I - XXVII

17 3 7
                                    

Y A Z

29 Kasım 2005
Salı
Varnata, Avarya

Filmlerdeki gibi yüzünde bir gülümsemeyle ve kollarını iki yana açıp gerinerek uyandı. Gün ışığı her zamankinden daha parlak, sabah mahmurluğu ise daha tatlıydı. Yüzünü yıkayıp üzerini giyinip dört ekmek ve dört farklı gazete aldı, tümünün manşetinde dünkü basın toplantısından görüntüler ve Taylan'ın gözaltına alınırken çekilen fotoğrafı vardı.

Taymed aleyhindeki kamuoyu tepkisi Yaz'ın beklediğinden de büyüktü. Bir grup vatandaş şirketin önünde toplanıp slogan atmış, Avar Doktorlar Birliği Taymed'in ürettiği ilaçları reçete etmeyeceklerini açıklamıştı. Bir gecede milyonlarca lev kaybeden Taylan'ın şirketi borsaya entegre olmasa bile yatırımcılar Sındırlılarla ilişkili olan diğer şirketlerin hisselerini görülmemiş bir hızla satmaya başladı. BW Otelleri'nin rezervasyonlarının iptal edildiği, Balkan Petrol istasyonlarına uğrayan araba sayısının yarıya düştüğü söyleniyordu.

Yaz dün bir kıvılcım çıkarmıştı ve bugün bu kıvılcım bir yangına dönüşmek üzereydi. Mahkemeler ve medya aralarındaki sıcak savaşın arenasıydı. Larendelerin Taylan'a dava açması gibi Nermin Metin ve Kudret Sındırlı da borsa manipülasyonu suçlamasıyla Yaz'a dava açmıştı. Onlara göre parti başkanının tek amacı, onların şirketlerinin kıymetini düşürmek ve Ab-ı Hayat hisselerine değer kazandırmaktı. Ayrıca Yaz'ın, Uysal'ın Taylan'ı kaçırmasının azmettiricisi olduğunu söylüyorlardı.

Genç kadın hiçbir davadan korkmuyor aksine daha fazlasını temenni ediyordu. Böylece haklılığını birkaç kez daha kanıtlayabilecekti.

Keyifli bir kahvaltıdan sonra parti binasına gidip avukatıyla ve yardımcısıyla görüştü. Öğleden sonra da üstündeki resmi giysileri beyaz trençkot, turuncu bluz ve kot etekle değiştirip arkadaşlarıyla dolaşmaya çıktı. Bulutlar güneşi örtse de neşesini örtemiyordu. Çimlerde oturup gökyüzüne baktı, havadan sudan konularda sohbet etti. Ciddiyetsiz şeyler söylemeyi ve ağzından çıkan her kelimenin üzerinde durmamayı özlemişti.

Mağazaları gezdi. Her renkten elbise denedi ve arkadaşlarının denediği elbiselere yorum yaptı. Kitapçı raflarının arasında ormanda gezinir gibi yürüdü, kitapların ağaçları anımsatan kokularını içine çekti, ilgisini çeken kitapların iç sayfalarını karıştırdı. Kardeşine bir macera çizgi romanı, annesine baş karakterinin eşine sevgisini sorgulayan bir ev hanımı olduğu psikolojik bir roman, babasına da okurları içlerinde sakladıkları gerçeklerle yüzleştireceğini iddia eden bir kişisel gelişim kitabı aldı. Kendisine de resim defteri ve yağlı boya aldı.

Akşam indikçe toprak kokusu caddeleri sardı. Yaz, aldıkları ıslanmasın diye poşete sıkıca sarıp kucağına alarak boştaki elini arkadaşlarına salladı ve otobüs durağına koşturdu.

֎

A S L I

Aynı gün
Varnata

Geçen hafta Aslı dernek başkanından dil için yardım almış ve halalara mektup göndermişti. Evdekilerin haberi olmasın diye gönderim adresi olarak derneği göstermişti. Bugün de mektuba bir cevap gelip gelmediğini sormak için bulvara açılan arka sokaklardan birinde beyaz renkli, dört katlı bir apartmandaydı; üçüncü katında Bosna-Hersek Kültür ve Dayanışma Derneği yer alıyordu.

"Hoş geldiniz," dedi başkan. Kısa bir hâl hatır sorma faslından sonra büyük beyaz bir zarfı eski avukata verdi. Zarfın arkasında üç tane pul vardı, ikisinde Isparta güllerini andıran pembe ve beyaz güller, birinde de kara orman tavuğu. Zarfın içinde üç kâğıt ve dört fotoğraf vardı, kağıtlardan ikisi halaların birer birer Boran'a yazdığı mektuplardı. Aslı kendisine gelen üçüncü mektubu Türkçeye çevirerek okuması için dernek başkanına verdi, bu sırada dudaklarını ısırıyordu.

Avarya OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin