Bölüm 69

245 19 3
                                    

"Leydim, Dük sizinle görüşmek istiyor." Kocamı uğurlamak için hazırlanırken hizmetçilerden biri geldi ve kayınpederimin beni görmek istediğini söyledi.

Acımasız kayınpederim neden bugün benimle görüşmek istiyor ki? Kaçma olayım olduğundan beri benimle hiç konuşmadı.

''Ah, Genç Leydim! ''

Tıpkı oğlu gibi soğukkanlı karaktere sahip olan Dük Omerta beni ahırda karşıladı.

Üzerindeki şık kıyafetine bakılırsa dışarıda bir yere çıkacak gibi görünüyordu.

"Benimle görüşmek istemişsiniz babacığım? Bir yere mi gidiyordunuz?"

"Bir mahkeme toplantım var. Hava o kadar güzel ki çok uzun zamandır ata binmediğimi fark ettim."

Doğru..

Eyerlediği gri ata baktım.

Siyah ve gri kürklü muhteşem devasa büyüklükteki at bana baktı.

Lanet olsun!

"Bu gerçekten harika!"

"Ata binmeyi sever misin? Eminim Romagna'da düzenlenen birçok av etkinliğinde bulunmuşsundur. Senin becerilerinle boy ölçüşebileceğimi zannetmiyorum."

"Pek değil. Av festivaline katılmak gerçekten ava çıkmak anlamına gelmez.”

Sonra bir an sessizlik oldu.

Dük deri eldivenlerini düzeltirken kayıtsız ve habersiz görünüyordu.

Amacın ne? Ne söylemek istiyorsun?…!

'Oğlum hazine deposunun anahtarını sana vermiş. Ya da ben öyle duydum."

Ah, demek bu yüzden. Ona göre ben güvenilir biri değilim.

Ama benden iade etmemi istemesi çok fazla olurdu!

Bu kavgaya dahil olmak istemiyorum.

"Anahtarı sana verirken ne dedi?"

'İstediğin gibi kullanabilirsin.' Tabii ki böyle söyleyemedim. Başka bir şey söylemem gerekiyordu.

"Bana güvendiğini ve iyi bakmamı söyledi..."

"Hmm, bu onun söyleyeceği tarzda cümlelere benzemiyor."

O zaman neye benzemesi gerekiyor? İkiniz de ayrı kaçıksınız!

Dük, seyisi ve diğer hizmetkarları gönderdi. Ve sonunda hafif bir iç çekişle bana baktı.

Kırmızı gözlerinde tıpkı çocukları gibi karmaşık bir ifade vardı.

"Beklendiği gibi, bilezik artık sende."

"Efendim?"

"Bayram gecesi sana vermedi mi? Açıkçası bileziği benden istediğinde nerede kullanacağını ve neden bu kadar ısrar ettiğini çok merak ettim.''

"Sizden aldığını söylemekle neyi kastediyorsunuz?"

"Büyükbabam o bileziği bir Ejderhanın kalbinden yaptı. Bu yüzden sadece sıradan bir parça olduğunu söyleyemem.''

Gözlerimi kırpıştırdım ve bileğime baktım.

Aman tanrım, bu da ne böyle? Bir Ejderhanın kalbi mi?

Benzersiz olduğunu düşünüyordum ama bu kadarını hiç tahmin etmezdim.

Ayrıca bunu bana neden versin ki?

Kayınpederim bu yüzden mi ziyafette mutsuz görünüyordu?

Ben düşüncelere dalmışken hızlıca öksürdü.

HOW TO GET MY HUSBAND ON MY SİDE (Türkçe Novel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin