I - XXXI

18 3 14
                                    

E M R E

12 Aralık 2005
Pazartesi
Varnata, Avarya

Haftalık temizliği henüz tamamlanmış ofisin kapısı çalındığında Kurtuluş çerçevesiz yakın gözlüklerini takmış, günün gazetesini okuyordu. Gazetede son iki haftadır olduğu gibi o gün de akıl hastanesiyle meşhur ilçedeki meçhul üs ve maktul kaymakamla ilgili spekülatif köşe yazıları vardı. Gazeteyi masaya koyup gözlüklerini çıkardı ve kapıda bekleyenleri içeri davet etti.

Birisi Bayan'dı, ekrü rengi kalem etek ve gömlekle gelmişti. Diğeri de otuzlu yaşlarda bir adamdı. Açık kumral kısacık saçları, çakmak çakmak bakan çukur gözleri, üzerinde ise deri ceket ve kot pantolon vardı. Dosdoğru yaklaşıp elini uzattı.

"Komiser Emre Konar."

Diğeri tam "Ben de..." diyecekti ki "Kurtuluş Aslan," diye tamamladı ve koltuğa oturup bacak bacak üstüne attı. Kır saçlı adam "Tanıştığıma memnun oldum Emre Bey," dediğinde ise kafasını sallamakla yetindi.

Bayan neşeyle "Emre, Cinayet Masası'ndan. Vult'un yasadışı örgütüne dair çalışmamızda bize yardım edecek," dedi.

Kurtuluş yeni misafirinin yüzüne umutla baktı. "Kahvenizi nasıl alırsınız?" diye sordu.

"Birayı tercih ederim."

İhtiyar adam bu cevap karşısında bir an afallasa da gülerek "Maalesef," dedi. "Bira yok. Çay, kahve, bitki çayları, oralet..."

"Aslan Kafe'ye hoş geldiniz," dedi Bayan, gülerken dişleri görünüyordu.

"Kivili oralet var mı?" dedi arkasına biraz daha yaslanan Emre. "Timsah yeşili olsun. Rengini beğenmezsem geri gönderirim."

"Hesabınıza borç olarak yazıyorum," dedi Kurtuluş, kalem alıp gazeteyi karalıyor gibi yaparak. "Piyadeleri yakalayamazsanız, faiziyle alırım."

Emre ilk kez gülümsedi. Politikacıların ciddiyetiyle dalga geçmek istemişti fakat karşısındaki insan kasıntı çıkmamış, aksine mizah anlayışı olduğunu göstermişti.

"İki irtibatım var," diyerek asıl meseleye girdi. "Biri Gündüz Süvarisi, diğeri Gece Piyadesi. Yapıyı avuçlarının içi gibi biliyorlar. Günlerdir belge topluyoruz. Üyelerin listesi elimizde. Meclis olarak bugün Vult'un dokunulmazlığını kaldırsanız, biz ertesi gün bütün delilleri mahkemeye ve kamuoyuna sunarız."

Süvariler arşiv tutmuyordu. Bir aydan daha eski belgeler imha ediliyordu. Geçici olarak saklananlar ise şifreliydi. Süvarilerin pek azı maskesizdi, geri kalanı ise onları tek tip gösteren at yelesi desenli plastik maskelerle geziyordu. Uysal her bir süvariyi tek tek tespit etmeye çalışıyor; kimisiyle muhabbet kuruyor, kimisini de üsten çıkarken takip ediyordu. İkinci yöntem yakalanmasına neden olabileceği için riskliydi. Piyadelerle ilgili bilgi edinmek ise daha kolaydı. Çünkü yüzleri açık, adları ve sayıları belliydi.

Hakan'dan Emre'nin evinde kalmak için izin almıştı. Emre'nin bir AVİS ajanı olduğunu fakat AVİS'in görüşlerine ters düştüğü için âtıl bırakıldığını söylemişti. Başbakan, istihbarat teşkilatının devrik lidere ve ailesine bağlı olduğunu biliyordu. Bundan dolayı Uysal'ın istediği o izni verdi.

Çekmeceleri, dolapları, muhtemel gizli bölmeleri iz bırakmadan karıştırmayı öğrendi Uysal. Önemli bir not bulursa fotoğrafını çekiyordu. Bir çöpün bile yerini değiştirmedi, tek bir istisnayla: Görgü Vult'un ofisinde Boran'ın adının geçtiği şişkin bir klasör bulup aldı. İçinde Aslı'nın tuttuğu, Hakan'ın attıracağı ve Görgü'nün kurtarıp sakladığı defter ve mektuplar vardı. Akşamında da klasörü Boran'a verdi.

Avarya OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin