50.Bölüm

204 13 15
                                    

"Geliyorlar."

Bakışlarımı havaalanının içerisine çevirdim. Dış hatlardan gelen dört kişi ve arkasındaki bir ton koruma gerçekten kalbimin durmasına neden olacaktı. İyi ki Ares düşünüp ailesi ve korumaları için araba kiralamıştı. Aksi takdirde nereye sığacaktı bunca insan?

"Çok özlemişim, resmen vatanım kokuyor." diyen Mihrimah teyze beni görünce yüzündeki gülümseme büyüdü. "Aleyna'cığım!"

İleri atılıp sımsıkı sarıldım. Mihrimah teyze dün gece beni büyük bir dertten kurtarmıştı. Bir gecede giyebileceğim bir elbise bulmam mümkün değildi. Mihrimah teyze imdadıma yetişmişti bu sefer. Çizimlerinden birkaç model getireceğini söylemişti. Ona gücenip bakmamıştım bile mağazalara.

"Hoş geldiniz," Mihrimah teyzeden ayrılıp Stelyo Bey ile el sıkıştım. "Nasılsınız?" diye sordum nezaketen.

"Tesekkurler Aleyna. Sen nasilsin?" Benim aksime Türkçe cevap verince şaşırdım. Biraz fazla yüzüme belli etmiş olmalıydım ki ilk defa adamı içten gülerken görüyordum. "Ailenle anlasabilmek icin biraz pratik yapmaya karar verdim."

"Çok naziksiniz teşekkür ederim." Abisi ve Helena ile de tokalaştım ve arabaları gösterdim. "Buyurun gidelim."

Onların ehliyetleri burada geçmeyeceği için ben kullanacaktım elbette. Arka taraf Allahtan büyüktü ve hepsi tam sığmıştı. Stelyo Bey yanımda oturuyordu. Korumalardan biri Türk olduğu için de diğer arabayı o kullanıyordu.

"Kahvaltı yapmadıysanız ilk olarak kahvaltı yapalım?" dedim. Herkes onaylayınca Ares'i götürdüğüm mekana sürmeye başladım. İzmir trafiği, daha bu saatten başlamıştı.

Radyoda Sezen Aksu çalıyordu. Ortama pek uyumlu değildi ama Mihrimah teyze dudaklarını oynatarak şarkıya eşlik ediyordu. Dikiz aynasından görebiliyordum. "Hâlâ Sezen çalıyor mu buralarda yahu?" deyince başımı salladım. "Sezensiz olur mu Mihrimah teyze?"

"Haklısın valla. Olmuyor." diye cevapladı beni.

Sinyal vererek önümdeki arabayı sollayacağım esnada aniden önüme kırmasıyla birden frene bastım. Eşzamanlı olarak elimde kornaya gitti. Ani frenle arkadakiler anlık olarak öne kaydı. Pencereyi indirdim. Öndeki erkek sürücü arabadan el kol yapıyordu. Sakin kalmaya çalıştım. Hanımefendiliğini bozma Aleyna.

"Beyefendi sinyal vermeden şerit değiştiren sizsiniz! Konuyu uzatmadan yolunuza bakın!" dedim pencereden.

"Siz karılara ehliyet vereni s*keyim! Görmüyor musun şerit değiştirdiğimi bunak!" Tam arabadan ineceğim esnada Stelyo Bey kolumu tuttu.

"Birak, bizim cocuklar halleder." Arkadaki arabadan korumaların çıktığını görünce vazgeçtim inmekten. Türk olan koruma indi, el kol yapan kişinin kolunu tuttu ve arabaya yasladı. Ne söylediyse adamın gözledi korkuyla bizim arabaya döndü. Bir şeyler söyledi ve koruma da onu bırakıp bize devam edin, işareti yaptı.

Gaza basıp çıktım bu sokaktan. "Hergeleler." dedi Mihrimah teyze. "Her yerde var bunlardan."

"Diğer arabada olsam gösterirdim ben ona. Haydar'ı görünce nasıl pisi pisi olurdu." Haydarı bir Mihrimah teyze bildiği için kahkaha attı. Beklendik o soruyu ise Ares sordu.

"Haydar kim?"

"Bir arkadaş." dedim gülmemekte çalışarak. "Böyle sopa gibi biri. Onu görünce herkes çıt kesilir."

Fazla sorgulamamaları benim açımdan iyiydi. Kocamın ailesine şimdiden bu şekilde bir görünüm göstermek istemem.

Kocam mı? Çok çabuk adapte oldum ben bu kelimeye.

Yanlış Sarışın Texting  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin