🧚🏼‍♀️~5

46 3 0
                                    

@sysisi
07.02.2020

"Evet Bayan Xing. Konuşmayı onun yerine ben yapacağım."

Kopkoyu farı ile zaten küçük olan gözlerini neredeyse yok eden şirket ortağımız Bayan Xing'e bakmaya çalışırken konuşmuştum. Beni memnun olmadığını belli eden bir ifadeyle süzerek gelen konukların yanına doğru ilerledi. Arkasından gözlerimi devirdim ve üzerimdeki ceketin kollarını düzelttim.

Evimizde küçük bir kutlama veriyorduk ama bizi seven kişilerin sayısının bu kadar fazla olması gözlerimi yaşartacak cinstendi. Ev kısa sürede parti alanına dönmüştü bile.

"Mark'ın yanından ayrılmanı istemiyorum bebeğim."

Konukların arasından yavaşça sıyrılarak babam ve Angel'ın yanına ulaştığımda, meleğimin yüzünün asık olduğunu gördüm. Düz saçları, sıfır makyaj yüzü ve giydiği kırmızı elbisesiyle buradaki herkesten daha güzeldi. Ama güzel yüzünün asık olmasını sevmemiştim.

"Angel?"

Angel'a, gözlerinin içine bakarak seslendiğimde, etraftaki kalabalığı umursamadan kollarını sıkıca belime sardı.Onu geri çevirmedim. Başını göğsüme yaslamış, ellerini sırtıma doğru çıkartmıştı. Angel hiçbir zaman kalabalığı ve insanları sevmezdi. Onun sevdiği tek insan babam ve bendik. Onun dışında konuştuğu, güvendiği pek kimse yoktu.

"Seninle sonsuza kadar böyle kalabilirim biliyorsun değil mi?"

Yüzümü hafifçe eğilerek yüzüne yaklaştırdığımda kafasını kaldırarak bana baktı. Burunlarımız neredeyse birbirine dokunacakken gülümsedim.
Biraz daha eğilerek dudaklarımızı birleştirdim.

"Ama gidip orada saçma bir iki cümle kurmam lazım. Hemen geleceğim. Burada beni bekle."

Kafasını sallayarak beni onayladı. Gülümsememi genişleterek onu tekrardan öptüm. Şu an, bu saçma konuşmaya zaman harcayacağıma Angel'ı öpmek istiyordum. Onu kucağıma almak ve nefessiz kalana kadar öpmek istiyordum.

-

"Konuşman çok etkileyiciydi gerçekten."

Babam, arabasına doğru ilerleyen Bayan Xing'e sesini duyurmaya çalışarak konuştuğunda ve omzumu sıvazladığında gülümsedim. Bayan Xing'in tuhaf bakışları ardında arabaya binişini ve kısa sürede uzaklaşmasını büyük bir zevkle izliyordum.

"Umarım şu son birkaç ay çok çabuk biter."

Babamın ağzının içinde mırıldanması büyük bir kahka bırakmamı sağladı.

"Bırak birkaç ayı, ben bir saniye bile katlanabileceğimi sanmıyorum."

Kafamı iki yana sallayarak arkamı döndüm ve eve doğru ilerlemeye başladım. Babam, bu gece eve gelmeyeceğini belirten birkaç kelime söylediğinde elimi belli belirsiz sallayarak onu geçiştirmiştim. Bu gece eve gelmemesi daha iyi olurdu.

"Neden odana çıkmadın?"

Salonun geniş koltuklarında oturan ve yorgun bakışlarını etrafta gezdiren Angel'a seslendiğimde, bakışları birkaç saniyenin ardından beni bulmuştu. Ceketimi ve kravatımı çıkartıp koltuğun başlığına koydum ve Angel'ın yanına doğru ilerledim.

"Biliyorum, bebeğim. Kafan çok dolu. Çok yorgunsun ama bunları senden uzaklaştırmama izin ver."

Yanaklarına dökülen düz saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdıktan sonra baş parmağımla yanağını okşadım.

"Bugün birlikte uyuyalım mı?"

Son birkaç gündür birlikte uyumuyorduk ve onu özlemiştim. Arzularımın yanı sıra, şu an onu sıkıca sarıp kollarımın arasında güzel bir uyku çekmesine izin vermek istiyordum. Bir bebek gibi bana sokulması ve derin bir uyku çekmesi şu an istediğim tek şeydi.

 Bir bebek gibi bana sokulması ve derin bir uyku çekmesi şu an istediğim tek şeydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kısa Hikayeler : Mark LeeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin