26.Bölüm
Gizlenen Sırlar
***
Hava kararmıştı ve ay tam tepede belirmişti. Elimde kahvemle mutfaktaki cam kenarından dışarıyı seyrederken, arkamdan Eymen'in yaklaştığını fark ettim.
"Ben çıkıyorum haberin olsun." demesiyle ona doğru dönüp merakla, "nereye?" diye sordum.
"İşim var. Döneceğim." dedikten sonra mutfaktan çıkmasıyla peşinden koştum, "işim var ne? Bu saatte ne işin olabilir?"
Cevap vermeden çıkış kapısını açıp evden çıktı.
Ardından Umut geldi yanıma, "nereye gitti o?" diye sordu.
"Bilmiyorum."
"Şey... Okuldaki öğrenciler hakkında konuşmak için geldim."
"Doğru bir de okul vardı değil mi?"
"Aynen öyle. Okulda bir takım zorbalıkların olduğunu düşünüyorum."
Elimdeki kahve fincanımı tezgahın üzerine bırakıp, "Derin diye bir öğrenci var ve bana çoğu şeyi anlattı." dedim.
"Ne anlattı?"
"Zorbalık konusunda haklısın fakat bazı öğrencilerin yaptıkları zorbalıktan da öte. Tehdit, şantaj, taciz, tecavüz... Öğretmenleri hastanelik ettikleri dahi oluyormuş. Onun dışında, intihar eden öğrenciler belki de diğer öğrenciler tarafından kasten öldürülüyorlar... Ve hiçbir öğrenci bu sorunları kimseye anlatamıyor, öğretmenler ve şu sinir bozucu müdür de buna göz yumuyor. Derin'de aynı sorunla savaşıyor şu anda ve ben o okulda sonuna kadar kalmaya devam etmek istiyorum."
Eymen'den
Telefonumu çıkartıp, üvey babamı aradım. Evet, aradım çünkü bunu yapmak zorundaydım.
"Nihayet aklına geldik." dedi telefonu açar açmaz.
"Normalde aklıma en son bile gelmeyecek kişi sensin ama yapacak bir şey yok. Söyle ne istiyorsun?"
"Çok basit. Sana atacağım konuma gideceksin ve o evde yaşayan herkesi öldüreceksin. Anlaşıldı mı?"
"Anlaşıldı. Anlaşıldı da onları neden öldürtüyorsun?"
"Çünkü öyle istiyorum. Çok sorgulama ve öldür şunları!" dedikten sonra telefonu yüzüme kapatıp konum gönderdi.
Motoruma binip konuma vardığımda, öldürmem gereken kişilerin evini gizlice pencerelerinden izlemeye başladım. Bir kadın, küçük yaşlarda bir kız çocuğu ve bir adam vardı.
Ne? Ben bu kişileri mi öldürecektim?
Telefonumu cebimden çıkartıp babamı tekrardan aradım.
"Aradığın iyi oldu. Çocuğun anne babasını öldür ama çocuğa dokunma. Çocuğu bana getirmeni istiyorum." demesiyle, "yapamam." dedim.
"Yapacaksın Eymen! Bir daha arama beni ve şu işi hallet!" dedikten sonra telefonu yüzüme kapattı.
Pencere kenarından ayrılıp kapıya yaklaşıp zile bastım. Kapıyı çocuğun annesi olan kadın açtı ve, "siz kimsiniz?" diye sordu.
"Üzgünüm..." dedim, "üzgünüm ama bunu yapmak zorundayım."