aś-6-defne karadali-

133 20 11
                                    


Defne, bir an için gözlerini kapattı ve o geceyi hatırladı. O gece, ilk defa birinin yanında olmayı istemişti. O kadar derin bir arzu vardı ki içinde, ne olursa olsun bunu yapmak istiyordu. O gece, her şeyin değiştiği o geceydi. O an, belki de hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Ama bazen, hatalarımız, hayatımızın en beklenmedik sonuçlarını doğurur.

İçindeki boşluk, bir çocuğun varlığıyla doldurulmuştu. O an bebek, sadece bir parça gibi gelmişti—ama sonra düşündü; bu bebek, ona her şeyden daha yakındı. Onun bir parçasıydı. Ama Asaf’ın haberi yoktu. O tek gecelik anı unutmuştu. Aradan geçen zaman, onu ne kadar uzaklaştırmıştı. Ne de olsa, iki insanın yolları bir kez ayrıldığında, bir daha asla kesişmezdi, değil mi?

Ama Defne, bu kadar büyük bir hata yapmış olmasına rağmen, bir tek şeyde doğru karar vermişti: Bu bebeği terk etmeyecekti. Bir parça Asaf’tan bir hatıra—belki de hayallerini yaşatan tek şeydi. Ama yine de hataların bazen büyük felaketlere yol açtığını biliyordu. Bu bebeği büyütmek, hayatta kalmak, bir anlam bulmak o kadar da kolay değildi. Her şey, her plan olduğu gibi gitmedi.

Bir sabah, annesinin hamilelik testini bulması ve babasının durumu fark etmesi her şeyi değiştirmişti. Birtakım kararlar, hızla alınmıştı. Kendi hayatı, annesinin endişeleri ve babasının baskıları arasında sıkışmıştı. Ve bir şekilde, o her şeyi saklayarak, bir evlilik fikriyle, her şeyden kaçma planları yapıyordu. Ama evdeki o şiddet, her geçen gün artıyordu. Kendini kaybetmiş, bir çıkış yolu bulmaya çalışıyordu. Ama hangi yolu seçse de, her seçenek ona acıyı getiriyordu. O yüzden bir gece, cesaretini toplayarak, evden kaçtı.

Asaf’ın evine doğru koşarken, her adımda sanki ölüme daha da yaklaşıyor gibiydi. Koştu, hiç düşünmeden, hiçbir yere yönelmeden. Tek bir şey vardı kafasında—kızı. Onu korumak, yaşatmak için ne gerekiyorsa yapacaktı. Ama o evde, Asaf’la birlikte bir an bile kalma cesareti yoktu. Onun bu duruma çekilmesi, her şeyi değiştirebilirdi. Bu yüzden, kızını Asaf’a bırakıp, ondan kaçtı. Bir mektup bırakmıştı; o mektubun içinde, her şeyi anlatacak kelimeler yoktu. Ama bir tek şeyi biliyordu: Onunla bir bağ kurmak, ona bu karanlık dünyayı göstermek, belki de ölümle sonuçlanabilirdi. O yüzden tek başına, karanlık bir dünyada koşturuyordu.

Kendini kaybetmişti. Zaten kaybolmuştu. Korku, tüm vücudunu sarmıştı. Her adımda, her saniyede, peşinden gelen adamlara yaklaşıyordu. O an, o korkunç gerçek yüzüne vurdu. Bir seçim yapmamıştı. Sadece hayatta kalmak istiyordu. Ama korkuyordu. Sadece bir insan için, kızını kurtarabilmek için… Ama belki de, Asaf’ın evine bıraktığı bebekten bir umut olamayacaktı.

Şimdi, o eve geri dönmek zorunda kalacağı anı düşünüyordu. O evde ne olacağı ise, bir muammaydı. Ne olurdu, ne olabilirdi? Bunu bilmeden, bir sonraki adımını atmaya çalışıyordu.

---

Son Durak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin