Kanayan yaralar gündüz gözü ile ne acıtır ne görülür, gece olunca çıkar her şey ortaya.
Gece kanar yaran, gece acır.
Geceler çok acıtır.
Gündüzleri görünmeyen yaraların kimseyi ilgilendirmez, peki ya geceleri kanayan yaralar onları kim saracak?
Kendi yaralarımı sarmayı geceleri öğrendim, güneş battığında anladım her şeyi.•
Sıcak bir duş sonrası üzerime beyaz yün kazağımı altıma ise gri bir eşofman giymiştim, mutfağa uğrayıp kahvemi aldıktan sonra İvan ve Alex'in konuşmalarına şahit olmuştum.
"Sana güvenip iş yapamayacak mıyım lan ben!" Diyerek resmen kükremişti Alex. "Halledeceğim diyorum dinlesene azıcık beni!" Aynı şekilde ivan'da kükrediğinde olduğum yerde irkildim.
İki kuzen ne çok ortak yönleri vardı.
"Lan ev ayarla dedik gidip Rusya da mı ayarlamışsın aptal herif! Kıza, gel tüm hayatın zaten altüst daha da mahvedip Rusya'ya götüreyim seni diyeyim o da hemen kabul etsin dimi!" Rusya mı? Rusya da mı ev bulmuşlardı? Beni Rusya'ya mı götürecekler?! "Oğlum bu kız zaten geçmi.." kafamı kapıdan çıkartıp gözlerimi kırpıştırdım, "özür dilerim böldüm sanırım."
"Duydun mu?" Duydum tabii taş kafa! "Birazını sadece, Rusya'ya mı gideceğiz?" Alex yüzünü sıvazladığında İvan bir anda lafa atladı " bu herifler ne kadar büyük olabilir sadece intikam almak isteyen normal bir herifse?" Alex ivan'a ters bir bakış yolladı. "Ben düşünemedim çünkü değil mi aptal! Araştırdık herhalde herifler italyadan çıktı." Bir mafyayı mı öldürmüştüm? "Özür dilerim." Tüm gözlerin bana döndüğünü hissettim. "Ne saçmalıyorsun sen yine Lina?" Uyandığım için yüzüne bakmak yerine yeri izleyerek cevap verdim. "Benim yüzümden saçma sapan şeylerle uğraşıyorsunuz." İvan'ın gülmeye başladığını duyduğumda istemsizce kaşlarım çatıldı. "Bu kız çok tatlı Alex" gülmeye devam ettiğinde yaklaşıp koluna vurdum, "gülmesene be!" Alex ivan'a Rusça bir şeyler söylediğinde İvan kafasını sallayarak onu onayladı ve odadan çıkıp gitti."Lena"
Hayır, hayır, hayır...
Bana o isimle seslenme!
"Yapma," gözlerinin içine bakar "seslenme o isimle bana." Ve fısıldadı.
" bir insan kendine nasıl bu kadar kıyabilir?"O ismi duyar duymaz sırtımdaki yaralar acımaya başladı, sızladı ve yandı.
Tıpkı geceleri olduğu gibi.
Midemin bulandığını hissederken ellerimi ağzıma götürdüm, "sakın kusma." Kusacağım.
Hızlıca banyoya giderek kapıyı kitledim, hiçbir şey yememiştim ancak içtiğim su bile batmıştı evrene.
Kapının arkasına oturarak bacaklarımı kendime çekerek oturduğumda kapı sertçe çalmaya başladı, "Lina kapıyı aç" yalnız kalmak istiyordum sadece, bir şey söylemeden devam ettim oturmaya ben oturdukça daha sert vurdu kapıya.
"Kes şunu! Yalvarırım..." ellerimi istemsizce kulağıma kapattığımda sesler kesilmişti.
Hayır ellerim sayesinde değil, o durmuştu. Ellerimi çekip derin nefesler aldım "Bir daha kimseye yalvarma Lina." İsmimi onun ağzından duymak beni rahatlatıyordu, rahatlatan bir şey daha vardı.
Alex'in ıslık çalmaya başladığını duyduğumda gözlerim dolu bir şekilde kafamı kapıya yasladm. Sesim çok güçsüz çıkıyordu ama konuşmayı denedim. "Neden," sesim titremişti "neden bana o isimle seslendin?" Son kelimeler ağzımdan dökülürken dilime tuzlu bir sıvının tadı gelmişti.
