2.

27 7 1
                                    

Bizim sokağımıza girip arabasını park ettiğinde şaşırmıştım , ona dönerek "aslında ben hemen yolun kenarında inerdim.." güldü.

Neye gülüyordu bu kendini beğenmiş taş kafa?

"Senin için birde arabamı mı park edeceğim?" Ha? Ne? Hala ona tip tip bakarken arabadan indiğinde camımı tıklattı. "Eee inmiyor musun?" Gözlerimi kırpıştırarak arabadan indiğimde, " Hani benim için arabanı park etmezdi..." "senin için değildi zaten evim şurada" lafımı kesip biraz ileriyi işaret etti ve ben yine utanç verici bir şeyin ortasında kalmıştım.

"İyi..Geceler..?" Ahh... Lina, kızım bir şey demeden uzaklaş işte. "Teşekkürler sarışın. sana da iyi geceler."

Bu sefer lafı uzatmadan eve doğru yürümeye başladım.
Eve vardığımda kapımın yarım aralık olduğunu gördüm, ama emindim evden kapımı kitleyip çıkmıştım.
Hafifçe kapıyı ittirip etrafa göz attığımda her tarafın birbirine girdiğini gördüm, ve gözlerim oraya kaydı.
Yerde yatan ölü kedime..

Eve adımımı attığımda ayağımın altındın hışırtı sesi geldiğini duyup eğildim, yerdeki
kağıdıaldığımda bunun bir not olduğu fark etmiştim.

Minik bir katilsen sonuçlarına katlanmalısın pamuk prenses.
- öldürdüğün adamın abisi.

Hasiktir.
"Hayır.. Hayır.. Hayır!"
"Sarışın?" Alex..? Hızlıca ona doğru döndüğümde endişeli gözlerle bana bakıyordu.
"Senin.. Ne işin var burda?" Gözlerimi bile kırpmadan bakıyordum ona.

"Siktir et beni, sen iyi misin?" İyi gibi mi görünüyordum? "Ben," Hızlıca ona doğru bir kaç adım attım. "Alex yalvarırım beni böyle gördüğünü kimseye söyleme, Nolur."
Beni bileklerimden tuttuğundan tam olarak gözlerimin için bakıyordu, "sakin ol sarışın söz veriyorum kimseye söylemeyeceğim, sadece ne olduğunu söyle bana."

Ona güvenmemeliydim, ama güvenebileceğimi hissediyordum. Yavaşça elimdeki kağıdı ona uzattım, kağıdı aldığnda yüzündeki ifadenin şaşkın olmasını hatta benden korkmasını beklemiştim ama o sadece kaşlarını çatıp bileğimi daha sıkı tutarak evden çıkarttı.

"Ne yapıyorsun?" Daha önce bana gösterdiği eve doğru yürümeye başladığımızda " burada kalamayacağını biliyorsun."
Hiçbir şey demeden derin nefes alıp yolun bitmesini bekledim.

🦖

Hiçbir şey yapmadan öylece elimdeki kupaya bakıyordum.
"Alex be—"

"Sorun değil." İki cümle, o iki cümleyi içi acır gibi söylemişti...
Elimdeki kupayı sıkarken, "sadece bana bu kadar yardımcı olabileceğini düşünmemiştim, yanıldım.
Yanılttın Alex. Tanrım... Nasıl bu kadar aptal olabilirim!" Kendi kendime sinirlenirken karşımdaki çocuğun sabah bana okulda yaklaşmaya çalışan çocuktan çok daha fazlası olduğunu fark ettim.

"Olayları bilmeye hakkım var değil mi Lina?"
Vardı.
"Nereden başlayacağımı bilmiyorum.."
Karşımdaki koltuktan kalkıp yanıma geldiğinde elimdeki kupayı bir kenara bırakıp ellerimi avuçları içine almıştı.
"Lina yavaş yavaş ama tam anlat, yardımcı olabilmem için yap bunu."

Derin nefes aldım.

" Yine akşam provadan çıkıyordum saat epey geç olmuştu, altımda etek vardı," yutkundum.
"Her gün oldupu gibi o aptal tenha yollardan gidiyordum ve üzerimde gözler hissetmeye başladığımda daha temkinli adımlar attım."
O an'ı tekrar yaşıyormuşcasına irkildiğimde omuzlarımdan tuttu.

"Eller... Elleri kollarımı tutup çektiğinde bilmediğim tenha bir sokaktaydım.
Çığlıklar, bağırışlar, haykırışlar... Yaramadılar işe.
Bana dokunmaya çalıştı, yapmamasını söyledim ona!"
Gözlerimin dolduğunu hissetmiştim.
" daha sonra o iğrenç sesini duydum ve alnımda soğukluk hissettim.. 'Sana sahip olmama izin vermezsen beynini darmadağın ederim!'
Korkuyla titrerken anlık bir cesaretle silahı çektim, almıştımda.
Bana daha fazla yaklaşmaya başlayınca silahı ona çevirdim.
Keşke yapmasaydım..."

"Ve onu vurdun?"
"Hayır," derin nefes alıp kafamı iki yana salladım
"O kadar kolay olmadı."
"Devam et Lina, devam."

Yutkunarak devam ettim, " bağırdım ona bana yaklaşırsa vuracağımı söyledim!"

-

"Sakın bir kaç adım daha atma!" Korkuyla geriye adım attım.
"Sakin ol güzelim bu kadar abartmana gerek yoktu, eğlenecektik.."
Ayakkabısına doğru nefretle tükürdüm.
Silahı tutan elim titriyordu..
"Eğlence anlayışına tüküreyim!"
Bana doğru yaklaşmaya başladığında silahı daha sıkı kavradım, "ehh! Amma uğraştırdın kızım!" Bir anda üstüme atıldığında korkuyla tetiğe bastığımda çıkan ses ile ellerimi kulaklarıma götürdüm.

Kendime geldiğimde her şeyin farkına varmıştım.

"SİKTiR NAPTIM BEN!!" derin nefes alıp bir kaç adım geriye sendeledim.
Etrafıma baktığımda her yer kırmızıydı
Kan kırmızısı.

Ellerim,
Yüzüm,
Kıyafetlerim,
Vücudum.

Üzerimde bir çift göz hissettiğimde dönüp arkama bakamadım.
Titriyordum deli gibi titriyordum.
Birini öldürmüştüm,fakat masum olmayan birini öldürmüştüm.

Büyük ellerin beni belimden kavrayıp çektiğini hissettiğimde kim olduğunu bile bilmeden kafamı yaslayıp ağlamaya başladım

"Katilim ben katil!" Hıçkırmaktan konuşamıyordum

Ve o huzur dolu sesi duydum.

"Yalvarırım ağlama, katil değilsin sen."
Ellerimle sertçe üstündeki ceketi kavradım,
"Dokundu bana! İğrenç hissediyorum kendimi, pis insanlara yalvarma."
Bir çift dudağı saçlarımın üstünde hissettim.
"Pis değilsin sen, gördüğüm en temiz kızsın.
Hem öyle olmasan bile yine korurdum seni."

Korur muydun?

"Özür dilerim Lina, özür dilerim geciktim güzelim."

PlütonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin