoğu zaman gittiğim psikologlardan öğrendiğim şeyler. Hem bence ben diğerlerinden daha iyi bir danışman olurdum." Alnını alnıma bastırdı. "Ama sadece sen benim danışanım olarak kalacaksan."

O gece yine beraber uyuduk ama aklım hâlâ geçmişindeyken benim gözüme uyku girmedi. Sabahında illa mesajları okuyup yüzü düşecekti, onun için şimdilik göğsümde huzurla uyuyabilirdi. Yarın sabah olabildiğince telefondan uzak tutsam ve vaktimizi dolu dolu geçirsem iyi olacaktı.

Yanlış Sarışın Texting  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin