Bölüm 21

466 37 0
                                    


"Küçük bir işim çıktığı için geciktim. Prenses siz kiminle geldiniz?”

"Dadımla birlikte geldim. Annem böyle yerlere pek gelmez."

Anlaşılabilir bir şeydi. Omerta kardeşler, köle kraliçenin değil, kralın yeğenleriydi.

Her halükarda, kral, küçük prensesi davete göndererek, kişilik bozukluğu olan yeğenini umursuyor gibiydi. Ari'nin yanında onunla aynı yaşta başka bir kız çocuğu daha vardı.

Güzel sarı saçları ve ışıltılı zümrüt gözleriyle bir oyuncak bebek gibi sevimliydi.

Tam ben konuşacakken kız önce davrandı.

"Leydim sizin eşiniz de bir paladin değil mi? Abim de paladin."

"Ah anladım. Kendisi tanıdığım biri mi?"

"Belki. Abim oldukça ünlü biridir. Hoş bir yüzü olsa da ağzı çok bozuk. Annem onun kirli su birikintisi yuttuğunu söylemişti.”

Bir dakika sanki bahsettiği kişiyi tanır gibiydim. Düşününce, saçlarının ve gözlerinin rengi tanıdıktı. Ve konuşma şekli…

"Bunu da içebilir miyiz?"

"Ah, hayır, hayır. Bunun yerine meyve suyu içebilirsiniz.”

"Eşiniz beni omuzlarında gezdirmişti."

Yok canım? Izek? Mümkün değil. Ayrıca, eğer o kibar biri olsa, Arien neden ondan bu kadar korksun ki? Kız, şüphe dolu bakışlarıma şirince dilini çıkardı.

"Abim onu ​​bunu yapmaya zorlamıştı."

Doğru. O soğukkanlı adamın bu kadar sevecen bir yanı olmasına imkan yok.

"Leydim, Arien onun saçınıza dokunmasına izin verdiğinizi söyledi. Bu doğru mu?”

(Arien)"Doğru ama şimdi olmaz. Burada yapamayız."

"Neden şimdi olmaz?"

"İnsanlar bakıyor, Leah."

"Şimdi dokunmak istiyorum."

Oldukça utangaç olan Ari'nin aksine, Sör Ivan'ın kız kardeşi cesur bir erkek fatma gibiydi. Bu kanın gücü müydü yoksa içinde büyüdüğü ortamın gücü mü? Her neyse, ikisi de çok tatlıydı. Umarım  zarar görmeden büyüyebilirler.

"Şimdi saçlarına dokunduğumuzu diğerleri görürse?”

“Başkaları görürse ne olur? Kimin umurunda.”

(Leah)"Doğru!"

Leah bana yaklaştı ve bekliyormuş gibi elini uzattı. Arien de tereddütle saçımı okşamaya başladı. Parmakları saç tellerimin arasında geziyor, kıvırıyor ve döndürüyordu.

"Burada ne yapıyorsunuz?"

Güzel bir ortamı mahvetme konusunda harika bir hünerin var. Kendimi kaldırmaya çalıştım ama iki kız omuzlarıma yapıştı. Ben de olduğum yerde oturup sırıttım.

"Nerelerdeydin kocacım?"

"Dolaştığımdan değil. Sonuçta bu ziyafetin ana karakteri benim.”

Bu nasıl bir cevaptı? Kendini mi övüyordu? Yoksa ana karakter olduğu için her yere gidebileceğini mi söylüyordu? Ne kadar da mükemmelsin!

Yakışıklı kocam bir an dimdik durdu ve bana baktı. Çok geçmeden gözlerini arkamda duran iki kıza çevirdi. Onlara öyle sert bakma! Bu yüzden senden korkuyorlar!

Zavallı Arien'nin titrediğini hissedebiliyordum.

Sorun değil, nasıl hissettiğini anlıyorum.

(Ivan)"Ah, sen mi burada oynuyordun Leah? Düzgün bir şekilde Leydimizi selamladın mı?”

HOW TO GET MY HUSBAND ON MY SİDE (Türkçe Novel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin