1.

65 9 1
                                    

"SİKTiR NAPTIM BEN!!" derin nefes alıp bir kaç adım geriye sendeledim.
Etrafıma baktığımda her yer kırmızıydı
Kan kırmızısı.

Ellerim,
Yüzüm,
Kıyafetlerim,
Vücudum.

Üzerimde bir çift göz hissettiğimde dönüp arkama bakamadım.
Titriyordum deli gibi titriyordum.
Birini öldürmüştüm,fakat masum olmayan birini öldürmüştüm.

Büyük ellerin beni belimden kavrayıp çektiğini hissettiğimde kim olduğunu bile bilmeden kafamı yaslayıp ağlamaya başladım

"Katilim ben katil!" Hıçkırmaktan konuşamıyorum.

*

Yine bir salı günü okulun eteği ve formasını üzerime geçirdikten sonra hafif topuklu botlarımı giyinip ardından çantamı alıp hızlıca evden çıkmıştım.
Kulaklıklarımı takıp okula doğru yürümeye koyulduğumda açlıktan konuşan midemin beni okul içinde rezil etmemesi için hızlıca ilk gördüğüm markete girip atıştırmalık bir şeyler aldım.
Okulun popüler kızı olarak kiloma dikkat etmem gerekiyordu bu yüzden paketli gıdalar yememeliydim fakat hazırlanmaktan evde yemek yiyecek vakit bile bulamıyordum.
Okula vardığımda toplu olan sarı saçlarımı açıp kulaklığımı çıkardım, ardından okulun kapısına bir adım attığımda yine o gözlerin bende olduğunu hissettim.
İyi hissettirmiyordu insanların gözlerinin bende olduğunu bilmek. Rahatsız ediciydi sevmiyordum popüler o kız olmayı.

Okulumuzun pek tekin bir yerde olduğunu söyleyemezdim aynı şekilde öğrencilerinde pek tekin olduğunu söyleyemezdim.

*

Okuldan çıktığımda saatin akşam 20.34 olduğunu fark ettim. Lisede son senemiz olduğu için fazla üzerimize geliniyordu bu yüzden uzun saatler etüt vardı.
Ayrıca son ders erken çıkıp amigo çalışmaları için okulun spor salonuna gitmek zorunda kalmıştım .
Bu karanlıkla eve yürümek korkunçtu, eteğimi düzelterek hızlı hızlı yürümeye başladım.
Yolu yarıladığım zaman üzerimde tek değil iki çift göz hissettim. Psikolojikti, yani umarım öyleydi.
Adımlarım hızlandıkça arkamdaki adım sesleri yükseldi. En sonunda koca yaşlı eller bileğimi tuttuğunda ağzımdan bir çığlık kaçtı.

"Bırak!" bırakmadı,yüzünü bile göremiyordum çok karanlıktı ve muhtemelen etrafta kimse yaşamıyordu.
Sertçe bileğimi çekip koşmaya başladım.
Koşmak zorundaydım
Koşarak eve vardığımda ellerim titrerken anahtarı deliğe sokmaya çalıştım.

Olmuyordu,
Yapamıyordum.

"Siktir! Girsene!!" Kapıyı açabildiğimde hızlıca kendimi eve atıp kapımı kilitledim.

Olanları aileme anlatmak isterdim fakat babam annemin hamile olduğunu öğrenince bizi terk etmiş, annem ise... her neyse.

Terk edilmiştim ben.

Odama çıkıp pijamalarımı giydikten sonra biraz sakinleşmeye çalıştım ve makyajımı çıkarmak için odamdaki banyoya gittim.

Sahteydi her şey. Okulda gülümsüyordum,mutluydum ama sahteydi.

Yüzümdeki makyaj benim maskemdi
Ve maskem olmadan ben bir hiçtim.
Yüzü boyalı bir aptaldım.

Düşüncelerimden kurtulup kendimi yatağıma attığımda elime bir kitap aldım.
Kitaplar gerçek evimdi,gerçek ailem,gerçek dostum.
Terk etmezlerdi onlar beni. Her bir sayfada kendimden bir parça bulduğum şeylerdi onlar
Amacı benden faydalanmak olmayan şeyler.
Ve kitaplar sadece bir kaç kağıt parçası değildi.
Kitaplar; Her şeyimdi.
Saatin kaç olduğunun bile farkında değildim kitabımı kapatıp baş ucuma koyduğumda her gece olduğu gibi kendimi kabuslu gecenin kollarına bıraktım.

PlütonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin