aś-5

141 21 8
                                    

Asaf’ın mafya geçmişi, onun için karanlık bir labirent gibiydi; her köşede bir sır, her adımda bir tehlike saklıydı. Mafyaya girmesi, ailesini koruma arzusu ve güçlü olma ihtiyacı ile başlamıştı. İlk başlarda sadece küçük işler yapıyordu; bilgi toplamak, güven kazanmak gibi. Ancak zamanla daha derinlere çekildi ve bu karanlık dünyanın ayrılmaz bir parçası haline geldi.

Onu bu yola çeken tek şey, sevdiklerini koruma isteğiydi. Fakat zamanla bu hayatın bir parçası olmanın bedelini daha derinlemesine hissetmeye başladı. Etrafındaki insanların her biri farklı bir tehlike, her ilişki bir ihanet potansiyelini barındırıyordu. Bu dünyada ne kadar güçlü olduğunu hissetse de içindeki insani yan her geçen gün daha da zayıflıyordu.

Asaf, bu dünyadan kaçmak istemiş, ancak her defasında daha derine batmıştı. O dönemde, Defne’ye olan sevgisi en büyük dayanağıydı; onunla geçirdiği zamanlar, kendine insan olduğunu hatırlatan tek şeydi. Fakat bu tehlikeli geçmiş, peşini bırakmamış; hatta sevdiği kadını, ailesini ve geçmişini kaybetmesine yol açmıştı. Şimdi, geçmişine dair izler peşini bırakmazken, yeniden toparlanmak onun için her zamankinden zor görünüyordu.

Otururken telefonuma gelen bir mesaj ile telefonumu elime aldım gelen mesaj bilinmeyen birisindendi...

"Sevgili Asaf,

Sana bu satırları yazmak, beni geçmişe götürüyor. İsimleri burada kullanmak istemiyorum; çünkü bazı anılar, isimlerden bağımsız da olsa hep ağır bir yük olarak kalacak. Bildiğin gibi, Defne bizim için sadece bir dost değil, her zaman gizemli bir yol göstericiydi. Hayatına giren herkesin içinde bir iz bıraktı. Sana da aynı şekilde rehber oldu, fakat onun tüm sırlarını bildiğini sanıyorsan, yanılıyorsun.

Belki fark etmedin, ama Defne’nin senden sakladığı bir dünya vardı. Ona bazen neden bu kadar soğukkanlı olduğunu sorduğumda, "Herkesin bilmediği bir hayat yaşadım," derdi. Bu hayatta kimlere güveneceğini, kimlerden kaçacağını iyi bilirdi. Bazı geceler, içindeki bu gizemli sır onu öylesine etkilerdi ki, gözlerinde göremediğim bir acı belirirdi. Belli ki, yalnızca güvenebileceği birkaç kişiyle paylaşmıştı.

Şimdi seni uyarıyorum, yolculuğun boyunca bazı tanıdık yüzlerle karşılaşacaksın, ama gözün hep açık olsun. Onun bıraktığı izleri takip ederken, geçmişten gelen fısıltılara kulak vermen gerekecek. Zira o, ardında daha büyük bir sır bıraktı; bu, yalnızca cesaret ve güvenle açığa çıkacak bir sır. Korkmadan ilerle, çünkü Defne senin için daima bir rehber olmaya devam edecek.

Umarım bir gün gerçekleri bulduğunda defne de iyi olur..

...
..
.

Asaf, yaşadığı karmaşanın içinden kaçmak için kıyıya doğru yürüdü. Dalga sesleri kulaklarında yankılanırken, gözlerini ufka dikti. Okyanus, ona çocukluğunda duyduğu özgürlüğü ve huzuru anımsatıyordu; enginliği, kendisini bile aşıyor gibiydi. Sanki bu uçsuz bucaksız mavi, onun içindeki fırtınalara karşı sakin ve güçlü bir duruş sergiliyordu. Defne’yi kaybetmenin acısı her ne kadar kalbini kemirse de, okyanusun derinlerinde kaybolmak, onu tüm bu acıdan arındıracak gibiydi.

Dalgalar, geçmişin izlerini silip yeni başlangıçlara yer açıyor gibi gözüküyordu. Okyanus, sessizce ama büyük bir güçle, her dalgasında yeni bir umut taşıyor, Asaf’a başka bir yol gösteriyordu. Onun huzurunda dururken, içsel çatışmalarının geçici olduğunu hissetmeye başladı. Defne’yle olan bağını düşünürken, okyanusun derinliği gibi Defne’nin de ona çok daha derin bir anlam sunduğunu fark etti.

O an, denize bakarken bir karar aldı; Defne’nin izini sürmek, onu yalnızca geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin bir parçası yapmak demekti. Okyanusa bırakacağı her nefes, Defne’ye bir adım daha yaklaşmasını sağlayacaktı. Artık, dalgalarla beraber kendi yolculuğuna devam etmek için hazırdı.

Son Durak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin