Gözlerim açıldı, başımı kaldırıp yavaşça Tom'a baktım, uyuyor. Uyandırmamak için geri koydum kafamı ve karşıya bakarak düşünmeye başladım.
Tekrardan, biz, ikimiz, beraber, aynı yatak, aynı beden, aynı kişiler, farklı düşünceler...Ne yapacaktı şimdi, Tom her gün bir takım adam yüzünden yasal olmayan işlerle mi ilgilenecekti? Polise gitmeye akıl erdirebilecek zekası var ama yapmıyorsa belli ki bir sebebi de var. Çok mu güçlüler?
-Günaydın. ~Tom
Aniden gelen sesiyle titredim.
-Günaydın. ~Petra
Kalkıp yanına oturduğumda yanağından öptüm, o da kendine çekip saçlarımdan öptü.
-Ne zaman uyandın? ~Tom
Esniyor.
-Biraz önce. ~Petra
-Tamam. ~Tom
Başını başıma yaslayıp tekrardan kapattı gözlerini.
-Aç değil misin? ~Petra
-Açım. ~Tom
-Kahvaltı yapalım mı o zaman? ~Petra
-Sana açım, sevgine, sarılmalarına, öpüşlerine, sesine, cümlelerine, ilgine... ~Tom
-Anlamadım, yetersiz geldiğimi mi söylemeye çalışıyorsun? ~Petra
Güldü, komik değil! Aç demek ki yetmiyor.
-Öyle bir açlık değil bu, geçecek gibi değil. Emin ol sen elinden gelenin daha fazlasını yapıyorsun ama o yettiremiyor işte. Doymuyorum ve doymayacağım, zaten böyle olması gerekiyor. ~Tom
Birazdan kafasını kemireceğim. Elimi arkasından ilerletip karnına getirdiğimde yandan tikiyle oynadım, kıpırdandı.
-Hey! ~Tom
Gülerek daha da yapmaya başladım, Tom da gülüyordu ama istemsiz değil tabii.
-Dursana! ~Tom
Bacaklarımı iki yana koyarak üstünde belirdiğimde devam ediyordum, ellerimi tutarak engelledi. Kurtulmaya çalışıyorum ama güçlü işte..
-Bırak! ~Petra
İki yana salladı başını, kendine çekip sıkıca sarıldı. Birazdan ikimizde kalkabildik sonunda.
-Ne istersin kahvaltıya? ~Petra
Yüzümü yıkıyordum.
-Fark etmez. ~Tom
-Pekala. ~Petra
Mutfağa geldiğimizde sıradan bir sofra hazırladık beraber, oturup yemeye başladık. Tom bana bakarken arada gözlerimin içine dalıp gidiyor, farkındayım ve hoşuma gidiyor.
-Ellerine sağlık. ~Tom
Son yudumlarımızı attık ağzımıza.
-Senin de ellerine sağlık. ~Petra
Kalktığımızda masayı da beraber topladık. Bulaşık makinesinin yanındaki tezgaha arkamı yasladım.
-Bugün bir yere gidecek misin? ~Petra
Elindeki tabakları yerleştirdikten sonra bana döndü.
-Akşam, şuan birlikte vakit geçirmek istediğim birileri var. ~Tom
Gülümserken yanımdaki bezi alıp biraz ilerlediğimde masayı silmeye başladım. Belimde bir çift kol ve arkamda bir beden hissediyordum.
-Ne yapmak istersin? ~Tom
Hmm..
-Bilemedim, senin aklında bir şeyler var mı? ~Petra
-Dışarı çıkalım, turlayalım biraz ister misin? ~Tom
-Tabii. ~Petra
Bezi geri tezgaha bıraktım, Tom'la beraber odaya doğru gittik. Zaten önceden kalma kıyafetleri duruyordu burada, onlardan seçerek giyindi. Ben de üstüme kısa bir bluz ve altıma pantolon geçirdim, makyaj ve saçımı da hallettim.
-Çıkıyor muyuz? ~Tom
-Hazırım, çıkalım. ~Petra
Kapıyı açtığımda ayakkabılarımızı giyip aşağı indik, beraber arabaya bindik. Tom sürerken ben de radyoda çalan şarkılara bakıyordum.
-Bu kalsın. ~Tom
Geri çekilip camdan yolu izlemeye başladım. Sahile yaklaşmıştık bile, Tom boş bir yere park etti arabayı. İndiğimizde yanıma geldi, havanın soğukluğundan olsa gerek neredeyse kimse yoktu sahilde. Omzuma attığı koluyla beni yan tarafa çevirdi Tom, markete girdik.
-Bir şeyler alalım. ~Tom
-Çikolata. ~Petra
-Hangisinden? ~Tom
-Şu. ~Petra
Parmağımla gösterdiğim çikolatalardan iki tane aldı eline. Ardından iki de kola ve birkaç şey daha, kasada paralarını ödedikten sonra çıkıp yürümeye devam ettik. Sağımızda kalan deniz sakindi, ara ara dalgalanırken geliyordu sesleri. Tom bir banka oturup beni de çekti yanına.
-Al bakalım. ~Tom
Verdiği çikolatanın pakedini açıp yemeye başladım, Tom da öyle yapıyordu. Bir yandan içeceklerimizi içerken omzuna yaslanmış gökyüzünü, denizi izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑝𝑖𝑘𝑒𝑟 - 𝑇𝑜𝑚 𝐾𝑎𝑢𝑙𝑖𝑡𝑧
FanfictionBelki o gün buluşmasaydı gözlerimiz ikimizde yaşamazdık hiç birini. Ya da sırf bir kaç güzel an için değer miydi kötü geçen günlerimiz?