2.1

5 1 0
                                    


---

Pera, Asaf’a bakarken gözlerinde kararlılık ve korku karışımı bir ifade vardı. Kendisinin ve ablasının geçmişine dair bir çok şey hatırlıyordu; ancak bu kez tek bir amacı vardı: Defne’nin ölümünün ardındaki gerçeği bulmak. Asaf’a olan güveni, geçmişin karanlık hatıralarını bir kenara koymasına yardımcı oluyordu. O, bir savcıydı ve işte tam bu yüzden, bu işin peşini bırakmak ona göre mümkün değildi.

“Savcıyım artık,” dedi Pera, Asaf’a doğru yürürken. “Ama bazen en zor davalar kişisel olandır, değil mi? Abla… O da bir dava gibi, benim çözmem gereken en zor soru.”

Asaf, Pera’nın savcı kimliğini kabullenmeye çalıştı. Onun sert dış görünüşünün altında, bir zamanlar kendisiyle birlikte büyüdüğü, acı ve korku dolu o çocukluk günlerinin izlerini görmek zor değildi. Ama Pera, artık bir avukat değil, bir adalet arayıcısıydı. O çok güçlü bir kadındı, ancak ne kadar güçlü olursa olsun, geçmişin yaralarını ne kadar derinden taşıdığı belliydi.

Birden, Pera’nın yüzüne bir hüzün çöktü. Gözleri hafifçe sulandı ve Asaf’a bakarken birkaç saniye duraksadı. Sonra, sesi titrek bir şekilde çıktı.

“Biliyor musun, Asaf… Babamızın bize yaptığı şeyleri hala unutamıyorum. Hani o zamanlar, gece karanlığında, evde herkes uyuduğunda, abla ve ben yerlerde sürüklenirdik. Babamın gözleri… O gözleri gördükçe, hala korkuyorum. Sen hatırlıyor musun?”

Asaf, derin bir nefes aldı. Zihninde geçmişin karanlık köşelerine bir ışık tutuldu. O anı net bir şekilde hatırladı. Babaları, her iki kızını da bir sebeple cezalandırıyor, her hareketlerini kontrol ediyordu. Ama o gece… O gece Pera ve Defne’ye yaptığı şey, hiçbir zaman silinmeyecek bir iz bırakmıştı.

“Evet,” dedi Asaf, sesindeki sertlikten kaçınarak, "Hatırlıyorum. Babamız… Her ikinizi de dövüp, sonra bir kenara atıyordu. Bir dakika bile acıma göstermiyordu. Biz ne zaman birbirimize daha yakın olmaya çalışsak, daha fazla acı çeker, daha fazla yara alırdık. O zamanlar, Defne hep seni korumak isterdi."

Pera, gözlerini Asaf’ın yüzüne dikerken, o anı bir kez daha yaşamış gibiydi. “Evet… O zamanlar, o kadar gençken, bana hep ‘Birlikte olacağız, birbirimize sahip çıkacağız,’ derdi. O, her zaman koruyordu. Bunu hatırlıyor musun? Ama şimdi, bir şekilde o gitmişken, ben hâlâ onun koruyucu sözüne sahip çıkmaya çalışıyorum.”

Pera, bir an daha duraklayarak kafasını salladı ve ardından savcı kimliğini geri kazandı. Gözlerinde tekrar o kararlılığı görmek mümkündü.

“Savcı olmanın, bana sadece adaleti sağlama gücü vermediğini fark ettim. Aynı zamanda, geçmişi de çözmem gerektiğini anladım. Benim için bu, sadece bir dava değil. Ablamın katili kim, onu bulmalıyım. Eğer o adamlar… eğer Defne’nin ölümüne sebep oldularsa, bununla yüzleşmek zorundayım.”

Asaf, Pera’nın bu kararlılığına biraz daha hayran kaldı. Geçmişin onlara ne kadar büyük acılar getirdiğini ve bu acıların, her ikisinin hayatını şekillendirdiğini biliyordu. Ama Pera, şimdi sadece adalet peşinde koşan bir savcı değil, aynı zamanda çok daha derin bir savaşı veriyordu. Ablasının ölümünü araştırmak, onun ruhunu huzura kavuşturmak istiyordu.

“Bu adamlar…” Asaf derin bir nefes aldı. “Evet, Pera. Geçmişte bizimle işbirliği yapan, ama sonrasında kaybolan o adamlar... Bunlar sadece mafya bağlantılı kişiler değil. Bunlar hayatımızı kararttılar. Ama senin hakikati bulmana engel olmamalı. Ben sana yardım edeceğim. Ne olursa olsun, birlikte bu işi çözeceğiz.”

Pera, başını sallayarak Asaf’a baktı. “Ama senin geçmişin…” dedi. “Defne’nin ölümünün ardında senin de bilmediğin bir şeyler olabilir. O adamların kim olduğunu daha önce hiç tanımadık, değil mi?”

Asaf, bir an için gözlerini kaçırdı. Pera, doğru söylüyordu. Geçmişin karanlık köşelerinde hala kaybolan bağlantılar vardı. O zamanlar, Asaf da Defne’ye dair her şeyi öğrenmeye çalıştı, ama bazı şeyler hep belirsiz kalmıştı. Şimdi, Pera ve Asaf, birlikte bu soruları cevaplamak zorunda kalacaklardı.

“Evet,” dedi Asaf, kararlı bir şekilde. “Bunu birlikte çözmeliyiz. Bu yolculukta yalnız değilsin.”

Pera, bir adım geri çekildi ve Asaf’a son bir kez baktı. “Ben de seni yalnız bırakmayacağım, Asaf. Bu davayı birlikte kazanalım.”

Ve birlikte geçmişin karanlıklarını çözmeye, Defne'nin ölümündeki sırrı aydınlatmaya kararlıydılar. Ne kadar zor olursa olsun, birbirlerine verdikleri sözle, bu yolculuğun sonunda doğruyu bulacaklardı.

---

Son Durak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin