Merhaba, hikayemi okuyup takip eden okuyucularım, sizlerin desteğine ihtiyacım var :'( Hayalet okuyucularımın da düşüncelerini öğrenmek istiyorum. Lütfen beni kırmayın,
İyi okumalar =)Bayılmıştım... Hem de en özel olabilecek o anda... Gözlerimi yazlıktaki odamda açtığımda her şeyin bi rüya olabilme ihtimalinden çok korktum. Ama değildi, bunu "İnanamıyorum!" nidalarıyla başımda otuz iki diş sırıtan Miray'dan anlamıştım.
"Sonunda kızım ya! Öyle güzeldiniz ki... O Azra cadısı da çatladı resmen, oh olsun!"
Miray'ın bu haline kocaman gülümsedim. Hastane bahçesindeki o halimizi hatırlayınca mutluluğum sürekli katlanıyordu.
Beş gün boyunca Miray'la gizli gizli konuşma çalışmaları yapmıştım. İlk olarak Miray bana 'seni seviyorum' dedirtmeyi seçmişti. Her söylediğimde 'bende seni seviyorum' deyip bana sarılıyordu. Deli kız... Ama iyiki de öğrenmiştim. Yakın zamanda Yaman'a söyleyeceğim aklımın ucundan geçmemişti ama söylemiştim işte. O anı ve Yaman'ın bana söylediklerini hatırlayınca kızarmama engel olamadım.
"Ben sana inanırım." demişti... "Saklamayı beceremiyorsak itiraf edeceğiz güzelim." demişti. Bana güzelim demesi çok güzeldi... "Gözlerine bağımlı oldum." demişti bir de! Bundan sonra gözlerimi daha çok seviyordum!
Miray da bana şu an bir şey söylemişti ama düşüncelerimle mutlu olmaktan dudaklarını okuyamamıştım. Sadece 'sevgili' dediğini duymuştum. Kaşlarımı kaldırıp "Dalmışım.Ne dedin?" diye sordum. Güldü.
"Eee diyorum, artık sevgili misiniz diyorum?"
Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne baktım. Sevgili miydik?
"Bilmiyorum. Öyle miyiz?" diye karşılık verince başını salladı. "Bence öylesiniz." diye cevapladı. Yaman'a gidip 'Biz şimdi neyiz?' diye sormak istemiyordum. Çok aptalca olurdu. Sanırım... Öyleydik.
Tekrar gülümsediğimde Miray yüzüme küçük yastıklardan birini fırlattı. Yastığı elime alıp kaşlarımı çattım. "Kızım aptal aşıklar gibi gülüp durma, beni de güldürüyorsun." deyip sırıttığında çatılan kaşlarım gevşedi ve kıkırdadım. "Hem olan var olmayan var yani..."
Dediği şeyle birlikte bağdaş kurduğum yatağımdan kalkıp ikili koltuktaki Miray'ın yanına oturdum.
"Sormadan söyleyeyim, hala ona güvendiğimi hissettirecek bir yol bulamadım... Ben de işaret diliyle 'seni seviyorum' mu desem ne yapsam?"
Sorduğu soruyla birlikte arkamdaki yastığı alarak yüzüne attım. Yakın olduğumuz için engelleyebilmişti tabi, aynı anda gülmeye başladık.
Miray aniden yerinden kalkıp bana döndü. "Zil çaldı! Ayaz'lar gelmiştir belki!"
Heyecanlanırken hızla yerimden kalktım. Üstümü değiştirse miydim acaba?! Elim ayağım birbirine dolanırken Miray tekrar gülmeye başladı.
"Heyecanını yesinler, sakin ol azıcık! Hadi yürü!"
Bileğimden tutup sürükleyerek odadan çıkardığında birlikte merdivenleri inmeye başladık. Aşşağıdaki Yaman'la Ayaz'ı farketmemle kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Son iki basamak kalmıştım ki Yaman başını çevirdi ve gözlerimiz buluştu. Sanki ilk defa birbirimize bakıyormuşçasına saf bir heyecan yaparak adımlarımı birbirine doladım ve dengemi kaybettim. Öne doğru giderken Yaman hızla belimden yakalayıp düşmemi engelledi.
Dansta oğlan kızı eğip gül verirdi ya aynı o pozisyondaydık. Bir gülümüz eksikti. Gözlerimi kırpıştırdığımda yavaşça beni kaldırdı ve ayaklarım zeminle buluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çelişki
Teen FictionArkasından bakakalmıştım. Çok mu garip bir şey sormuştum sanki. Alt tarafı adını öğrenmek istemiştim. Yani şu 'genç dev' gibi lakaplar kullanmak sıkıcı olmaya başlamıştı cidden. Masadaki tahtayı uzanarak elime aldım. Kendime doğru çevirip okumaya ba...