Son Dans

17 4 22
                                    

Uğruna birçok şairin şiirler yazdığı, ressamların en büyük marifetlerini sergilemek için referans aldığı, zanaatkârların hayranlıkla baktığı Gece sarayı çok sayıda önemli konukları misafirhanelerinde ağırlıyordu. Sarayın bahçelerini ve avlularını süsleyip aydınlatmak için özel olarak tasarlanmış renkli kandiller altında genç kızlar avlularda toplanmış kısmetlerinin kim olacağını gülüşmeler eşliğinde konuşuyorlardı. Genç erkekler gruplaşmış, kendi komşu diyarlarından gelen akranlarıyla siyasi ilişkilerini güçlendirmek için arkadaşlık kuruyorlardı. Kızlar ise bu meseleleri daha sinsi yönden halletmeyi tercih etmişlerdi.

Büyük toplantının yapılacağı gün için her hükümdarın gelmesi kesin olan bir tarih belirlenmiş bu yüzden toplantı vaktinin gelmesi aylar sürmüştü.

Bir kralın güzelliği dillere destan kızı ince sesiyle konuştu.

"Bu sarayın sınırları içinde bulunmak rüya gibi." Peri soyundan gelen bu prensesin nar çiçeği renginde parlak gözleri vardı.

Bir başkası onun söylediklerini tasdikledi ve ekledi.

"Bir rivayete göre Gece sarayına bir kez gelen kişi hayatının sonuna kadar mutluluk ve zenginlikle yaşarmış." Sıcak iklimin esmerleştirdiği güzel teni ışıklar altında parlıyordu.

Çayını nazikçe ince dudaklarına götüren bir diğer kız elf kralının bir sonraki varisiydi.

"İyi ilişkiler geliştirmek için mükemmel bir fırsat sunuyor da ondan."

Tüm bu konuşmalar içinde Eliza oturduğu sandalyeden bahçeyi seyrediyordu. Özenle hazırlanmış bahçenin güzelliğine şaşırmadı. Bu sarayın en basit köşesi bile harikaydı. Ama yine de önceden kaldıkları saraydan gayet menundu. En azından oradan kaçabiliyordu.

En son Sihir dükkanından ayrıldıktan sonra babasından uzun bir süre azar işitmiş ardından da cezalandırılmıştı. Babası önemli bir imparator olarak Gece sarayına nihayet geldiklerinde burada diğer diyarlardan birçok prens ve prensesle tanışmıştı. Ama hepsi eksik geliyordu. Mavera ile tanışıp kendi başına çıkar amacı gütmeyen bir arkadaşlık kurduktan sonra kimseye yakın hissedememişti.

"Bu da ne?" İçlerinden biri şaşkınlıkla konuştu. Dikkatler dağıldı ve herkes bunun üzerine başını çevirip bahçenin karşısındaki avluya doğru baktı.

"Bu kimin kızı?"

Genç bir kız eteklerini toplamış peşinden koşan küçük bir çocuktan kaçıyordu. Büyük sütunların arkasından geçerken bir görünüp bir kaybolarak kimseye yüzünü göstermiyordu.

"Eğlenceli birine benziyor." dedi Eliza farkında olmadan konuşarak.

"Eğlenceli mi? Kim Gece sarayının içinde böyle saygısızca koşabilir ki, Umay'dan korkmuyor mu?" dedi yeşil gözlerini kibirle kısmış biri.

Umay'ın sözü geçince herkes derin bir nefes aldı. Umay sihirliydi, büyülüydü. Hiç yüzünü görmeden ona aşık olan çok sayıda kız vardı.

"Saçlarının gece kadar siyah olduğunu söylüyorlar."

"Nasıl göründüğünü merak ediyorum."

"Babalarımıza boyun eğdiren adam kim acaba? Gücünün bir sınırı var mı?"

"Sarayda olup olmadığını merak ediyorum onunla hiç karşılaşabilecek miyim ki?" Herkes kendisi için aynı şeyi düşünürken bir başkası gizmeli bir tavır takınarak bir hikaye anlatıcısı gibi konuştu.

"Sık sık saraydan ayrılıp birini görmeye gidiyormuş. Söylentilere göre görmeye gittiği kişi bir kızmış." son kelimesinin fısıldayarak söylemesine rağmen bütün kızlar duymuştu. Herkesin şaşkın bir nida sesi dudaklarından fırlayıp gökyüzüne karışırken Mavera bir kolonun arkasında saklanarak küçük çocuğun hâlâ peşinden gelip gelmediğini merak ediyordu.

Ruh MimarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin