🍷

81 8 0
                                    

@SySisi
22.09.2023

"Geldiiim!"

Çalan kapıya koşarken elimdeki şarap kadehinden son bir yudum daha alıp masaya bıraktım ve hızla adımlarla kapıya ulaştım. Kilidi açıp çelik kapıyı araladığımda karşılaştığım manzara hiç alışık olmadığım türdendi. Mark Lee, gayet spor kıyafetlerinin içerisindeydi ve bana gülümsüyordu.

"Mark?" dedim kapıyı sonuna kadar aralarken. 

"Selam." Bir elini kaldırıp selam verdiğinde kafa salladım. "Bir sorun mu var?"

Mark iki yana salladığı kafası ile bana cevap verdi. "Sınıfta defterimi sen bulmuşsun sanırım. Onu almaya geldim."

Söylediği şeyi idrak eder etmez "Evet, evet," diyerek cevapladım. "Defterin bende. İçeri gel. Ben de defterini getireyim."

Kafasını salladı ve içeri girdi. Giymesi için ona bir terlik verdikten sonra elimle salonu gösterdim. "Ben de biraz keyif yapıyordum. Bana katılmak ister misin?"

Mark'ı severdim. Aynı bölümü okuyorduk. Derslerimizin neredeyse hepsi de ortaktı. Sık sık karşılaşır, konuşurduk yani. Hoş çocuktu. Okuldaki herkes severdi onu.

Mark oldukça çekingen davranıyordu. Evime ilk defa gelmiyordu fakat ilk defa gece geliyordu ve baş başaydık. Onun bu hali beni gülümsetti. Mutfağa gidip onun için de bir kadeh aldım ve dolaptaki kırmızı şarabı çıkardım. "Normalde tek kadehte bitirecektim ama, sana eşlik edeyim."

Mark güldü ve "Olur," dedi.

"Aç mısın?"

"Hayır," dercesine kafa salladı ve ona uzattığım kadehten bir yudum aldı. Kendi bardağımı da doldurduktan sonra üçlü koltuğumun en köşesine oturdum. Mark biraz uzağımda, hemen çaprazımdaki tekli koltuktaydı.

"Bu arada defterini unutturma bana. Sarhoş olursam aklıma bile gelmez."

Güldüm. Mark'da güldü ve bardağını masaya bıraktı. "İki kadehle sarhoş olabiliyor musun?"

Ağzımdaki yudumu güzelce yuttuktan sonra ona baktım. "İki kadehle sınırlı kalacağımı zannetmiyorum."

Şu anda bile sarhoş olmuş gibiydim resmen. Kafam biraz allak bullaktı. Aslında Mark haklıydı. İki kadehle bile sarhoş olabilecek kadar kötü bir içiciydim.

Mark gülerken kafasını önüne eğdiğinde düz siyah saçları yüzünü kapattı. Fakat yeni fark ettiğim gamzesi gözüme çarpmaya devam ediyordu.

"Gamzen olduğunu bilmiyordum." Sırtımı koltuğa yasladım. Onun yanında nedense gergin hissetmiyordum. 

Mark bir elini yanağındaki çukurun üzerinde gezdirdikten sonra bana baktı. "Aslında çok belirgin değil."

"Güldüğünde belli oluyor ama. Çok güzel."

Kurduğum son cümleye şaşırmış olacak ki bana yuvarlak gözleriyle baktı. İkimiz de son sınıftık ve üniversitenin ilk yılından beri birbirimizi tanıyorduk. Sık sık aynı ortamlarda olmuştuk. Hatta birkaç tane de ortak arkadaşımız vardı. Erkek arkadaşım çoktu. Sınıfımızdaki çoğu erkek oldukça cana yakındı. Mark'da onlardan birisiydi fakat onda bana farklı gelen birçok şey vardı. Onu kolaylıkla diğer erkeklerden ayırabilirdim. Bu hem fiziksel özelliklerdi hem de onun kişisel özellikleriydi. Büyük gözleri ve biçimli kaşları da buna dahildi.  

"Neden öyle bakıyorsun?"

Şarabımı yudumlarken gözümü ondan ayırmadım. Rahatsız olmuş olacaktı ki gözlerini kaçırdı benden. Ardından kadehini eline alıp sonuna kadar içti. "Ben artık kalkayım."

Çoktan ayaklandığında, daha yeni geldiğini belirtmekten vazgeçtim. O ayakkabılarını giyerken odamdan defterini alıp getirdim ve ona verdim. 

"Şarap için teşekkürler."

Bana bakmadan konuşuyordu ve bu garipti. Yine de gülümsedim ona. "Rica ederim. İstediğin zaman gelebilirsin."

Kafasını sallayarak cevapladı beni ve kısaca iyi geceler dileklerini sunarak evimden ayrıldı. Acaba yanlış bir şey mi dedim diye düşünüyordum fakat söylediğimi zannetmiyordum. Belki de rahatsız olmuştu, bilemezdim.

Mark Lee, okulumuzun hoş ama garip çocuğuydu. Onunla ileride oldukça yakın olacağımızı hiç mi hiç düşünmezdim ama olmuştu. Hayat işte. Oluyordu bir şekilde.

[Uzun süredir atmıyordum bölüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Uzun süredir atmıyordum bölüm. Yorumlarınızı bekliyorum💙]







Kısa Hikayeler : Mark LeeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin