Ölüm ve Yaşam
İkisi arasında gerçekten farkında olmasak bile çok ince bir çizgi vardı.
Ben ve düşüncelerim o çizginin çok dışında kalıyordu aslında,
AraftaBiz buyduk, ben ve düşüncelerim buydu.
Ne yaşayan ne gerçekten ölen ceset.
Bu bendim.
Bu benim tanımımdı.Gerçekten yaşadığımı 6 yaşımdan önce hissediyordum, annem boğulmadan.
Annem boğdurulmadan önce.
Gerçekten yaşamayan ve ölü olmayan ceset olduğumu o topuklu ayakkabı seslerini duyduğumda anlamıştım.
Yaş 7
Tekrardan yaşıyor gibi hissedebilecek miydim, kim bilir?Okul için gerekli eşyalarımı girmemem gereken girerken Alex'i çok bekletmemek amacı ile elime ne geçtiyse alarak çıktım.
"Üzgünüm çok beklettim mi?" Gözlerinin içine bakarak konuştuğumda onun beni beklerken arabasına çalan şarkıya kulak verdim.Ayten Alpman
-Ayrılmam istersen hiç yanından
Çağırsan gelirim çok uzaklardan
Eskiden korkardım yalnızlıktanKorkmam artık sen varsın
Zaman durdu sanki
Beklerken seni
Ben bir tek sevgiye
Bağladım kalbimiBu dizeleri duyduğumda kalbimde bir şeylerin acıdığını hissettim, bu şarkı bana çok şey hatırlatıyordu. "Orada dikilmeye devam edersen seni almadan giderim." Pekala bu bir tehdit miydi? Hafifçe gülerek Mercedes'in kapısını açarken konuştum,
"Bay taş kafaya bak sen tehdit de edermiş."
Bana bir bakış attıktan sonra önüne dönerek arabayı çalıştırdı. "Sizi tehdit etmek kim, ben kim bayan popüler?" Son kez gerçekten gülerek yeni başlayan şarkının sesini daha çok açarak kafamı cama çevirdim ve eşlik etmeye başladım. "Ağla, ağla Firuze ağla
Anlat bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu."Alex gözlerini bana çevirerek mükemmel Türkçesi ile devam etti, "Kıskanır rengini baharda yeşiller
Sevda büyüsü gibisin sen Firuze
Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu
Üzüm buğusu gibisin sen Firuze" dudaklarım kıvrıldığında ağzımdan çıkan kelimeleri tutamadım, "Sesin," yutkundum. "Çok güzel.."
Arabayı sağa çevirirken sırıttı. "Aynı şekilde sarışın, senin de." Güzel miydi?
Güzel miydi sahi? Beğendi mi gerçekten sesimi?•
Okulun otoparkından sınıfa çıkarken yine sahte gülümsememi yüzüme takınırken o sahte insanlarla konuşmaya başladım.
Evet,evet pahalı markalar.
Aynen yeni çıkan dergiler.
Hm hm, bence de o model çok yakışıklı.
"Pişt sarışın." O aptal sohbetten kurtulmam için ilahi ses bana fısıldadığında ona dönerek konuştum, " efendim taş kafa," ufak bir yalan söylemem gerek. "Görmüyor musun ne kadar önemli bir konuşmadayım?" Yalandan göz devirirken kızlara döndüm. "Üzgünüm kızlar, taş kafa işte yanına çağırıyor." Kızlardan bir gülümseyerek Alex'e el salladığında sinirle gözlerimi kapattım ve o kız yüzünü bize bile çevirmeden bizimle konuşuyordu. "Ah, senin yerine bakmasını çok isterdim taş gibi çocuk."
Yaa tabi, tabi.
"Tüh yazık olmuş tatlım." Göz kırparak yanında ayrıldım ve Alex'e parmağım ile ayağa kalkmasını işaret ettim. "Vay, dominant kız ha? Severim." 32 diş sırıtarak yüzüme baktığında yüzüne yaklaşarak kaşlarımı çattım. "Ne saçmalıyorsun sen?" Aniden yalandan dudaklarını büzdü. "Şakaydı gül biraz."
"Hahahaha."
Nöbetçilerden birisi kapıya dayanmış bizi izlerken boğazını temizledi. "Lina Akel, kapıda annen seninle konuşmak için bekliyormuş." gözlerim şaşkınlık ile açıldığında Alex'in yüzünden çekilerek çantamı da alarak kapıya çıktım, peşimden geldiğini biliyordum."Ahh, canım Lena'm" kaşlarımı çatarak üzerine yürüdüm, "kes sesini! Lena değil adım."
Kadın yalandan yüzünü astığında kulağımın tırmalayan sesi ile konuşmaya devam etti "Kimliğinde öyle yazıyor ama Lenacığım," gözleri Alex'i bulduğunda yüzündeki şaşkınlığı gizleyemedi.
Tanıyor muydu Alex'i?
"Sen..." Alex tek kaşını kaldırarak Esra'ya baktı, "Ben?" Esra inanamıyor gibi kafasını iki yana salladı.
neler oluyor! "Hayır, hayır!"
Alex keskin bakışlarını üzerime bir saliselik çevirip ardından Esra'ya döndü, "neyden bahsettiğini bilmiyorum ne konuşacaksan konuş ve defol." Esra'nın gözleri ikimiz arasında dolanırken boğazını temizledi. "Tek konuşmak istiyorum onunla." Alex sert bir bakış atarak benden onay almak istermişcesine gözlerimin içine baktığında kafamı onu onaylamak için salladım.
