Merhabalar multimedyada yine dörtlümüz var,
Ve desteklerinizi esirgemezseniz gerçekten çok sevinirim.İyi okumalar :)
Ada saçmala ne öpmesi! Kış kış pis şeytan. Hayallere dalma! Daha doğrusu kabuslara!
Bu saçma düşünceden uzaklaşmak için silkelenip omzumdaki şeytanı elimin tersiyle kovmuştum. Yaman'a döndüğümde bana anlamayan gözlerle baktığını görmüştüm.
“Az önce omzuna neden vurdun?”
Rezil olmuştum! Ne diyecektim şimdi. Bir an beni öpsen ne olurdu diye beni düşündüren edepsiz küçük şeytanımı kovaladım desem arkasına bakmadan kaçardı. Haydi bir mazeret uydur!
“Toz! Elbise siyah. Siyah tozu çeker. Toz olmuş. Onu silkeliyordum. Kesinlikle temizlik!”
Bu saçma düşüncülerimi Yaman'a anlattıktan sonra sırıtmaya başlamıştım.
“Cidden normal değilsin. Yürü!”
Yaman bir taksi çevirip içine yerleşmişti. Çünkü odun olmak bunu gerektirir değil mi?! İnsan bir önden bayanlar düşüncesini barındırır hiç değilse! Yaman'ın odunluğuna gözlerimi devirip yavaşça taksiye yerleşmiştim.
Taksici bize tuhaf bakışlar atmaya başlamıştı. Tabi benimde müşterilerim gece gece siyah bol dekolteli mini elbise giyen bir kız ve yanında üstü çıplak bir adam olsa bırak bakış atmayı taksiye almazdım açıkçası.
Adam arabayı çalıştırdığında çaktırmadan Yaman'ı dürtmüştüm. Yaman bana dönünce kaş göz işaretiyle önce şöförü sonra çıplak üstünü işaret etmiştim. Adama kafasını çevirip şüpheli gözlerle baktıktan sonra elindeki tişörtü bacaklarıma örtmüştü.
Ah hadi ama!
Ben Yaman'a kaşlarımı kaldırmış bir şekilde bakarken Yaman taksiciye ölümcül bakışlarını yolluyordu. Zavallı adam korkusundan dikiz aynasına bakamıyordu zaten.
Nihayet eve vardığımızda tişörtü elime alarak kapıya doğru koşturmuştum. Hızlı bir şekilde kapıya vurduktan beş saniye sonra kapıyı ağlamaktan gözleri şişmiş bir şekilde Miray açmıştı. Ben daha adımımı atamadan üzerime çullanmasıyla kollarımı ona sarmıştım. Miray'ın kollarında olmak huzur vericiydi. Miray'dan ayrıldığımda içerden selpaklara bulanmış bir Ayaz fırladı. Kollarını açmış Yaman'ın yanına doğru koştururken Yaman sağ kolunun altından geçerek bize doğru gelmeye başladı. Ayaz hala beyaz bir canavar gibi koşuyordu. Yaman'ı arıyor olabilirdi. Şapşal çoçuk. Bu hallerini bile özlemiştim cidden. Hep birlikte içeriye girmiştik. Ayaz da birazdan bizim olmadığımızı farkedip eve girerdi zaten.
Bir an önce şu elbiseden kurtulmak istiyordum. Yaman tekli koltuğa oturunca Miray da beni çekiştirerek ikili koltuğa oturmuş yanıma yerleşmişti. O sırada kapıdan yüzü asılmış bir şekilde Ayaz girdi.
“Ayıp yani! Ağaca çarpmış olmasam hala deli danalar gibi koşturuyor olacaktım!”
“O sümüklü peçetelerinle sana sarılcağımı düşünmen senin hatan.”
“Peçeteler Miray'ın. Her tarafım silip silip bana attığı peçeteleriyle dolu. Beni kirletti. Artık evlenmek zorundayız.”
Gülerek Miray'a baktığımda sıkıntıyla gözlerini devirdiğini gördüm.
Artık bir duş alsam iyi olacaktı aslında. Başımı Yaman'dan tarafa çevirdiğimde bana alayla baktığını görmüştüm. Yine ne yumurtlama peşindeydi acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çelişki
Teen FictionArkasından bakakalmıştım. Çok mu garip bir şey sormuştum sanki. Alt tarafı adını öğrenmek istemiştim. Yani şu 'genç dev' gibi lakaplar kullanmak sıkıcı olmaya başlamıştı cidden. Masadaki tahtayı uzanarak elime aldım. Kendime doğru çevirip okumaya ba...