19.Bölüm: UYARI

195 13 18
                                    

Hemencecik geldim bu sefer :D Multimedyada nihayet Kuzey... Evet baştan beri Chace Crawford diye düşünüyordum ama emin olamamıştım, artık kesin karar :D

Azra'yı da koyacağım yakın zamanda. Bölüm hakkında, karakterler hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Gidişat ile ilgili önerilerine de açığım. Olmasını istediğiniz, gerekli bulduğunuz bir sahne, kesit vb. Yorumlarınızı esirgemezseniz çok mutlu edersiniz :))

Ve Hoşgeldin Ramazan diyelim. Ramazan ayının hayırlara vesile olması dileğiyle.Ramazan ayınız mübarek olsun =)

Keyifli okumalar ^~^

"Herkese merhaba." diye çekinerek konuşan Kuzey'e karşı gözlerimi kırpıştırdım. Bu kızın amacı neydi?! Ne diye Kuzey'i çağırmıştı ki şimdi?!

Azra, abi kardeş olayını biliyor muydu acaba? Kuzey'in doğruyu öğrenmesi hayrımıza olmazdı.

"Geçsenize Kuzey Bey."

Azra otuz iki diş sırıttığında şaşkınlığımdan sıyrılarak Yaman'a döndüm ki aynı anda Yaman da Kuzey'in yanına doğru ilerleyip çenesiyle dışarıyı gösterdikten hemen sonra arkasındaki Kuzey'le dışarıya çıkmıştı. Sorgulayacak gibi bir havası vardı doğrusu.

"Senin derdin ne? Bu da ne demek oluyor şimdi?"

Miray'ın kaşlarını çatarak sorduğu soru üzerine Azra tepki vermemeyi tercih etmişti. Sadece bana yandan bir bakış atıp Yaman ve Kuzey'in peşinden dışarıya çıktı.

"Bu kız tam anlamıyla bir sorunlu." dedikten sonra soslu makarnasını dudaklarından içeriye çeken Ayaz'ı onaylarcasına başımı salladım.

Ağzını önündeki peçeteyle sildikten sonra "Ben bir şunlara bakayım." diyerek ayaklandı. Nefesimi dışarıya vererek çatalımı sesli bir şekilde tabağıma bıraktım. Ardından Miray'ı da peşimden sürükleyerek yukarıya çıktım.

Akşam olabildiğince sorunsuz geçmişti. Kuzey sadece durumumdaki gelişmeleri merak ettiği için Azra'nın teklifini kıramadığını belirtmişti. Tabi Azra yine rahat durmayıp abi kardeş olayıyla ilgili iğneleyici birtakım davranışlarda bulunmuştu. Takmış mıydım? Hayır. Ama yine de biraz endişelendiğimi kabul ediyordum. Çünkü Kuzey'in gerçekten doğruyu öğrenmesini hiç istemiyordum. Yaman'ı abim biliyorken bu kadar rahat davranabiliyorsa bir de gerçeği öğrense neler düşünebileceğini öğrenmek dahi istemiyordum.

Üç dört gün sonra ikinci ameliyatıma girecektim. Umarım o da iyi geçerdi ve umarım ameliyattan sonra yaşadığım o kötü anlardan birini daha yaşamazdım.

Miray'la artık eve gitme zamanının geldiğine karar verdiğimizde banyoda bıraktığım tokamı almak için üst kata çıktım. Yani cebimde olmadığında göre sanırım orada unutmuştum. Bir ara bunalıp saçımı toplamıştım ama daha sonra Miray zorlayarak tekrar
açtırtmıştı.

Merdivenleri tırmanıp koridorun sonundaki banyoya ulaştığımda zaten açık olan kapısından aynanın önündeki tokayı farketmemle hızla oraya yöneldim. Direk aynanın önüne gidip tokayı bileğime taktım. Aynı anda kulağıma gelen garip sesle kalbim yerinden çıkacakmış gibi olup korkudan ıslak olan zeminde geriye doğru öyle bir sıçradım ki ayaklarımın yerden kesilmesi ve benim sert bir cisme çarpıp yere kapaklanmam saniyeler içerisinde olmuştu.

Ses hala kesilmemişti ve ben düşerken bir acı hissetmemiştim. Yaman'ın üstüne düştüğüm için olabilirdi.

...

Bir dakika?
O sert cisim Yaman mıydı?!

Düşmekten etkilenmemiş gibi sadece saşkınca bana bakan Yaman'a karşı yüzüme biriken utancıma engel olmadım. Telaşla üstünden kalkmaya çalışırken kaygan zeminle birlikte tekrar tökezleyip düşünce Yaman yüzünü buruşturdu. Benimde üstüme iki kere ben düşsem... Sanırım sadece yüzümü buruşturmakla yetinmezdim.

ÇelişkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin