"Jisuung, çok üşüyorum. Ne diye üzerimi çıkarttın ki?" Minho'nun konuşmasıyla sinirlendiğimi hissettim. Hastalandığında küçük bir çocuk gibi olmuştu."Ya Minho, annen hastayken hiç bakmadı mı sana? Ateşini düşürmemiz için üzerini çıkartmamız gerek!" Diye sinirle konuştuğumda gülümsedi.
"Annem daha çok sarıp sarmalıyordu beni terlemem için."
"İyi! Git annen baksın sana o zaman." Deyip oturduğum yerden kalktım ve kapıya doğru ilerledim. O sırada Minho da yattığı yataktan kalkmış koşarak yanıma gelmişti.
"Tamam tamam kızma hemen." Dedi ve kolumu tutup beni durdurdu. "Güzelim bana bakar mısın?" Dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Ona doğru dönmemle alnımdan öpmesi bir olmuştu. Gözlerim fal taşı gibi açılırken bu sefer dudağıma küçük bir öpücük bırakmasıyla kendime geldim.
"Beni de hasta yapacaksın." Diye mırıldandığımda dediğimi umursamadı ve bir kez daha öptü. Ardından birkaç defa daha öptüğünde sersemlemiştim.
Bunu fırsat bilip beni kucağına alıp yatağa doğru götürmeye başlamasıyla çıplak vücuduna sıkıca tutundum. Beni yatağa yavaşça bırakıp daha sonra kendisi de yanıma yattı ve bana doğru döndü. Küçük hareketlerle kolları arasına girdiğimde vücudunun hâlâ sıcak olduğunu farkettim.
"Bana hırka verip kendin kısa kol tişörtle o terasta durman çok saçmaydı." Dedim onu azarlarcasına.
"O an düşündüğüm tek şey sendin, kendim değil." Dediğinde omzuna yavaşça yumruk attım. Yumruğumu yakaladı ve elimi yavaşça öptü.
"Hadi uyuyalım güzelim." Dedi ve beni daha sıkı sarmalayarak göğsüne daha çok yaklaştırdı.
Gözümün önündeki kaslı göğüsleri her ne kadar dikkatimi dağıtsa da birkaç dakika sonra uyumayı başarabilmiştim.
***
2 saat sonra...
Gözlerimi açtığımda yanımda Minho'yu göremememle bir hışımla yatakta diklendim ve elimi kalbime götürdüm.
Lütfen tekrar olmasın, diyerek odadan çıkıp medivenlerden hızlıca indiğimde başım dönmüş ve gözüm kararmıştı.
Bir süre olduğum yerde bekleyip daha sonra mutfağa girdiğimde Minho'nun bir şeylerle uğraştığını görmemle derin bir nefes verdim. Hızlıca yanına gidip ona sarıldığımda ilk başta tepki vermedi fakat daha sonra bana sıkıca sarıldı.
"Gittin sandım." Dediğimde kıkırdadı.
"Seni bırakıp hiçbir yere gitmem bundan sonra." Dedi ve bedenimden ayrıldı. Parmak uçlarımda yükselip dudaklarına yapıştığımda beni kalçalarımdan tutarak kaldırdı ve tezgaha oturttu.
Bacaklarımı iki yana açtığımda bacaklarımın arasına girdi ve ayrılmış olan dudaklarımızı tekrar birleştirdi. Kasıkları kasıklarıma değerken ona sürtünmemek için kendimi zor tutuyordum.
Elleri hâlâ kalçamdaydı ve arada onları sıkıyordu. Bu ise inleme isteğimi daha çok artırıyordu.
Kolumu ensesine dolayıp onu öpmeye devam ederken bir çığlık sesi duymamla Minho'nun dudaklarından ayrıldığımda Minho ise bir küfür savurdu ve kimin bağırdığına bakmak için arkasını döndü.
Hyunjin kapının önünde durmuş ve gözlerini elleriyle kapatmıştı. "Ben bakmıyorsum siz devam edin." Dediğinde parmaklarının arasından bize bakıyordu.
Utançla yüzümü Minho'nun boynuna gömdüğümde Minho kıkırdadı. "Hyunjin siktir git kardeşim." Demesiyle Hyunjin'in adım seslerini duydum. Muhtemelen gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anxiety | Minsung ✓
Fanfic[TAMAMLANDI] 3RACHA grubu performans sergilemişti ve performanstan sonra konuşma yapmaları gerekiyordu. Konuşma yapacakları yerde çok fazla insan vardı ve bu Jisung'un anksiyetesini tetiklemişti. Eli, elinde tuttuğu mikrofon ile daha fazla titrerken...