❝Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı.❞
(Emma Goldman)֎
Avarya muntazam bir ülkeydi, en azından son on beş yıldır. Her yıl tatmin edici büyüme rakamları açıklanıyordu. Uluslararası ortamlarda; çeşitli sanat, spor, bilim dallarında dereceler alınıyordu. Suç oranları düşüyordu. Özgürlükler genişliyordu. Daha doksanlara kadar dışa kapalı olan, yönetime muhalif olanların belirsiz bir akıbete kurban gittiği bu küçük Balkan ülkesi, kısa sayılacak bir sürede Avrupa'nın incisi haline gelmişti.
Bu değişimin arkasındaki siyasetçiler halk tarafından sayılırdı. Üç büyük parti vardı ve beş yılda yapılan parlamento seçimlerinde hemen hemen aynı oy oranlarıyla başa geliyorlardı. Fikirsel farklılıklarına rağmen ülkeleri yararına işbirliği yapabilen tecrübeli siyasetçiler: Hakan Vult, Kurtuluş Aslan ve Bahri Alkan. Bir de Katya Doğdu vardı, üç partinin yanına dördüncüsü olarak gelmiş, umut vadeden partinin lideri.
Oysaki bu toz pembe görüntü aktif bir mayının üstüne kum serpilmesinden ibaretti. Çatışmanın üstünü örtmek onu sükunete çevirmezdi. Halk, derinlerde sürüp giden bir çabadan habersizdi ve yönetimde herhangi bir şekilde söz sahibi değildi. Parası ya da çevresi olmayanın nüfuzu da olmazdı. Bu, bir fizik kuralı kadar netti. Hani şu meşhur kelime, demokrasi. Demos, halk. Kratos, egemenlik. Halkın egemenliği. Bu sistem ortaya ne zaman çıktı? İnsanlar, krallara tebaa oldukları bin yıllardan sonra, nasıl bir anda egemenliği paylaşmaya karar verdiler?
Pek kısaca, Fransız İhtilali'nden sonra monarşinin temelleri çatırdadı. Halk ipleri eline aldı, demokrasi dünya genelinde yaygınlaştı. Artık cinsiyet ya da statü fark etmeksizin her reşit birey ülkesinin yönetiminde söz sahibi olacaktı. Öyle söyledi aydınlar. İnsanın en derindeki hırsına oynadılar, kurtlar ve köpeklerle ortak yanına. Kazandılar.
Perdelerin ardına gizlendi ihtişamlı tahtlar. Sıradan insanlar her zaman kendisine sunulanı bildi. Medyanın sunduğu renkli haberlerle ezberlediği düşünce kalıplarını kendisine ait zannetti. Eski köleler bir kâğıda mühür basarak birkaç efendi arasında seçim yaptı ve buna özgürlük dedi.
Mayının üzerindeki kumlar rüzgârlarla ortadan kalktıktan çok sonra, "Bataktayız!" diye bağırsaydı biri, perdelerin ardını bilen birisi, "Hayır, bu oyunun adı, batak değil." derdi sakince. "Papaz kaçtı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avarya Oyunları
General FictionFransız İhtilali'nden sonra monarşinin temelleri çatırdadı. Halk ipleri eline aldı, demokrasi dünya genelinde yaygınlaştı. Artık cinsiyet ya da statü fark etmeksizin her reşit birey ülkesinin yönetiminde söz sahibi olacaktı. Öyle söyledi aydınlar. İ...