20.Bölüm: TEHDİT

216 13 7
                                    

Yine o sessizlik... Gözlerimi yavaşça açarak görüş hizamdaki krem rengi duvara baktım. Etraf bulanıktı. Parmaklarımı başıma yaslayıp biraz bekledim.

Bulanıklık bir nebze olsun geçerken başımı yavaşça sağ tarafıma doğru çevirdim. Neden hala ameliyathanedeydim? Neden odaya alınmamıştım?

Başımı biraz daha çevirdiğimde otomatik kapının orada duran Yaman'ı gördüm. Buradaydı...Gülümseyerek doğrulup oturur pozisyona geçmiştim.

Yaman gülümsememe karşılık vermeyerek donuk surat ifadesiyle yüzüme bakmaya devam etti.

Yoksa...Öğrenmiş miydi?...

"Neden bana söylemedin?"

Sorduğu soruyla birlikte gülümsemem tamamiyle yüzümü terkederken tek yapabildiğim şey yutkunmak oldu.

Konuşuyordu ama onu duyamıyordum. Sadece dudaklarını oynatmıyordu, emindim. Konuşuyordu.

"Hakkında yanılmışım."

Söylediği cümle beynimde yankılanırken elini arkasına doğru uzatışını seyrettim. Elini tutan başka bir elle çaresizce başımı iki yana salladım. Azra gözlerindeki nefrete rağmen gülümseyerek Yaman'ın elini tutuyordu.

"İşte bak, ben kazandım Ada. Sen artık yoksun."

Söyledikleri beynimde tekrar ederken gitmelerini engellemek için ayağa kalktım fakat aynı anda başka bir el kolumu tuttu. Bakışlarımı elin sahibi olan Kuzey'e çevirdiğimde istemsizce kaşlarım çatıldı.

"Doğru olan bu. İnan bana."

Başımı olumsuz anlamda iki yana sallarken yüzünü yüzüme yaklaştırmaya başladı. İki elimi göğsüne koyarak onu itmeye çalıştım ama öyle güçlüydü ki ona karşı koyamıyordum.

İçimden Yaman'ın gitmemesi için yalvarırken Kuzey'den kurtulmaya çalıştım ve tek yapabildiğim şeyse, çaresizce bağırmak oldu...

**

Bedenimin sarsılmasıyla hızla yerimden doğrularak omuzlarımı tutan bedeni tüm gücümle ittirdim.

Hızlı nefes alışverişlerim karşısında bana endişeyle bakan Yaman'la göz göze gelmiştim.

Ne yani rüya mıydı?!
Daha doğrusu kâbus!

Yanımda olduğunu bilmenin verdiği mutlulukla vakit kaybetmeden Yaman'a sarıldım.
Elleri havada kalırken hareketlerime anlam veremediğini anlayabiliyordum. Önce itip sonra sarılmanın mantıklı bir tarafı var mıydı ki?

Saçıma değen ellerle birlikte gözümden bir damla yaşın süzülmesine izin verdim. Çok kötüydü... Bırakıp gitme düşüncesi çok kötüydü.

Yalnızlığı hissetmiştim. Şu an gitmediğini ve yanımda olduğunu bilmek... Güvende hissettirip, içimi tarifi mümkün olmayan bir şekilde rahatlatmıştı. Yaman'ın gitme ihtimali... beni endişelendirmiş ve çok korkutmuştu.

Ayrıldığımda gözlerimin içine baktı.

"İyi misin?"

Sorduğu soru karşısında derin bir nefes alarak başımı salladım.

"Ben... Sadece kâbus gördüm.İyiyim."

Sade ve geniş olan odanın kapısı açıldığında içeriye giren Kuzey'e çevirdim bakışlarımı.

ÇelişkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin