Asaf bebeğin pusetini alarak kapıdan çıktı. Afran’ın itirazları arkasında yankılanırken, derin bir nefes alıp etrafa göz gezdirdi. Sabahın serinliği yüzüne vuruyordu ve belki de bu durum onun zihnini toparlamasına yardımcı oluyordu. Elindeki bu küçücük canlı, ona bir mucize kadar yabancı ve bir o kadar da yakın hissediyordu.
“Nasıl olacak bu iş?” diye mırıldandı kendi kendine. O daha kendi hayatını düzeltememişken, şimdi bir bebeğin sorumluluğunu üstlenmek zorundaydı. Yüreğinde tarifsiz bir ağırlık vardı ama aynı zamanda bir sıcaklık hissi de belirmişti.
Arabanın kapısını açıp pusetin içindeki kızı dikkatlice yerleştirdi. Yolda giderken göz ucuyla bebeğe bakıyor, onun yüzündeki huzuru izliyordu. Bu küçücük varlık, ona hiç bilmediği bir şeyi öğretiyor gibiydi. “Bu hayatta her şeyden vazgeçebilirsin, ama çocuğundan asla,” diye düşündü içten içe.
Afran, “Nereye gidiyoruz, Asaf? Söyle de ben de ona göre hazırlanayım!” dedi sabırsızca.
“Doktora gidiyoruz. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bu bebeğe nasıl bakılır, nasıl ilgilenilir, hiçbir şey bilmiyorum,” dedi Asaf, içindeki çaresizliği gizleyemeyerek.
Afran, Asaf’a bakarak gülümsedi. “İşte bu yüzden abimsin Asaf. Kendi hayatını hiçe sayarak bir bebeği kabulleniyorsun. Onun için her şeyi göze alacaksın, biliyorum.”
Asaf, gözlerinde bir şeyler parıldayarak direksiyona geçti. İki kardeş sessizce yola koyuldular. Arabanın içinde, bebek hafifçe mırıldanıyordu; o küçük ses bile Asaf’ın kalbini yumuşatıyordu.
Birkaç saat sonra bir çocuk doktorunun kliniğine ulaştılar. Doktorun odasına girdiklerinde, Asaf utangaç bir şekilde elindeki mektubu ve bebeği doktora uzattı. Doktor şaşkın bir ifadeyle önce bebeğe, sonra Asaf’a baktı.
"Anladığım kadarıyla yeni bir baba olmuşsunuz, ama bu durum sizi epey hazırlıksız yakalamış gibi," dedi doktor, anlayışlı bir gülümsemeyle. "Bebeğin sağlıklı olduğuna emin olalım. Sonrasında da size bakım konusunda yardımcı olacağım."
Doktorun profesyonel tavırları, Asaf'ın üzerindeki baskıyı bir nebze hafifletti. Bebeğin muayenesi tamamlandıktan sonra doktor, Asaf’a bebek bakımıyla ilgili birkaç temel bilgi verdi. Asaf, tüm dikkatiyle dinliyordu; o an hayatında belki de ilk kez bir başkası için bu kadar endişeleniyordu.
Muayene bittikten sonra Afran ile birlikte eve döndüler. Gün, zorluklarla doluydu ama aynı zamanda Asaf’ın içinde filizlenen yeni duyguların da başlangıcıydı. Bebek, onun hayatına hem bir karmaşa hem de umut getirmişti.
Eve vardıklarında Asaf, beşiği hazırlamaya koyuldu. Bebeğin başını okşarken içten bir fısıltıyla, "Korkma," dedi. "Ben buradayım, senin yanındayım. Beni ne kadar zor durumda bıraksan da, seni bırakmayacağım."
Gecenin ilerleyen saatlerinde bebek uyuduğunda, Asaf yatağında düşüncelere daldı. Bu küçük varlık, ona bambaşka bir dünya göstermişti. Artık o sadece kendi hayatını değil, kızının geleceğini de düşünmek zorundaydı. “Sonunda bir amacım var,” diye düşündü.
Ama aynı zamanda aklının bir köşesinde, çocuğunun annesine dair yüzlerce soru vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Durak
Teen FictionTehlike, ihanet ve sırlarla dolu bir dünyada, Unutulmuş Yankılar kaybolan bir aşkı, silinen hafızaları ve gerçeğin peşinden sürükleyen acımasız bir yolculuğu anlatan sürükleyici bir hikaye. Asaf'ın hayatı, karısı Defne, vahşi bir mafya baskınında öl...