Multimedyada Ada var =)
**
Sanırım odada birileri geziniyordu. Çünkü yanımda yatan Yaman'ın huzursuz olduğunu hissettiğimden ters giden bir şeylerin olduğunu anlayabiliyordum.
Birbirimize çok yakın bir şekilde duruyorduk ve bu nedense midemde bir hareketlenmeye neden olmuştu. Her temas ettiğimizde kendimi garip hissediyordum ve sanki şu an sıcaklık üç katına çıkmış gibi terlemeye başlamıştım. Küçük bir hareketimizde bile birbirimize temas etmek zorunda kalıyorduk ve.. bir dakika ya ben niye bunları düşünüyorum ki şimdi! Oksijensizlikten beynim uyuşmuştu resmen.
Burada durduğumuz sürece nefes almam git gide güç bir duruma geliyordu. Buradan bir an önce çıkmalıydık. Milyonlarca yürek tek bir soru: Biz bu bazanın altından çıkmayı nasıl başaracağız? İnşallah burayı girmeyi akıl eden beyefendimizin çıkmak için de bir planı vardır!
İçeride kimsenin olmadığına emin olduktan sonra Yaman elini cebine atmıştı. Sanırım telefonunu çıkarmaya çalışıyordu.
Unutulmaması gerekenler listeme bir kural daha eklemeyi şu andan itibaren aklımın bir köşesine not etmiştim. Kural 396: Eğer biriyle bir bazanın altında, üstelik tek kişilik bir bazanın altında tıkılı kalırsan, kesinlikle dar pantolon giyme!
Evet, Yaman şu an bu kuralı çiğnemiş ve telefonu her çıkarmaya çalıştığında başarısız olmuştu. Her denemesinde bacağımı hunharca itelemek zorunda kalıyordu... Tamam Ada, unutma ki sende de dar pantolon var. Yani bu kuralı sen de çiğnedin ve dayanmaya çalış!
Ben düşüncelerimle kendi iç dünyamda boğuşurken Yaman omzumu dürttü. Fakat öyle bir dürttü ki buradan kurtulduğumda ilk işim dürttüğü yerin sağlam olup olmadığını kontrol etmek olacaktı.
Hızla ona döndüğümde eliyle cebini işaret etti. Karanlıkta her ne kadar hareketlerini göremesem de şu an telefonunu çıkarmamı istediğini anlayabiliyordum. Fakat biraz numara yapmaktan zarar gelmezdi öyle değil mi? Anlamamazlıktan gelerek olduğum yerde hareket etmeden durdum. Çünkü şu an cebinden o telefonu çıkartacak bir potansiyele sahip olduğumu düşünmüyordum. Bu gerginlikle olmazdı yani. Bu kadar daralmışken fazladan bir uğraşı daha kaldıramazdım sanırım.
Hiçbir şey yapmayıp put gibi dururken Yaman ikinci kez omzumu çökertecek şekilde dürttü. Bu dürtmenin üçüncüsünü kaldıramayacağımı anladığımda mecburen elimi cebine atmaya karar verdim. Zerre kibar değildi. İnsan biraz yavaş dürterdi hiç değilse.
Bacağımı yukarıya doğru kaldırarak Yaman'ın cebine ulaştım. Telefonu hissettiğimde aynı zamanda bacağımı yukarıda tutacak gücüm de bitmişti. İstemsizce geri indirirken cebindeki elim kendi bacağımın altında kaldı ve sinirle soludum. Nefes al nefes ver... Nefes al.. Hadi Ada alacak nefesin kalmadı çıkar artık şu lanet telefonu!
Bacağımı bir kez daha kaldırarak hemen telefonu çekip aldım ve sert bir şekilde geri indirdim. Bu hareketimle birlikte hızla bacağımı itince gülesim geldi. Biraz fazla hızlı indirmiştim sanırım.
Yaman telefonu elimden seri bir hareketle kaptıktan sonra tuş kilidini açtı. Ne yazdığını göremesem de kısa bir mesaj gönderdiğini anlamıştım.
Çok kısa bir süre sonra da baza biri tarafından aniden açıldı. Ani olan bu hareket yüzünden biraz korkmuştum. Gelen kişiyi saklandığımız adamlardan biri sanmıştım.Yaman'a doğru döndüğümde koluna yapışmış olan elimi farkettim. Korktun anladım Ada ama neden onun koluna yapışırsın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çelişki
Novela JuvenilArkasından bakakalmıştım. Çok mu garip bir şey sormuştum sanki. Alt tarafı adını öğrenmek istemiştim. Yani şu 'genç dev' gibi lakaplar kullanmak sıkıcı olmaya başlamıştı cidden. Masadaki tahtayı uzanarak elime aldım. Kendime doğru çevirip okumaya ba...