44.Bölüm

174 12 1
                                    

Geride bıraktığımız bir buçuk haftanın ardından bugün sayılı kalan günlerimden biriydi. Ama çok daha önemlisi, yarın Ares'in doğum günüydü. 14 Şubat.

On yedisinde okullar açılıyordu yani on altısında da evde olmam gerekiyordu. Rast gelmiş gibi ben buradayken doğum gününü kutlayacak olabilmem büyük bir şanstı.

Mihrimah teyzeyle beraber çıkıp gezdiğimizde bir saat mağazasından saat ile bileklik satın almıştım. Bilekliğin üstüne isim yazdırabiliyorduk, normal şartlarda Ares'in kendi ismini yazdırırdım ama Mihrimah teyze Aleyna yazdırmamın, onu daha mutlu edeceğini söylemişti. Bu nedenle Aleyna yazıyordu.

Şimdi de babası ve abisi canını çıkarttığı için gelir gelmez uyumuştu. Ben geldiğim için birkaç gün müsaade etmiş olsalar da Ares'in işinin başına geçmesi gerekiyordu. Sabah gitmiş, saat dokuz gibi geri dönmüştü. Hem babasının hem de annesinin mağazalarını çizmesi saatlerini almış olsa gerek.

Ne kadar uyandırmaya kıyamasam da saat on ikiyi bulmuştu bile. Mini bir pasta hazırlamıştım aşağıdaki aşçılardan yardım alarak. Gayet de güzel olmuştu. Mumları yakıp "Ares," diye mırıldandım. Anında uyandı. Seslere karşılık hassasiyeti olabilirdi.

Gözlerini daha tam açamamışken "İyi ki doğdun!" dedim sevinçle. Gözleri kısıldı ve uzandığı yerde oturur hale geldi. Pastaya birkaç saniye sorgulayıcı bakışlar attı. "Üfler misin mumları artık?"

Üfledi ama hâlâ ne yaptığını bilmiyormuş gibiydi. Pastayı komodinin üzerine bıraktım. "Bugün doğum günüm müydü ya?" dedi çatallaşmış sesiyle. Aniden gözleri irileşti ve bana baktı. "Ve sevgililer günü... Unutmuş olamam hayır!"

Sevgililer gününe takılan bir insan değildim bile. "Doğarak vermişsin zaten sen bana hediyemi." diye geçiştirdim. "Benim sana hediye vermem gerekiyor. Umarım beğenirsin."

Kutuyu uzatınca "Tabii gönderin beni annemle alışverişe çıkın. Ares çalışsın orada." dedi ve kutuyu aldı.  "Teşekkür ederim, almasan da olurdu."

"Olmazdı olmazdı. Aç hadi."

İç içe geçmiş kutuları birbirinden ayırdığı gibi siyah gri karışımı saat karşıladı onu. Yüzünde bir tebessüm meydana gelirken yanındaki bilekliğe baktı. "Aleyna..." dedi bilekliğe bakarken. Saati alıp komodinin üstüne koydu ama bilekliği bana uzattı. "Takar mısın bunu bana?"

Gülümsedim ve hemen elinden aldım. Bileğini dizimin üstüne koyup bağladığımda gülümseyerek baktı bileğine. "Hiç çıkarmayacağım bunu. Ölsem bile çıkarmayacağım." dedi. "Çok teşekkür ederim."

"Rica ederim hayatım ne demek."

Yanlış Sarışın Texting  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin