27.Bölüm

240 19 1
                                    

"Bildiğin bir Türkçe şarkı var mı?" diye sordum karşı sahnede enstrüman çalan adamlara bakarken.

"Evet, tek o şarkida ı harfini doğru söyleyebiliyorum." diye masum masum söyleyince istemsizce gülümsedim. Neden bu kadar gülümsemeye başladım ben?

"İsmi nedir?"

"Sevmekten Usanmam." deyince gözlerimi adamlardan çekip ona çevirdim. Pinhani, ben de çok severdim bu şarkıyı. Çok farklı bir hissiyatı vardı bana göre.

"Ben de çok seviyorum o şarkıyı." diye mırıldandım.

Kaşları havalandı. "Gerçekten mi?"

Başımı salladım. "Gerçekten."

Bir şey söyleyecek gibi oldu ama dudakları geri kapandı. Yavaşça oturduğu yerden kalktı ve "Bir lavaboya gidip geleceğim." dedi. Gözlerimi kırparak onu onayladım. Masadan ayrıldığı an telefonumu çıkartıp sosyal medyaya girdim. Kamerayı açıp olduğumuz ortamı çektim. Görünmez etiket yaparak Ares'i de etiketledim. Mesaj kutusuna etiket bildirimi gittiği an bildirimi sildim. Böyle rahat ediyordum.

Anlık olarak birkaç fotoğraf çektim. Saçma sapan yüz ifadeleriyle çekilmeyi huy haline getirmiştim. Sonrasında gülümsediğim birkaç fotoğraf daha çektim. En azından paylaşabileceğim fotoğraflardı.

Ares masaya gelince telefonumu peçeteliğin yanına bıraktım. Oturmasını bekledim ama oturmadı. "Ne oldu?" diye sordum gülen yüzüne bakarken.

"Dans edelim mi?" diye sorunca afalladım. Şimdi mi? Hem de burada? Öğrencilerimin önünde?!

Ay hayır utanırım, dedi iç sesim.

Eşek kadar olmuşlar onlara ne, diye düşündü beynim.

Uzattığı elinin içine elimi bıraktım ve onu tutarak kalktım. "Tamam, edelim," dedim. Gülümsemesi büyüdü bu sefer.

Şarkı normal bir şekilde giderken birden değişti. Bir elimi omzuna koydum, diğer elimle de elini tuttum. Gülerek "Umarım sirtaki falan yaptırmak istemezsin." dedim. Çok komik olması bir yana, milliyetçi biri olarak sirtaki yapmayı kendime yakıştıramazdım. Yo aslında yakıştırırdım ama öğrencilerimin önünde değildi tabii.

"Hayır," dedi biraz zorlanarak. En azından ı'ları söyleyebilmeye gayret ediyordu. "Annemle bazen dans ederdik. Ondan öğrendiğim kadarıyla biliyorum."

Eli belime yerleşti.

Sahnedeki adam şarkının girişini söylemeye başlayınca içimde tarif edemeyeceğim bir hissiyat oluştu. Melodisinden direkt anlamıştım az önce konuştuğumuz şarkının olduğunu. Bu kadar düşünceli olması nedensizce bir huzur vermişti. Beraber sahnedeki adama eşlik ederek şarkıyı söylemeye başladık. Sadece dudaklarımızı oynatıyorduk ama sanki sesini duyabiliyordum da.

Umutsuz olduğu bir anda,
sevmek ister her insan
Birazcık şanslıysan neden olmasın

İkinci kısım geldiğinde dudakları durdu ama gülümsemesi hâlâ yerindeydi. Beni kendi etrafımda döndürdü ve sırtım göğsüne yaslandı. Gıdıklanmış gibi dudaklarımdan bir kıkırtı dökülünce onun da güldüğünü, verdiği derin nefesten anlamıştım.

Kendinden emin değilsen, sevme
Bensiz mutlusuna
Hep öyle kal...

Geri eski pozisyona dönünce tekrar söylemeye başladı ama ben ânı yaşamak istediğimden söylemeyi bıraktım. Şu an şarkı söylemektense dans etmek daha cazip geliyordu.

Eğer her gece yattığında
Büyülü düşler sana
Benden bahsediyorsa
Hemen tatlı uykundan uyan
Çünkü ben hiç uyuyamam
Seni düşündüğüm, zaman

Ben ki sevmekten...
Hiç usanmam

Yanlış Sarışın Texting  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin