"Peki çok sevdiğiniz idollerinizin şirketinizde, soyunma odasında öpüşmesi ne kadar doğru?""Ne demek bu Yungho?"
"Geçen gün Minho ve Jisungcum soyunma odasında öpüştüler. Kanıtlayabilirim."
Başım dönmeye başlamıştı. Kulaklarımın uğultusu gittikçe artarken korkuyla Minho hyunga baktım. Korktuğumu anlamış olacak ki hafifçe gülümsedi ve kulağıma fısıldadı.
"Merak etme. Ben buradayım. Sakin ol." Sesi beni rahatlatırken içimde hala bir endişe vardı.
"Nasıl kanıtlayacaksın?" Minho hyungun sorusuyla Yungho sırıtmaya başladı.
"Senin kozunu, sana karşı kullanacağım Minho Bey. Kamera kayıtları!" Dedi ve kahkaha atmaya başladı.
"Yungho! Saygılı ol!" PD-nimin bağırmasıyla kahkahası sona erdi ama yüzünde hala bir gülümseme vardı.
"Efendim, izninizle size iki gün öncesinin kamera kayıtlarını izletmek istiyorum."
"İyi... İzlet bakalım." PD-nimin konuşmasıyla Yungho onun yanına gitti ve bilgisayardan kamera kayıtlarına girdi.
Kamera kayıtlarını açtığında PD-nim dikkatlice bilgisayarda oynatılan videoyu izlemeye başladı. İzlerken gözleri şaşkınlıkla sonuna kadar açılmıştı.
Kendimi iyi hissetmiyordum. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Ellerim titremeye başlamıştı. Korkuyordum. PD-nimin tepkisinden, bundan sonra olacaklardan korkuyordum.
Fakat o an bir şey oldu. Minho hyung titreyen ellerimi tuttu hiç bırakmayacakmış gibi. Ellerimin titremesi dursa da kalbimin titremesi durmuyordu.
PD-nim en sonunda dayanamayıp bilgisayarı kapattı ve sinirli bakışlarını bize yöneltti.
"Yungho sen odadan çıkabilirsin."
"İşe geri alındım mı?"
"SANA ÇIK DEDİM!"
"Peki efendim." Dedi ve odadan çıktı. Ellerim tekrardan titremeye başlamıştı.
"Bakın, şimdilik heves deyip geçeceğim ama bundan sonra, kameraların önünde veya şirkette herhangi bir yerde sizi yan yana görürsem. O zaman ceza çekmek zorunda kalırsınız."
Minho hyung konuşmak için ağzını aralamıştı ki PD-nim sözünü kesti.
"Konuşmayın ve çıkın odadan. Dediklerimi iyi düşünün."
Minho hyung kolumdan tuttu ve yavaşça odadan çıktık. Etrafta oturacak yer olmadığı için pratik odasına geri dönmek zorunda kaldık.
Odaya girdiğimizde beni gören bütün üyeler endişeyle bir sürü soru sormaya başlamışlardı. Hiçbirine cevap vermedim ve gidip koltuğun en köşesine oturdum bu sırada Minho hyung hala kolumu tutuyordu. O da yanıma oturduktan sonra, Chan hyung yanımıza geldi.
"Konuşmak ister misiniz?" Chan hyungun anlayışla sorduğu soruya karşılık olarak başımı olumsuz anlamda salladım.
"Hyung ben Jisung ile konuşacağım, siz merak etmeyin. O zaten sonra size anlatır." Chan hyung başını sallayıp yanımızdan ayrıldığına Minho hyung ellerimi tuttu ve dolmuş olan gözlerime baktı. Öyle duygu dolu gözlerle bakıyordu ki bakışları o an ağlamaya başlamama yetmişti.
Başımı göğsüne yasladı ve saçlarımı okşamaya başladı.
"Jisung, sakin olur musun? Hadi bir konuşalım." Demesiyle ağlamamı durdurmaya çalıştım ve yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anxiety | Minsung ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] 3RACHA grubu performans sergilemişti ve performanstan sonra konuşma yapmaları gerekiyordu. Konuşma yapacakları yerde çok fazla insan vardı ve bu Jisung'un anksiyetesini tetiklemişti. Eli, elinde tuttuğu mikrofon ile daha fazla titrerken...