haber

270 23 2
                                    

Masaya koyulan salatalarla ayrıldı sonunda gözlerimiz. Çatalla bir yudum aldım, yemek erken gelse iyi olur çünkü çok açım. Tom da benimle beraber ağzına bir şeyler atarken sanırım sohbet açmaya çalışıyordu.

-İşini seviyor musun? ~Tom

-Evet, sen? ~Petra

-Bende, gerçi bazen zorluk çektiriyor. ~Tom

-Mesela? ~Petra

-Antiler, gizlenemeyen özel hayat gibi. Ama avantajları ve iyi yanları da çok olduğundan mutluyum. ~Tom

-Kızlar gibi avantajlar. ~Petra

-Efendim? ~Tom

Sessiz kurduğum cümleyi anlamadığı için şükrediyordum.

-Bir şey demedim. ~Petra

Gözlerini devirdi.

-Evet, kızlar.. ~Tom

Duymuş...
Yemeklerimiz önümüze getirildiğinde ikimizde yemeye başladık, aynı zamanda konudan konuya atlayarak konuşuyorduk.

-Evet! Hatta bir gün röportaj yaparken adam- ~Petra

Gülerek anlattığım şeyi kafasını sola doğru büküp eliyle destekleyen, değişik bakan gözlerle beni izleyen baygın Tom'u görünce böldüm.

-Neden öyle bakıyorsun? ~Petra

-Nasıl? ~Tom

Duruşunu bozmuyordu.

-Bilmem, adlandıramıyorum. ~Petra

-Gamzelerin çok güzel. ~Tom

Elim yanağıma gitti, her zaman nefret ettiğim, gülüşümü berbat hale getirdiğini düşündüğüm o gamzelere. İstemsizce gülümsememe sebep olmuştu.

-Teşekkür ederim. ~Petra

-Gülmeye devam et. ~Tom

Neden böyle diyordu ki şimdi? Ayrıca sarhoş gibiydi ama değildi.

-Lavabo ne tarafta? ~Petra

-Karşıdan ilerle solda. ~Tom

-Teşekkürler. ~Petra

Eliyle gösterdiği tarafa ilerledikten sonra sola dönüp kızlar tuvaletine girdim. Ellerimi lavabonun kenarlarına yerleştirdim, derin nefesler alıyordum. Hem karın hemde baş ağrısı başlamıştı, şiddetli olmadığından çokta sorun yoktu. Başımı kaldırıp gülümseyerek aynada kendime baktım. Beğenmiş miydi gerçekten?

Masaya geri döndüğümde Tom gözlerini üzerime dikti.

-İyi misin? ~Tom

-Kötü mü duruyorum? ~Petra

-Sayılmaz. ~Tom

-İyiyim, karnım ağrıyor sadece. ~Petra

-İstersen kalkabiliriz. ~Tom

-Yok, sorun yok. ~Petra

-Peki ama ilerlerse söyle. ~Tom

Kafamı aşağı yukarı salladım. Sonrasında yemeğe ve konuşmaya devam ettik. Zaman güzel ilerliyordu, saatin farkında bile değildim. Sonunda saatlerdir bakmamış olduğu telefonu eline aldı.

-Çok geç olmuş, kalkalım mı? ~Tom

-Olur. ~Petra

Tom hesabı istedikten sonra benim sözlerimi hiçe sayarak hepsini ödedi. Restorandan çıktığımızda arabaya yürüyorduk, içerisi gibi sıcak olmayan havanın kollarımı üşütmesiyle ceketimi giydim. Otoparktaki arabaya geldiğimizde ön koltuğa geçtim, kemerimi bağlarken Tom arabayı çalıştırmıştı bile. İkimizde sessizce oturup radyodan kısık sesli müziği dinlerken gelen sıcak havayla ısıtıcıları da açtığını anladım. Yavaş yavaş gelen uykumla kafamı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım.

𝑆𝑝𝑖𝑘𝑒𝑟 - 𝑇𝑜𝑚 𝐾𝑎𝑢𝑙𝑖𝑡𝑧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin