Yemekler önümüze konulduğunda dikkatle yemeye başladım. Dik durmaya, aynı anda da dökmemeye çalışıyordum. Normalde dikkatsiz yer ve bir yerleri batırırım, şimdi bu kadar insanın içinde bunun yaşanmasını istemem. Bir süre sonra Tom'un sesini duydum.
-Kalkmak ister misin? ~Tom
Başımı ona çevirdim. O kadar odaklanmıştımki baştan beri attığı anlamsız bakışlarım farkında değildim.
-Sen istersen. ~Petra
-Yemeğini rahat yemeyeceksen evet. ~Tom
Yüzümü buruşturdum. Ötedeki garsona seslenip hesabı istedi, ödediğinde ise kolumdan tutup kaldırdı.
-Nereye? ~Petra
-Arabaya. ~Tom
Beni dışarı götürüyordu.
-Eve mi gideceğiz? ~Petra
Kapıyı açtığında binerken sordum.
-Hayır. ~Tom
Kapatıp yanıma geçti.
-E o zaman nereye? ~Petra
Konuşmadan çalıştırıp otoparktan ayrıldı. Kısa süre içerisinde sahilin yakınında bir park yeri buldu. Durdurduğunda elini arkaya attı, geri çektiğinde siyah renkli hırka vardı, bana uzattı.
-Ha? ~Petra
-Esiyor. ~Tom
Gözüyle işaret ettiğinde camdan dışarıdaki rüzgarda ağaçların dallarının nasıl savrulduğuna baktım. Geri döndüğümde elindekini aldım, aşağı inerken üzerime geçiriyordum.
-Ee, şey... ~Petra
Üzerime bakarken yanıma gelen Tom gülmesini tuttu.
-Daha çok yerin kapandı işte, ne güzel. ~Tom
-Hehe. ~Petra
Üstümdeki çuvalla beraber Tom'un elinden tutarak yürümeye başladım. Bir dükkanın önünde durdu, içeri girdiğinde peşindeydim.
-Simit kaldı mı acaba? ~Tom
-Bu saatte bulmanız zor ama şanslısınız, 2 tane var.
-İkisini de alayım. İçecek ne istersin? ~Tom
Bana döndü.
-Kola olur. ~Petra
-Bir de iki kola, ne kadar? ~Tom
Adam, hepsini poşete koyup Tom'a uzattı.
-6 euro.
Cüzdanından çıkardığı parayı bıraktı.
-İyi günler.
-İyi günler. ~Tom
Çıktığımızda elini omzuma attı, hemen yandaki banka oturttu. Yanıma geçtiğinde simitlerden birini verdi. Gülümsedim.
-Teşekkür ederim. ~Petra
-Ne demek. ~Tom
Kolaları da açıp aramızdaki boşluğa koydu, tahtalar düz olduğundan kolay dökülmezdi. İkimiz de yemeye başladık.
-Orada da yiyorduk, neden bunu tercih ettin? ~Petra
-Kendin gibi davranmıyordun. Ortamı da güzel değilmiş, arka çarprazındaki çocuklar sana bakıyordu. Bir de kuşlar bana senin simidi çoğu yemeğe tercih edeceğini söyledi.~Tom
Çok saçma geliyor ama evet, ederim.
-Anladım. ~Petra
Son yudumu ağzıma attım, Tom da öyle. Kolalarımızı içerken tekrardan ayağa kalktık. Elimizdekiler bitince çöpe attık, öylece yürüyorduk. Bir anda Tom'a vurdum, şaşkınca başını bana çevirince kaçtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑝𝑖𝑘𝑒𝑟 - 𝑇𝑜𝑚 𝐾𝑎𝑢𝑙𝑖𝑡𝑧
FanfictionBelki o gün buluşmasaydı gözlerimiz ikimizde yaşamazdık hiç birini. Ya da sırf bir kaç güzel an için değer miydi kötü geçen günlerimiz?