Çıplak teninde adeta ateş topu gibi gezen eller onu bambaşka bir boyuta götürüyordu sanki. Sıcak nefesi onu cehennemin içine çekiyordu adeta. Tüm nefesini boynuna verdiğinde sertçe inledi Mark. Zevkten başka bir şey düşünemiyordu. Sadece daha fazlasını istiyordu. Aç bir kurt gibiydi. Hırlıyor ve daha fazlası için yalvarıyordu.
"Bu gece..." diye fısıldadı genç kadın. Bir yandan da üzerinde olduğu adamın vücudunu keşfetmeye devam ediyordu. Şu yaşına kadar bir çok ülke gezmiş, şehir görmüştü. Ama hiçbir ülkeyi bu denli keşfetme isteği ile yanıp tutuşmamıştı. Mark'ın kusursuz bedeni onun hayalindeki tek ülkeydi.
"...Kızlarından birisi olacağım."
Kulağına fısıldadığı adamın tenine dudaklarını değdirdi. Bu onu resmen deliye döndürmek üzereydi. Boğazından derin bir inleme koptu ve bütün odayı bir melodi gibi doldurdu.
"Bu gece tamamen senin olacağım."
Bedeni tamamen onun üzerindeydi. Kalçası sert baldırlarına temas ediyordu ve Mark'a adeta kafayı yedirtiyordu. Genç kadın biraz daha yukarı kaydırdı bedenini. Böylece onu daha net ve derinden hissedebilecekti. Mark'ın dudakları arısından derin bir inleme koptu. İki eli de genç kadının bacaklarında gezintiye çıkmaya başladı. Bir yandan da onun bedenini kendi bedenine daha sert bastırıyordu.
"Sisi..."
Öyle bir histi ki yaşadığı, gözlerini bile açamıyordu. Kafasını geriye yatırıyor, genç kadın için güzel bir yer açıyordu. Dolgun dudakları boynunda hissettiğinde ise adeta bu evrenden uçup gidiyordu.
O iyi bir adam değildi. Her zaman başka bir kız ile birlikteydi. İçerdi ve sadece özgürlüğünü yaşardı. Bunun için var olduğunu düşünür ve sadece zevk almaya bakardı. Ama ona bu mükemmel dakikaları yaşatan kadın, belki de hayatının dönüm noktasıydı.
Aylardır sadece onu istiyordu. Aylardır ona dokunmak, onu deli gibi öpmek ve saatlerce sevişmek istiyordu. Her gece, hatta onu gördüğü her an bunları düşünürken şu anda hayallerinin gerçekleşiyor olması Tanrı'ya şükretmesi için en büyük sebepti.
Daha derin inledi. Daha derin ve daha derin... Pantolonun altındaki şişkinliği her an patlayacak düzeydeydi. Fakat bu yaramaz kadın ona zor zamanlar yaşatmaya devam ediyordu.
"Beni istediğini biliyorum," dedi sessizce fısıldayarak. "Hep istedin." Dudaklarını boynunda, çenesinde ve yanaklarında gezdirdi. "Ve istemeye devam edeceksin."
Sertçe bastırdı dudaklarını onun yumuşak dudaklarına. Derin bir öpüşme, dillerin birbiriyle buluşması... Mark hayatı boyunca hiç bu kadar iyi hissetmemişti.
Daha fazlası için çırpınıyordu resmen. Sisi yarattığı şahesere baktı. Onun sıcak dudakları öpüşmekten şişmiş vaziyetteydi. Mark onun için çok farklı bir adamdı. Karakteristik bir suratı, bambaşka bir aurası vardı. Ne kadar belli etmese de, en az Mark kadar kendisi de bu geceyi iple çekiyordu.
Sertçe bastırdı kalçasını ona. Mark adeta çığlık atar gibi oldu. Onun bedenine sürtünmesi aklını yitirmesine sebep olacaktı. Onun içine girip deliler gibi çığlık attırmayı o kadar çok istiyordu ki...
"Sakin ol, koca oğlan."
Dudaklar bu seferde karnında belirdi. Ufak ufak öpücükler konduruyor, yavaşça teninde gezdiriyordu. En sonunda şişliğin üzerinde durduğunda artık her şey dayanılmaz düzeydeydi.
Bu gece hayal ettiklerinden ve istediklerinden daha fazla şey yaşanmıştı. İkisi de biliyordu ki, hiçbir şey sadece bu geceyle sınırlı olmayacaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
