Anxiety | Minsung ✓

☆14☆

Odamda masum bir şekilde telefonumla oynarken, Chan hyungun birden içeri girmesiyle korkuyla ona baktım.

"Hyung ne oldu? Telaşlı görünüyorsun."

"Bir şey yok. PD-nim bizi çağırmış grup olarak onu haber vermeye geldim."

"Neden çağırmış ki?"

"Bilmiyorum konuşmak istediği bir şey varmış. Hadi çabucak hazırlan da çıkalım."

"Tamam hyung." Dedim ve hızla hazırlanmaya başladım.

•••

Şirkete vardığımızda hızlı adımlarla PD-nimin odasına ilerledik. Odaya girdiğimizde odada 5KİNGS grubu ve onların şirketinin başkanı Yang Hyunsuk sunbaenimin olduğunu gördüm.

"Gelin çocuklar, oturun şöyle." PD-nimin sözü üzerine gösterdiği koltuğa oturduk ve ne söyleyeceklerini dinlemeye başladık.

"İnsanlar sizi çok sevdi. Biz de YG şirketi ile bir karar verdik."

"Eee kararı söyleseniz mi artık?" Minho hyungun sabırsızca konuşmasıyla hafifçe sırıttım.

"Biz iki grubu birleştirmeye karar verdik."

"Gerçekten mi?" Jeongin'in şaşkınlıkla sorduğu soruya karşı ikisi başını sallayarak karşılık vermişti.

"Ne yani şimdi Jisung ile aynı grupta mı olacağım?" Dedi ve heyecanla bana sarıldı. Karşılık olarak ben de sarıldığımda salak salak gülüşüyorduk.

"Peki grup adı ne olacak? 3RACHA ve 5KİNGS grubu diyemezler sonuçta."

"Ona da siz karar verin istedik. Konuşup anlaşın, bir karara vardığınızda yanımıza gelin. Şimdi çıkabilirsiniz, konuşmamız bitti." PD-nim bizi adeta odadan kovarken hala olayın şokunu atlatamamış bir şekilde odadan çıktık.

"Jisung umarım yaramaz bir çocuksundur ve Minho hyung artık benim ağzıma değil senin ağzına peçete sokar." Hyunjin konuştuğunda konunun saçmalığını düşündüm ve gülmeye başladım.

"Hyunjin gerçekten buna mı takıldın? Biz burada grupların birleşmesine şaşırıyoruz sen gelmiş peçete diyorsun. Ama sana üzücü bir haberim var ben uslu bir çocuğumdur. Yani yine peçete yiyen sen olacaksın." Dediğimde herkes büyük bir kahkaha atmıştı.

Daha sonra beraber yemekhaneye inmeye karar vermiştik. Minho hyung yanıma geldiğinde istemsizce heyecanlandım ve yüzünü incelemeye başladım.

Gerçekten de kusursuz bir yüzü vardı...

"İşbirliği ayarladığımızda buraya kadar geleceğini düşünmemiştim." Dedi gülümseyerek.

"Ben de düşünmemiştim. Sanırım iyi bir şey yaptık."

"Benim açımdan iyi, Jeongin zaten bu günü bekliyordu, Hyunjin ile Felix için sadece ikisi olsa yeter, Seungmin de umursamaz zaten. Bizim grup açısından bir sorun yok gibi. Ama sizin grubu bilemem."

"İşbirliğini isteyen zaten bendim tabii ki de benim için sorun yok. Changbin hyung zaten bizden kurtulmaya yer arıyor. Aslında benden kutulmak için yer arıyor çünkü sıkıldıkça ona sırnaşmamdan rahatsız oluyor. Chan hyung mutlu olmuştur ama sorumluluğu artacağı için içinde bir tedirginlik vardır kesin. Bizim grup için de sıkıntı yok gibi ya!"

"Bundan sonra Changbin yerine bana sırnaşıyorsun o zaman?" Dediğinde utanmak yerine adım atmayı tercih etmiştim.

"Kedi gibi sırnaşıyorum ama rahatsız olursun."

"Evde üç tane kedi besliyorum dördüncüye hayır demem."

Sözü üzerine kafamı omzuna yasladım ve oraya bir kedi gibi sürtünmeye başladım. Karşılık olarak saçlarımı okşamaya başladığında kalbimin yerinden çıkacağını düşünmüştüm. ÇOK HIZLI ATIYORDU!