Gözyaşı
"Lina kapıyı açarsan konuşabiliriz, hadi lütfen." Sesi çaresiz çıkmıştı onu bu şekilde duymaya dayanamayıp ayağa kalktıktan sonra kapıyı açtım. Kapı açılır açılma kafam yumuşak bir yer ile buluştu.
Göğüsü
Kısık sesle konuşmaya başladım, "Bazen seni yıllardır tanıyor gibi hissediyorum, beynim bir yabancı olduğunu inkar ediyor sanki.
Bana birini hatırlatıyorsun, anılarımda yüzü bulanık olan o çocuğu." Derin nefes aldım. "Benim yerime dayak yer, ceza alacağını bile bile yemeğini bana verirdi sonra da aç olmadığını söylerdi." Gerçekten hatırlamıyordum onun yüzünü. Nasıl biriydi ? Hala hayatta mı? O da beni hatırlıyor mu? "Neden unuttun onu? Neden hatırlamıyorsun yüzünü Lina?" Gözlerinin tam içine baktım, çok güzel görünüyorlardı. "Ben... Bilmiyorum. Onunla ilgili her şey bulanık sadece gerisi yok.""Bölüyorum ama Milana seninle konuşmak istiyor Alex, şu Rusya'ya gitme olayları ile ilgili..." ve Rusça bir şeyler daha. Ondan uzaklaştığımda yüzüme bile bakmadan Ivan'a döndü ve beraber merdivenlerden inerken konuşmaya başladılar, "derdi neymiş?" Ivan elindeki yüzükler ile oynuyorken konuşuyordu " kızla ilgili konuşacaktır eminim" Alex'in derin iç çekişini duydum, "bahsettiğin ev Milanalardan uzak değil mi? Kızı korumak istiyoruz daha da mahvetmek değil." Gerçekten gidecek mişiz Rusya'ya. İstemiyordum ama yaptıklarımın sonuçlarına katlanmalıyım, Bu tüm hayatımı baştan yaratmak olsa bile.
Sıkıntıyla koltuğa oturduğumda victor da yanıma gelmişti bıkkın bir ses ile konuştum, "yavaş ol koca oğlan" merdivenlerden indikten sonra Alex ve Ivan ortadan kaybolmuştu, bu yüzden sıkıntıdan telefonumu alıp ekran kilidini açtığımda o bildirim ile karşılaştım.Metin Akel 3 cevapsız arama.
Ne alaka bu adam şimdi? Onu tekrar aradığımda ilk çalışta açılmıştı telefon.
"Alo? Lena?" Ve bana o isimle seslenen babam. "Neden aradın?" Olduğum yerde gerilmiştim, "teklifimiz ile ilgili ne düşündüğünü merak ediyordum sadece." O sırada Alex ile göz göze geldim, ve onun işareti ile telefonu hoparlöre almıştım. "Teklifini.." kabul et.
Alex ağzını oynatarak bu iki kelimeyi söylediğinde şok olmuştum ama ona güvenmem gerekti,İstemiyordum ama güveniyordum işte
"Teklifini kabul ediyorum, yatacağım onunla." Umarım böyle bir şey olmayacaktır.
Telefondan o tiz sesi duyduğumda tüylerim ürperdi. "Aferin Lenacığım anneciğinin sözünü dinle böyle, yarın saat akşam sekizden sabaha kadar onunla olacaksın ondan adres isteyip atarım san..." yüzüne kapattım.
"Umarım hayatımı mahvedecek teklifi kabul etmem için iyi bir sebebin vardır!" Yüzünde anlamsız bir sırıtır oluştuğunda anlamayan gözlerle ona baktım. " Umur Kıraç." Bu isim tanıdıktı. "Yarın buluşacağın adam, ayrıca uzun süredir aradığımız adam." Hala anlamıyordum ve bu muhtemelen yüzümden belli oluyordu. "Bir taşla iki kuş diyorum. Bu şerefsiz bildiğimiz gibi pedofili bir or.." göz göze geldik. "Her neyse. Sadece pedofili bir sapık değil ayrıca kadın pazarlıyor. Senin yapman gereken şey ,önce ailenden mezarlığın adresini istemek yoksa yapmayacağını söyle. Zaten yarın daha detaylı konuşacağız, uyu."- selamlar! Sanırım bölüm biraz kısa oldu bunun için üzgünüm..
Kitap hakkında yorumlar atmayı ve oylamayı unutmayınn