Alex yavaşça yanımızdan uzaklaştığında yine o midemi bulandıran sesi duydum, "Lena ve ya Lina her neyse, anlaşmamızı hatırlıyorsun değil mi? Sen benim istediğimi vereceksin, ben senin." Aptalca gülerek bana bakıyordu şimdi.
Derin nefes alarak üzerine yürüdüm. " Ne dediğinin farkında mısın sen manyak! Kocan ne diyor bunlara Esra hanım?" Kafayı yiyeceğimi hissettim, ellerimi saçlarıma geçirerek parmağımı yüzüne doğru kaldırdım. "Bahsettiğin şey," nefesim kesiliyordu. " Bahsettiğin şey mide bulandırıcı!" Esra elini yanağımı okşamak için uzattığında hızlıca geri çekildim. "Ah, küçüğüm sadece bir gecelik sonrasında bitecek."" Pekâla, zaman doldu uza."
"Dediklerimi unutma Lena, iyiliğe karşılık iyilik." Ağzından çıkanları duyduktan sonra midem bulandığı için elimi ağzıma koyup hızlıca kapının yanındaki çöpe eğildiğimde yüzüme gelen saçların artık orada olmadığını fark ettim.
Alex saçlarımı tutuyordu.
İğrenmedi mi?
Hiç mi?
Sabah yiyemediğim yemeğimi de dışarı çıkardıktan sonra Alex'in yüzüne bakmayarak hızlıca okula girdim.
Hayır bakmak istemediğimden değil, bakamadığımdandı...
Kızlar tuvaletine girdiğimde içerisi bomboştu, belki de zil çalmıştı.
Hızlıca elimi yüzümü yıkarken sakinleşmek için lavaboya yaşlandığımda kesik kesik nefesler alıyordum, yine aynısı oluyordu.
"Lina, iyi misin?" Kafamı kaldırdığımda Alex ile göz göze gelmiştim. Bu çocuğa nasıl tek günde güvenebildim? Hiç bir zaman yabancı gibi gelmemişti oysa bana. Ben kendi içimde kendim ile savaşırken kulağıma taktığı kulaklıkları fark ettim, nereden biliyordu müzik dinleyerek rahatladığımı? Ya da biliyor muydu? "Sinirlendiğimde bana iyi gelen şeylerden birisi müzik dinlemektir,belki sana da iyi gelir diye düşündüm." Teşekkür ederim Ivanov. "Bu konuyu şimdilik kapatıyorum ,ancak beni burada beklemeni isteyeceğim." Ne diyeceğimi bilmeyerek onu onaylarcasına kafamı sallarken çoktan gitmişti, söylediğini yaparak onu beklemeye başladım.Üzerinden çok vakit geçmeden kendi çantasını da alıp gelmişti, "Yürü, gidiyoruz." Bileğimden tutarak beni otoparka yürüttü. "Alex okuldan erken çıkmamız doğru mu?" Kapısını açtığı Mercedes'e binerken bana ters bir bakış attı, "sustum." Arabayı çalıştırırken son söylediğimi cevapladı. "İyi olur."
•
Eve vardığımızda yoldayken bana verdiği anahtar ile kapıyı açtığımda ev de Maya'nın olmadığını fark ederken, "Bu gün Maya olmayacak." Diyerek cevapladı beni Alex, ve devam etti; "otur ve her şeyi anlatmaya başla, unutma Lina bu veda yalan yok." Kendimi ikna edercesine onu tekrar ettim "yok," derince bir nefes alırken baştan anlatmak için koltuğa oturarak bacaklarımı kendime çektim.
"Esra yani annem," kendimi düzelttim " üvey annem. Oldukça büyük bir şirket sahibi, aslında babamın şirketi ama her neyse işte.
Tahmin ettiğin gibi oldukça fazla ortakları var, bunlara sapık ve ya pedofili herifler de dahil." Son söylediklerim ile midemin çalkalandığını hissettim, Alex de rahatsız olmuşcasına kaşlarını çattı ve devam etmem için çenesi ile işaret etti. "Babam ile Esra'yı araştırınca benim hakkımda bilgilere ulaşmak zor değil, bir de bu adamların çevrelerinin geniş olduğunu varsayarsak." Ellerimle oynamaya başladım, "Bu bahsettiğim sapıklardan biri en büyük holdinglerin başındaki herifmiş, tabi biraz beni araştrınca hoşuna gitmişim..." midem deli gibi dönüyor. "Ailem ile anlaşma yapmak istemiş benim üzerime, oldukça yüklü ve büyük bir para söz konusu. Ve benim ailem para için her şeyi yapacak insanlar, söz konusu olan paraya bakarsak hiç çekinmemişler beni sergilemekten." Alex olduğu yerde kasıldı " sana karşılıklı iyilikten bahsediyordu o saçmalık neydi?" Tırnaklarımı avucuma bastırdığımda derimi delip geçmişlerdi."Mezar"
Alex şaşkınlığını sağlayamamıştı çok belliydi.
"Annemin mezarı, tabi gerçekten bir mezarı varsa."- selamlar! Bu bölüm biraz şarkılı oldu sanırım ha?
Hikaye hakkında yorumlarınızı belirtmeyi unutmayınn!
Buna önerileriniz de dahil 🤍