kanser

306 21 2
                                    

Sabah alarmın sesiyle biricik yatağımdan kalkıp lavaboya gittim. Yüzüme suyu çarparak uykumu açmaya çalışıyordum. Biraz da olsa kendime geldiğimde odama gidip üzerime bir şeyler giyindim, makyajımı ve saçımıda yaptığımda çantamı alıp evden çıktım. Yolda bir kafeye girip kahve almak için sıraya girdim. Ben hala uyumamak için ayakta zor dururken arkamdaki kişiden bi ses geldi.

-Günaydın. ~Tom

Arkama döndüm. Yine mi?

-Sana da günaydın. ~Petra

-Nasılsın? ~Tom

-İyiyim, sen? ~Petra

-Bende. ~Tom

Sıranın bana geldiğini gördüğümde bir kahve ve simit istedim, aldıktan sonra çıkışa ilerliyordum.

-Görüşürüz. ~Tom

Ve tekrardan ona döndüm. TANRIM BU ÇOCUĞUN BU KADAR GÜZEL BAKAN GÖZLERİ... iyice saçmalıyorsun Petra!

-Kesin, görüşürüz. ~Petra

Hafif sırıtmasına karşılık verdim, sonunda çıkabilmiştim. Sadece 3. görüşüm olmasına rağmen bu adam artık düşündüğümde bile kendimi garip hissetmeme sebep oluyordu. Ne oluyordu amk? Kahveyi içip simidi yerken işe doğru yürüyordum. Olan uykum şimdi azalmıştı ama yorgunluğum hala üzerimdeydi. Nefret ediyorum kötü olduğum halde kameralara mutlu gözükmek için verilen çabadan. Vardığımda bugün olan röportajlara gittim, diğerlerinden bir farkı yoktu her zamanki gibi. Kameralar önünde olmak çocukluğumdan beri istediğim bir şeydi fakat hayallerim böyle değildi. Yani o kadar tanınan kişilerin yanında sadece spikerlik yapan bir insan neden sevilsin ki? Hem böylesi belki de daha iyiydi, fazla gözler önünde olmak benim için hoş olmazdı. Arka planda kalan, sadece röportaj sunan birisi olmak rahattı. Günün sonunda halsizliğimle eve kadar yürüyordum. Yavaş ve sallanarak yolda yürürken her şey normaldi, ta ki karşıdan gelen Tom'u görene kadar. Buralarda oturuyor olmalıydı. Geçerken bana bakıp göz kırpmasıyla ufaktan dengem sarsılmış olabilir. Bir şey belli etmeden bende kafamı sallayıp önüme bakarak yürümeye devam ettim. Bir kere daha bu çocuğu görürsem eminimki delirecektim.

Atmye gidip annemin gönderdigi parayı geri yolladım. Sonuçta maaşım bana fazlasıyla yeterliydi. Eve geldiğimde üstümü değiştirip dolaptan bir bira aldım, yakın zamanda yemek yediğimden kendimi aç hissetmiyordum. Sokağı izlemek için balkona geçip oturdum. Aynı zamanda düşünüyor, tüm hayatımı gözden geçiriyordum. Elbette o kadar kötü değildi ama daha da iyi olabilirdi, değil mi? Masanın üstünde duran telefon titreyerek çalmaya başladı. Annemin aradığını gördüğümde açma tuşuna basıp kulagıma götürdüm.

-Efendim? ~Petra

-Nasılsın Petra? ~July

-İyiyim, siz nasılsınız? ~Petra

-Ben iyiyim ama... ~July

-Ama? Ama ne? ~Petra

-Bana bak Petra, lütfen panik yapma. ~July

-Ne oldu? ~Petra

Konuşma şekli ve sakladığı şey beni endişelendiriyordu.

-Baban son zamanlarda pek iyi değildi, geçen gün hastaneye gittiğimizde testler sonucu kanser olduğunu söylediler. ~July

-Ve şimdi mi söylüyorsunuz? Durumu nasıl? Hemen gelebilirim. Yalvarırım ileri derece olmadığını söyle.~Petra

-Sakin ol, gelmene gerek yok. Durumu idare eder ama ameliyata girecek. Girecek ve atlatacak. ~July

-Umarım. Ama hala gelme fikri aklımda, bu durumda yanınızda olmak istiyorum. ~Petra

-İşlerin iyi ilerliyorken gelmen babanı da mutlu etmez, onun için üzülmeni istemiyor. İkimizde seni çok seviyoruz, çok özledik ama bizim için hiçbir şeyi aksatma. ~July

-Sizden önemli değil ya. Tabi öyle diyorsan tamam. Ameliyat için gereken para tam, öyle değil mi? Ne zaman girecek? ~Petra

-Evet, yakın zamanda girecek tarih belli değil, haber vereceğim. ~July

-Güzel o zaman. ~Petra

-Şimdi kapatıyorum, görüşürüz meleğim. ~July

-Görüşürüz, bir şey olursa direk beni ara. ~Petra

Telefon kapandı. Boş boş karşıya bakmaya devam ediyordum. Nasıl olabilir, bu kadar sağlamken nasıl bir anda hastalanabilir? Dolan gözlerimle kalkıp yatağıma gittim. Tavanı izleyerek düşünüyordum, çok uykum vardı ama uyuyamıyordum. Endişeliydim, ya bir şey olursa? Ya ameliyata kadar işler kötüye giderse?

𝑆𝑝𝑖𝑘𝑒𝑟 - 𝑇𝑜𝑚 𝐾𝑎𝑢𝑙𝑖𝑡𝑧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin